Olaylar Ve Görüşler

Zeytinliklere düşen ‘yönetmelik’ gölgesi! - Mehmet Şakir ÖRS

23 Mart 2022 Çarşamba

Savaşı sürekli gündemde tutan ve bundan her fırsatta yararlanmaya çalışan dünya egemenleri/silah tüccarları gibi; ülkemizin egemenleri/çıkar çevreleri de hemen her fırsatta zeytin alanlarına, doğaya, çevreye çullanmak için adeta fırsat kolluyor.

Zeytincilik Yasası’nı değiştirip aşmayı hedefleyen ve kamuoyunun duyarlılığı/tepkileri nedeniyle bunu bir türlü hayata geçiremeyen iktidara yakın iş çevreleri, kendi ticari çıkarları için bu kez de “yönetmelik” yoluyla emellerine ulaşmak istiyor.

BU YÖNETMELİK DE NEREDEN ÇIKTI?

Zeytinliklerin, zeytin alanlarının madencilik faaliyetlerine açılması için, madencilik çevreleri ve iktidar bugüne kadar birçok kez girişimde bulundu. Siyasal iktidarın bu girişimleri her defasında geri püskürtüldü. Değiştirilmeye çalışılan Zeytincilik Yasası’nın ilgili hükümlerinin korunması, bugüne kadar başarıldı.

Bu kez, gece yarısı çıkarılan baskın bir yönetmelikle konu yeniden gündeme geldi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 1 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle, madencilik faaliyetleri yapılacak alanlarda bulunan zeytin ağaçlarının kesilmesinin ve zeytinliklerin yok edilmesinin önü açıldı! Bu arada, yayımlanan bir başka yönetmelikle de bazı önemli doğal koruma alanları yapılaşmaya serbest hale getirildi!

‘ZEYTİNCİLİK YASASI’NIN ARDINDAN DOLANMAK!

Aslında ülkemizde geçerli olan, Cumhuriyetin tarım politikaları doğrultusunda 1939 yılında çıkarılmış bir Zeytincilik Yasası var. Bu yasaya göre, zeytin alanlarında ve zeytin ağaçlarının bulunduğu sahalara 3 kilometrelik mesafe içinde, doğaya/çevreye/zeytine zarar verecek faaliyette bulunulamıyor ve zeytinyağı işletmesi dışında tesis kurulamıyor. 

Siyasal iktidar, kendisine yakın madencilerin ve iş çevrelerinin isteği doğrultusunda, defalarca bu yasanın değiştirilmesi için girişimde bulundu. Birçok kez TBMM’ye yasa önerileri getirildi. Ama bu girişimler, her defasında kamuoyu vicdanında geri tepti! Zeytincilerin ve çevrecilerin hukuksal/toplumsal mücadeleleri hep üstün geldi. 

‘BARIŞ AĞACI’ YOK EDİLMESİN!

Şimdi yönetmelikle aşılmaya çalışılan duruma, tarım ve hukuk çevrelerinin iki önemli itirazı var. Birinci itiraz, bu konunun temel olarak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yetki ve faaliyet alanında olması. Yönetmeliği çıkaran bakanlığın, kendi yetki alanı dışında bir girişimde bulunması. İkincisi ve belki daha da önemlisi, geçerli olan ve yürürlükte bulunan yasa hükümlerinin bir yönetmelikle aşılamayacağı gerçeği.

Sevgili dostumuz, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Tan; zeytincilik sektörünün görüşü alınmadan, bir yönetmelik aracılığıyla Zeytincilik Yasası’nın bir kez daha delinmek istendiğine dikkat çekip şunları söylüyor: “Zeytin ağacımızı ve kanunumuzu, hukuka aykırı girişimlere karşı defalarca koruduk. Bu kez de koruyacak ve kazanacağız. Yargı süreci başlamadan, yönetmeliği iptal ederek kutsal zeytin ağacından elinizi derhal çekin!”

Vicdanları sızlatmayın, yürekleri kanatmayın!

Tarımla ilgili yazılarımızda; salgın ve savaş koşullarının, gıdanın, tarımın ve tarımsal üretimin önemini, herkese öğrettiğini/kavrattığını sürekli yazıyorduk. Bu baskın yönetmelik girişimi gösteriyor ki daha hâlâ bu somut gerçekliği anlayamayan ve kavrayamayanlar da varmış! İnsan böylesi yanlış ve hatalı girişimlerin, yönetim sorumluluğu taşıyanlar tarafından yapıldığını görünce, doğrusu geleceğimiz adına daha da endişeleniyor.

Bu girişimleri kabullenmekte gerçekten zorlanıyoruz. Bu yanlışlığı, öncelikle kendi vicdanlarına nasıl kabullendirebildiklerine hayret ediyoruz. Bu girişimleri yapanlar, geleceğe ve gelecek kuşaklara karşı -en azından kendi çocuklarına/torunlarına karşı- sorumlu olduklarını unutmamalıdırlar. Bu yanlışlıkta ısrar edilmemeli ve daha fazla vicdanlar sızlatılmamalı/yürekler kanatılmamalıdır!..

BARİ GÖLGE ETMEYİN!

Yaşanan savaş ve salgın koşulları bile, bu çevreleri maalesef uyaramıyor ve girişimlerinden vazgeçiremiyor. Gıda egemenliğinin/güvenliğinin önemi, ilgililer ve yetkililer tarafından bir türlü yeterince anlaşılamıyor. Son girişim, bunun acı ve çarpıcı göstergesidir.

Oysa tam tersine tarım, tarımsal üretim ve zeytinciliğimiz desteklenmelidir. Zeytin alanlarımızın genişletilmesi ve zeytin ağaçlarının çoğaltılması için üreticiler özendirilmelidir. İlgililerden ve yetkililerden bunlar beklenirken tam tersi yapılıyor. Bu durumda, zeytinciler ve üreticiler; bırakın desteklenmeyi, bari zeytin alanlarına gölge düşürmeyin, var olan alanları yok etmeyin/koruyun diyorlar!..

MEHMET ŞAKİR ÖRS

ARAŞTIRMACI/YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları