Olaylar Ve Görüşler

Tarımda süreklilik gerekli - Hüseyin SÖZERİ

02 Nisan 2022 Cumartesi

Küresel salgın hastalık sürerken başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, tarımsal uğraşın, gıda üretiminin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Tarımsal üretimin her boyutuyla yeterli biçimde yapılabileceği bir ülkede yaşadığımız halde, gıda maddelerine ulaşmada zorluk çekiyoruz. Yeterli gıda yokluğu algısının oluşmasıyla, yurttaşlarımız endişeyle satış noktalarına yükleniyor, evlerinde gereğinden fazla gıda stoku yapıyorlar. Haksız da sayılmazlar. Çünkü izlenen tarım politikasına “üretme, tüket” anlayışı egemen. Tüketimin ithalata bağlanması nedeniyle, gıda güvenliği de sürdürülemez durumda.

İKTİDARIN SONUCU

Ülkemizde gıda güvenliğinin sürdürülemez duruma gelmesinin nedeni, uzun süredir izlenen “tek adam” tarım politikasıdır. Bu tarım politikası, sektörün sorunlarını çözmek yerine, sorunları artırır ve gelecek yıla aktarır.

Aktarılan sorunların bazıları şunlardır: Desteklemelerin yasanın belirlediği sınırın altında kalması. Kaynak ve finansman sorunu nedeniyle üreticinin borç sarmalına sürüklenmesi. Temel tarım ürünlerinde gümrük vergisiz ithalatın artması nedeniyle üreticinin rekabet şansının azalması. Gıda enflasyonu genel enflasyon oranının üzerindeyken, tarım ürünlerinin üretici fiyatlarının bu seviyenin altına düşmesi... Bu sorunlar çiftçinin tarımsal üretimden koparak kentlere göç etmesine, ekilen toprak miktarının gerilemesine, dolayısıyla üretimde azalmaya neden olmuş, ülkemizde gıda güvenliği tehlikeye girmiştir.

SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMALI

Tarım sektörünün içinde bulunduğu duruma örnek olarak, Denizli tarımını gösterebiliriz. Denizli’de çiftçiler hızla üretimden kopmaktadır. Kent içi göç ile hızla kent merkezinde birikmektedir. Oysa Denizli, bir sanayi kentti olduğu kadar, bir tarım kentidir. Toplam yüzölçümünün yüzde 31’i tarım arazisidir. Bu arazinin yüzde 44.45’inde sulu tarım yapılan önemli ovalar vardır. Ovalar arasındaki yükselti farkı 130 metreden başlar 1700 metreye kadar çıkar. Bu da ürün desenini çeşitlendirir. Değeri yüksek ürün üretilebilmesine karşın, iç göç nedeniyle küçük aile tarım işletmeleri hızla çökmektedir. Denizli Tarım İl Müdürlüğü kayıtlarında 190 tarımsal kalkınma, 83 sulama, 3 su ürünleri kooperatifi, toplam 276 kooperatif (bu kooperatiflere 42 bin 423 çiftçi ortaktır) olduğu halde, sayısal çokluğa karşın, içlerinde başarı öyküsü yazan kooperatif yoktur.

Ülkemizde ve Denizli’de tarımsal üretim, sürdürülebilir kılınmalıdır. Üretimin ana öğesi olan tohum, enerji ve tarım kimyasalları ulaşılabilir noktaya çekilmeli, tarımsal örgütlenme yeni bir anlayışla ele alınmalıdır. Üretimden satışa görev alacak tarımsal kalkınma kooperatifleri, büyükşehir belediyeleri öncülüğünde yeniden yapılandırılmalı, etkin ve verimli çalışır duruma getirilmelidir. Gereken önlemler alınmazsa çiftçiler yoksulluktan, tüketiciler pahalı gıda tüketmekten kurtulamazlar. 

HÜSEYİN SÖZERİ

ARAŞTIRMACI-YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları