Olaylar Ve Görüşler

Savaşın enerji silahı - Mithat RENDE

28 Nisan 2022 Perşembe

İklim değişikliğinin ve sera gazı kaynaklı aşırı ısınmanın yol açtığı doğa olaylarının oluşturduğu küresel tehdit ve güvenliğe etkileri, Covid-19 salgınında arka planda kaldı. Bu soruna Ukrayna savaşıyla birlikte, enerjinin bir kez daha silah olarak kullanılması eklendi. Almanya’nın, ABD’nin de ısrarlı girişimiyle Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattını rafa kaldırması, Rusya’nın 26 Nisan’da Polonya’dan geçen doğalgaz boru hattını kapatma kararı, enerjinin dar askeri, siyasi ve ekonomik çıkarlar için nasıl kullanıldığının son örnekleri. 

Dünyanın farklı bölgelerinde son dönemde yaşanan orman yangınları, sel, kasırga, hortum ve kuraklık gibi iklim kaynaklı afetlerin yol açtığı hasarlar ciddi boyutlara ulaştı. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin son raporunda, bu konuda karamsar bir tablo çiziliyor. Güvenlik risklerini değerlendirirken başta enerji güvenliği, gıda ve su sıkıntısını, ciddi istikrarsızlıklara yol açacak büyük göç hareketlerini de hesaba katmalı. Bu nedenlerle 14 Haziran 2021’de Brüksel’de düzenlenen NATO Zirvesi’nin bildirisinde, iklim krizinin güvenlik riski oluşturduğu belirtilmişti. Avrupa Birliği’nin Stratejik Pusula belgesiyle, Haziran 2022’de düzenlenecek NATO Madrid Zirvesi’nde kabul edilmesi öngörülen, ittifakın yeni Stratejik Konsept belgesi taslağında iklimin güvenlik boyutuna yer veriliyor.  

TEHDİT ALGISI DEĞİŞTİ

Halk böyleyken, Ukrayna savaşı, 2021’de yaşanan enerji krizini de ağırlaştırarak ciddi bir güvenlik riski yarattı. AB ülkeleri doğalgaz ve petrolde Rusya’ya bu kadar bağımlı olmanın yarattığı güvenlik açığını tam kavrayamamışlardı. Uzun süredir ABD’nin hedefinde olan ve Almanya’ya yılda 55 milyar metreküp Rus doğalgazını Baltık Denizi üzerinden doğrudan ulaştıracak, Kuzey Akım 2 boru hattının bir çırpıda devre dışı bırakılması, daha önce Rusya’yla karşılıklı bağımlılığı savunan Almanya’nın tehdit algısının nasıl değiştiğini gösterdi.

TÜRKİYE NE YAPMALI?

AB’nin yeni tehdit algısıyla, doğalgazda Rusya’ya olan bağımlılığını 2030’a kadar asgariye indirme kararını uygulaması güç. ABD’nin de Avrupa’ya sağlama sözü verdiği yıllık 50 milyar metreküp sıvılaştırılmış doğalgazı (LNG) temin etmek kolay değil. Sonuçta başta Almanya, İtalya, Polonya, Avrupa ülkelerinin çoğu Rus doğal gazına  bağımlılıklarını sürdürecekler veya daha çok kömür yakmak zorunda kalacaklar.

Türkiye, öncelikle temiz enerji dönüşümüne ve dışa bağımlılığın azaltılmasına odaklanmalı. Ancak ciddi bir dış finansman sorunu var. Buna çözüm bulunması için doğrudan yabancı yatırımcıyı özendirecek güven ortamı ve sağlam bir hukuki çerçeve şart. Türkiye, aynı zamanda coğrafi konumunu ve altyapısını kullanarak Doğu Akdeniz, Irak ve uzun vadede İran gazının Avrupa’ya ulaştırılması için, bu  ülkeler, AB ve ABD’yle müzakere kanallarını açık tutmalı. 

Özetle, Ukrayna savaşı ve devreye giren enerji silahı, mevcut enerji ve gıda krizini ağırlaştırdı. İklim krizi, enerji güvenliği ve ulusal güvenlik arasındaki  bağlantıyı daha görünür kıldı. Bu nedenle, sınırlı kaynakları sürdürülebilir enerji dönüşümüne ve enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasına harcamak öncelik kazanacak.   

MİTHAT RENDE

EMEKLİ BÜYÜKELÇİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları