İşin zor Usta!

03 Mart 2016 Perşembe

Sevenlerinin Reis, Usta, Beyefendi, Uzun Adam ve benzeri sözcüklerle tanımladığı, toz kondurmadığı, hükümet dahil partinin de kesin lideri olarak gördüğü Cumhurbaşkanı Erdoğan kendini bir fasit dairenin içine hapsetti.
* Partisi içinde ciddi zorlukları var.
* Partide kendisine açıktan cephe alan isimlerin dışında, bugün sessiz kalan, ama RTE’nin politikalarına muhalif ciddi bir grup var.

Her gün bir sorun
Neredeyse her gün bir sorun patlıyor parti/partililer ile Saray arasında. En son, daha dün, “hükümetin başı kim?” tartışması yaşandı.
RTE’nin giderayak “Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanimayrum, saygı da duymayrum” açıklaması Parti’yi böldü; var olan huzursuzluğa zirve yaptırdı...
Numan Kurtulmuş, “Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesi ve kararları hakkında kişisel görüşlerini açıklamıştır” diyerek durumu kurtarmaya çalışırken..
Saray’dan kütttt diye darbe geldi. Başdanışman Mustafa Akış, Cumhurbaşkanı’mızın, AYM kararını eleştirmesi, “kişisel konumlanma” değil; “devletin ve hükümetin başı” sıfatıyla bir açıklamadır, dedi!
Veee Anayasa Mahkemesi’nin bir daha böyle kararlar alamaması için düzenlemeler yapılacağının işaretini verdi...

Gölge hükümet
Bu kim, bir başdanışman! Kendisini hem hükümetin hem de milletvekillerinin üzerinde gören bir “bürokrat” mı?! Zaten Reis’in yanındakilerin hepsi öyle “Gölge Hükümet” değil mi?!
Başdanışman bu değişikliği kimle yapacak? Hükümeti takmadıklarına göre, Meclis’e soktukları Saray’ın milletvekili adamlarıyla...
Söyleyeyim: Böyle bir değişiklik Meclis’ten geçmez, AKP Grubu’nu böler.
Başbakan koltuğunda oturan Davutoğlu da tartışmaya katılmak zorunda kaldı: “Türkiye’de devletin başı Cumhurbaşkanı’nın da, hükümetin başı Başbakan’ın da yetkilerini herkes bilir.”
Ama bu herkes arasında, Reis yok.

Tepelerinde bir kılıç
Numan Kurtulmuş rahatsız. Kendi partisini terk etti, tayin edici durumda RTE’yi de terk eder.
Düşünsenize, tepenizde sürekli “Demokles’in kılıcı” gibi davranan, duran, her an kelle almaya meyilli bir Saray ve etrafı var.
Sizin düşünceniz yok ve olamaz.
Ne söyleyeceğinizi tartmalısınız, Saray’dan bir ayar almalısınız. Asla ters düşmemelisiniz, hep dikkat etmelisiniz, ayağınız Saray’a asla takılmamalı!
Saray, ağzına gelen her şeyi söyleme hakkına sahip tek kişidir.

Beğenmeyen gider
Geçmişte de böyle “sorumsuz ve yetkisiz Başkan”ın adamı kolay olunmadı, bundan sonra da olmayacak.
Peki olunmaz mı, olunur.
Oyunun başlangıç kuralları “Başkanın adamları” olunmaya uygun olur.
Mesela RTE, anayasa gereği başkandır, tek yetkilidir, Meclis’i kurar dağıtır, hükümeti kurar dağıtır...
Bu koşullarda adamlarını seçer. Hepsi başkanın adamlarıdır.
Beğenmeyen çekip gider.

Yumuşak atın çiftesi
Ama durum, şartlar, koşullar öyle değil.
“Başkanın adamları” yasal koşullarında gelmedi. Parlamenter sistemin hükümetin yetki ve sorumlulukları çerçevesinde geldi.
Şimdi aralarında en güçlü bir politikacı, çıkıyor ve mesela hükümet yok dedirtiyor.
Peki ama şey, hükümet, anayasa, yetki falan diyecek olurlarsa, yok öyle bir şey yanıtını alıyorlar.
Öyle bir şey var! Hükümet de var, parlamenter sistem de var.
Ayrıca yumuşak atın çiftesinin pek olma olasılığı da var! Kolay olmasa da!
Saray, hükümet, parti adım adım kendi konumlarını inşa ediyor.
Saray’ın karşısına anayasal ve yasal sistem de çıkıyor. Anayasa Mahkemesi gibi. Yarın bunlar artacak!

Başarısızlık paylaşılmaz
Saray’ın zorluğu sadece parti içiyle ilgili değil.
Bu zorluğu ağırlaştıran, ayrışmayı derinleştiren, aslında iç ve dış sorunların, giderek içinden çıkılmaz bir hale gelmesi.
Ayrıca: Başarı yok ki paylaşsınlar.
Reis’in, Usta’nın, bizzat yol açtığı başarısızlığını neden paylaşsınlar?
İşin zor Usta!
Yazmıştım birkaç kez: En güçlü olduğunu sandığın anda, en zayıf halindesindir.

İKİ BİLGE TOPLANTISI: Bozkurt Güvenç ve Doğan Kuban’la başlattığımız İki Bilge Konferansları sürüyor. Bu cumartesi saat 17.00’de Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Yerleşkesi’nde, son anayasal durum tartışması var. Bekliyoruz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları