Olaylar Ve Görüşler

Sağlık Bakanı’na acil çağrı - Prof. Dr. Ayşe YÜKSEL

01 Şubat 2022 Salı

Ülkemizde geçmişin ürkütücü hastalığı cüzam. Kimse bu konu ile ilgilenmezken iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda duyarlı hekimlerimizden biri Türkan Saylan, yıllarca bu konuda gönüllü çalıştı, cüzam hastalığını bu ülkenin önemli sağlık sorunu olmaktan çıkardı.

Dünya Sağlık Örgütü, o yıllarda Türkan Hocamıza bu hastalığı Türkiye’de elimine (vaka sayılarını çok az sayıya indirmek) ettiği için kutlama mektubu göndermişti. 1976-2009 arası 33 yıl boyunca, kıymetlisi saydığı cüzam hastalarının, aileleri ve içinde yaşadıkları toplumda doğru bilinebilmesi için adeta gece gündüz çalıştı. Başarı, tıpta bütüncül yaklaşım, aynı zamanda korunma, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri ile gerçekleşebildi. O yıllarda resmi kayıtlarda 4 bin kadar olan hastaların yüzde 65’inde göz, el ve ayak engellilikleri vardı. Bu hastalar için rehabilitasyon şarttı. Göz bakımı, el ve ayak bakımı için uzmanlık isteyen birimler kurdu, insan yetiştirdi. Bir başka gereksinim ortopedik ayakkabı sağlanması idi. Türkan Hoca daha başlangıçta, bunu gerçekleştirmek için adım atmış, Bakırköy Lepra Hastanesi’nde ortopedik ayakkabı atölyesi kurmuştu. Yurtdışından getirttiği uzmanların desteğiyle ustalar yetiştirmeye başlamıştı.

TÜRKAN SAYLAN’IN ÖNCÜLÜĞÜ

Türkan Hoca ile bu konuda çalışmaya başladıktan sonra, Tanzanya ve Etiyopya’daki lepra eğitim merkezlerinde bulunduğum 1981 yılı boyunca koruyucu ve ortopedik ayakkabı gereksiniminin sağlanmasının önemini fark ettim. Sıcak ülkelerdi, daha çok koruyucu sandaletler üretiliyordu. Bizim ülkemiz için evde giyebilecekleri özel terlik, dışarıda giyebilecekleri ortopedik ayakkabı gereksinimi vardı. 

Cüzam hastalığı için uzun yıllar çalışmış, kendi yöntemlerini geliştirmiş, tıp literatürüne geçmiş bir ismi, ortopedist Dr. Paul Brand’ı Türkan Hocamız hastanemize davet etti, bir hafta boyunca eğitim yaptı. Sonrası için benim Carville Lepra Merkezi’nde ayakkabı yapımını öğrenmemi önerdi. İş başa düşmüştü. Üç ay boyunca koruyucu ve ortopedik ayakkabı yapımı tekniklerini öğrendim, öğrendiklerimi ustalarımıza aktardım ve ülkemizde hastalarımızın çok rahat yürüyebildikleri ortopedik ayakkabıları üretebilir olduk. Ayak deformitesi çok olan hastalar için atölyemiz adeta ilaç oldu. Ülkemizde halen el, ayak engellilikleri ile yaşayan lepradan etkilenmiş kişiler var. Onların yaşam boyu ortopedik ayakkabıya ihtiyaçları var. Ne yazık ki, Türkan Hocamızı kaybettikten sonra atölyede çalışanlar emekli oldu, yerine kimse yetişmedi, pandemi öncesinde de atölye tamamen kapandı.

ÇÖZÜM BULMALIYIZ

Bütün bunları niye yazdım? Bugün Van’dan lepradan etkilenmiş bir kişi beni aradı, ayakkabım yok, bana ayakkabı yapın diye yalvardı. Daha önce de defalarca aradı, “Üzgünüm atölye kapandı, ne yazık ki yaptırabileceğim bir yer yok” dedim. Ağlıyor, kabul etmiyor, mutlaka bana çare bulun diyordu. Yıllar önce onu evinde ziyaret etmiş, ev koşullarında ayaklarının alçı kalıbını almış, o kalıpları kargo ile atölyeye göndermiştim. Ortopedik ayakkabısı yapılmış bana postalanmıştı. Ayakkabıları alıp evine gittim, giydirdim, ayağa kaldırdım ve yürüttüm. Benim için çok kolay olan bu durum onun için adeta mucize idi. Çok mutlu idi, dışarı çıkabiliyor, dolaşabiliyordu. İki yıldır, ayakkabısı yok, beni arıyor, çare umuyor, ben de kendimi ona yardımcı olamadığım için çaresiz hissedip kahroluyordum. Bugün, bana görev verdi “Ne yapıp edip bana ayakkabı yapacaksın” dedi.

Tabii ki ortopedik ayakkabı isteyen yalnız o değil, başkaları da var. Sayın Bakan, 31 Ocak 2021 tarihinde, Dünya Cüzzam Günü’nde size mektup yazmış, bu konuda çözüm üretmemiz gerektiğini yazmıştım. Pandemi var, çok yoğun çalışıyorsunuz ama bu da önemli bir konu. Cüzzamla Savaş Derneği, ayakkabı firmaları, ayakkabı meslek lisesi ve Sağlık Bakanlığı bir araya gelelim, proje üretelim, Türkan Hocamızın kıymetli hastalarına yaşadıkları sürece ortopedik ayakkabı yapabilelim, onları yürütelim.

Lepra geçmişte damgalanma nedeni olmuş sosyal bir hastalıktır. Son on yılda tanı konan hastaların kendileri ve aileleri yılda bir kez muayene edilmeli, yeni tanılar gözden kaçırılmamalıdır. İşbirliğine hazırız. 

PROF. DR. AYŞE YÜKSEL

CÜZZAMLA SAVAŞ DERNEĞİ BAŞKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları