Olaylar Ve Görüşler

Yeni seçim yasası tasarısı - Dr. Engin ÜNSAL

04 Nisan 2022 Pazartesi

Erken seçim-zamanında seçim tartışmaları yaşanırken Cumhur İttifakı geleceğini güvence altına almak ve yapılacak seçimde uygulanmak üzere bir seçim yasası tasarısını TBMM’ye sundu. Bu tasarı da Meclis'ten geçti. Yoksulluğu yaygınlaştırmak, açlık sınırında yaşayanların sayısını artırmak, yapılan zamlarla halkı geçinemeyecek bir konuma getirmek, bağımsız yargıyı askıya almak, biat sendikacılığı ve basını yaratmak, temel özgürlüklerin üzerine şal örtmek ve tüm komşularından düşman yaratmaktan başka bir başarısı olmayan Cumhur İttifakı ve onun desteklediği ucube tek adam yönetimi Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim 1923’ten bu yana Türk halkına tarihin en karanlık günlerini yaşatmıştır.

Normal koşullarda iktidarda bir gün bile kalmamaları gereken ittifakın iki partisi şimdi iktidarın keyfini sonsuza kadar yaşamak amacı ile masa başı oyunlarına başvurmuş ve kendilerini yeniden iktidar yapacak bir seçim tasarısı hazırlamışlardır. Amaç oy oranı öne geçen Millet İttifakı’nı parçalamaktır. Bunun için grubu olmayan partilerin seçime girme hakkını tanıyarak ittifakın küçük ortaklarını İttifaktan ayrılmaya özendirmek istemektedirler. 

TBMM'den geçen tasarının eleştirilecek çok başka yönleri var ama bugüne kadar üzerinde durulmayan bir konuya dikkati çekmek istiyoruz.

PARTİ İÇİ DEMOKRASİ SORUNU

Bugün hiçbir siyasi partide parti içi demokrasi kavramı tam olarak ele alınmamaktadır. Partilerde lider sultası ve liderin tartışılmazlığı önemli bir sorundur. Partilerde biat kültürü yeşertilmiştir. Lideri eleştiren ya da parti siyasetinin yanlışlığını söyleyen milletvekilinin siyasi ömrü kısadır.

Lideri ve politikalarını sürekli öven, liderin gözdesidir. Kendimden bir örnekle konuya açıklık getireyim. 1973 seçimleri öncesi meydanlarda Ecevit, “İşkencecilerden hesap soracağız”dedi ve bu söylem oyların artmasına neden oldu çünkü bu halkın aydınları Ziverbey Köşkü’nde Faik Türün ekibinin ağır işkencelerini yaşamıştı.

Seçim sonrası CHP-MSP koalisyonu kuruldu fakat geçen zaman içinde işkence dosyaları açılmadı. Eski Başbakan Ferit Melen, “İşkence dosyaları başbakanın masası üzerindedir neden üstüne gitmiyor” diye ağır bir eleştiri getirdi. Bunun üzerine ben basınla bu konuyu paylaştım ve Ecevit’in bir an önce, halka verdiğimiz söz gereği, işkencecilerden hesap sormasını istedim. Bu paylaşımın basında yayımlandığı akşam partinin bir memuru evime bir sarı zarf getirdi. Partinin Genel Sekreteri Orhan Eyüpoğlu konunun MYK da görüşüldüğünü ve parti üyesi olduğum sürece parti politikasını ve genel başkanı eleştiremeyeceğimi ve istiyorsam istifa edip dilediğim gibi konuşa bileceğimi ihtar ediyordu. CHP’de parti içi demokrasinin kısırlığına üzülmüş ve bu ve benzeri eleştirilerden dolayı 1977 seçimlerinde seçilememiştim.

Günümüzde demokrasinin rafa kaldırılmasının, AKP’de lider sultasının ve liderin diktatörleşmesinin tek nedeni AKP’li milletvekillerinin suskunluğudur. İktidar ve milletvekili olmanın nimetlerinden yararlanmalarını sürdürmek için tek bir kelime bile olsun eleştiri yapamamaktadırlar.

Suskun milletvekillerinden oluşan bir Meclis halkı temsil edemez ve böyle bir Meclis demokrasinin kurumu olamaz. Bu nedenle hazırlanan yasa taslağı ile birlikte Siyasi Partiler Yasası’nda da gerekli değişiklikler yapılarak bu konuya mutlaka eğilmeli ve milletvekillerinin özgürce konuşmasını ve bu konuda haklarında disiplin hükümlerinin uygulanamayacağına tasarıda mutlaka yer verilmelidir. Ülkede kral çıplak demek yasaklanmıştır. Aynı yasağın partilerde sürmesi demokrasinin ciddi ayıbı olacaktır.  

DR. ENGİN ÜNSAL

15. DÖNEM İSTANBUL CHP MİLLETVEKİLİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları