Özdemir İnce

Ölüm gelmiş cihane sarı öküz mahane

10 Şubat 2023 Cuma

Bilimci olması gereken bir profesörün “Ecel öldürür deprem vesiledir” dediğini duyunca benim de dilimin ucuna yazımın adı geldi. Başağrısı ölüme bahane olur da deprem olmaz mı, elbette olur. Bina yaptıranların, yapanların, yapımına ve iskânına izin verenlerin sorumsuzluğu, gevşekliği yanında yazımın adı çok ciddi kalır.

17 Ağustos 1999 İzmit-Gölcük depreminden başlayarak, 30 Ekim 2020 depreminden geçerek ve 6 Şubat 2023’ün 10 ilimizi ezen felakete gelinceye kadar ülkemizin bilimcileri, deprem bilimcileri, yerbilimcileri neredeyse kapı numarasına kadar olacak depremin adresini vermişler; 1500 bilmem kaçtan bu yana bölgede deprem öfkesi birikiyor, dikkat, demişler... Demişler ama ha bilimciler konuşmuş ha bizim Göde Omar’ın eşeği yellenmiş... Aynı bölgenin güneyinde askere hücum emri vermek için keçinin kuyruğuna bakan Osmanlı paşası gibi...

Daha fazlasını yazamayacağım, hepiniz 6 Şubat’tan bu yana olan biteni televizyonlardan izliyorsunuz... Eğer TELE1, Halk TV gibi televizyonun dışında kalan yandaş ve besleme televizyonlardan izlemişseniz felaketin boyutlarını kesinlikle anlayamazsınız! Hükümet yetkililerinden, AFAD yetkililerinden masallar dinlediniz, Başyüce’nin dünya liderleriyle yaptığı telefon konuşmalarını, “Başınız sağ olsun!” mesajlarını öğrenmişsinizdir.

Gerçek başka, çok başka, sanki Hatay ili Türkiye sınırları içinde değilmiş gibi... Her yerde bir düzensizlik, başıbozukluk, dağınıklık, basiretsizlik var ama sanki Hatay “Bizden değil” gibi... İskenderun’u deniz basmış, liman cayır cayır yanmakta...

Kaç gündür bir delikanlı “Yenge, yenge, duyuyorsan cevap ver!” diye bağırmakta bir enkazın başında, cevap aldı mı acaba?

“Biz AKP’liyiz, burası CHP belediyesi, AKP’liler buraya yardım ederse çok iyi olur!”

Pazartesi günü TELE1’i izlemekteyim, 14.30’dan itibaren... Sahneler ve anlar:

Bir kadın haykırmakta: “Devlet nerede, AFAD nerede? Ama kızım işte orada, enkazın altında ağlamakta...” 

Aslında “Hükümet nerede?” diye haykırması gerek kadının... Devlet aygıtının harekete geçmesi için hükümetin yetenekli olması, becerikli olması ve devlet canavarını uyandırması gerek!

Vatandaşın şu soruyu sorması gerek, haykırması gerek: Bu on ilin ve bütün ülkenin depremden en az etkilenmesi için gereken her türlü önlemin alınmış olması mı gerekirdi, yoksa Çanakkale Köprüsü mü, İstanbul’a yeri yanlış nazenin, fiyakalı havaalanı mı, İstanbul Kanalı procesi mi, yoksa onlarca halk bahçesi mi?...

Arada sevimsiz bir AFAD yetkilisi televizyon ekranlarından depremzedeleri taciz ediyor, ölü ve yaralı bilançosu okuyor ve son olarak da banka IBAN numarası veriyor!!! Bre adam, 20 yıldır toplanan deprem vergileri nerede? Millet can derdinde, herif para... Yıkıntıların başında hiçbir kurtarma ekibi yok... Ne vinç ne kepçe ne demir kesecek elektrikli testere...

Adana-Gaziantep otoyolunun bir bölümü göçmüş, yıkılmış, kırılmış... Böyle bir olayın depremcede bir adı var ama aklıma gelmiyor, artık siz anlayın... Fay mı? Göl üzerine yapılan havaalanı da neredeyse ikiye katlanmış ortasından... Yahu hükümet kardeş, İstanbul ve Hatay havaalanlarının yeri için sizi bilimciler kaç kez uyarmadı mı?

Bunları yazan ben ve benzerlerim, nankör ve merhametsiz değiliz! Ekranlarda gördüğüm manzara sanki atom bombası yemiş Hiroşima, Nagazaki manzarası... Yıkılan bina sayısı sanırım 15 binden aşağı olmayacak... Böyle bir yıkımla hiçbir ülke baş edemez, edemez!!! Evet ama hastaneler, belediyeler, okullar, kamu binaları yıkılmış... Bu nasıl olur, bu nasıl olur?

Namertten bir müteahhit bir yıl önce 15 katlı bir bina yaptırmış, güya 9 kuvvetinde depreme dayanıklıymış, elinde sertifika varmış... Ve daireleri iki buçuk milyon (2.500.000 TL) liraya satışa çıkarmış... Bina 6 Şubat zelzelesinde (yer sarsıntısında) un ufak olmuş... Bre Allah’tan korkmaz milletten utanmazlar, 2.5 milyonu sokakta mı buldunuz?

Bunlar kentlerde olanlar! Köylerde, kasabalarda kim bilir ne türlü facialar var? Ama bakarsınız Cumhur İttifakı seçimden önce son 20 yılın 10’uncu imar affını da çıkarır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Vehbi’nin kerrakesi 17 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları