Olaylar Ve Görüşler

İşçiler meydanlarda - Dr. Engin ÜNSAL

12 Aralık 2021 Pazar

DİSK bugün (12 Aralık 2021), tarihinde Kartal Meydanı’nda işçileri toplayarak işsizliği, pahalılığı, yok edilmek istenen bireysel ve kollektif sendika özgürlüğünü, yok edilen iş güvencesini protesto etmek üzere bir miting düzenleyecek. Bu bir protesto eylemidir ve sendikacılığın doğasında protesto eylemlerinin önemli yeri vardır. Uzun zamandır işçiler sendikaların öncülüğünde, kitlesel olarak, meydanlarda yoktu. İşçi hareketinin tarihinde kitlesel eylem olarak anılan iki önemli olay vardır. Birincisi 1961 yılının son günü 1961 Anayasası’nda kabul edilen sendikal hakların bir an önce yasalaştırılmasını isteyen 100 bin işçinin katıldığı tarihi Saraçhane mitingi ve ikinci olarak DİSK’i güçsüz bırakmak amacı ile çıkarılmış ve sonradan Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş 1317 sayılı yasayı protesto etmek için 1970’te yapılan 15-16 Haziran olayları. (Bu konuda Zafer Aydın’ın yazdığı ve Ayrıntı Yakın Tarih tarafından 1920’de yayımlanan İşçilerin 15-16 Haziranı 1970 adlı eserinde ayrıntılı bilgi vardır.)

SENDİKALARA SİYASET YASAK DEĞİLDİR

6356 Sendikalar Yasası’nda sendikalar için siyaset yasağı getirilmemiş fakat yasanın 26/5. maddesinde sendikaların ve konfederasyonların faaliyetlerini amaçları ile sınırlamıştır. Bu amacın kaynağı anayasanın 51. maddesinin ilk fıkrası oluşturmaktadır. Buna göre “bir işçi veya işveren kuruluşu üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal ilşkilerinde ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek amacı” çok açık biçimde vurgulanmaktadır. Öyleyse sendikalar ve konfederasyonlar sadece üyelerinin çalışma ilişkileri ile ilgili olarak ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için siyasi faaliyette bulunabileceklerdir (Prof. Dr. Nuri Çelik, İş Hukuku Dersleri, Beta Yayınları, 31. bası, 2018, s.858). Bu nedenle ülkede yaşanan hayat pahalılığının işçilerin ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerinin korunması için sendika ve konfederasyonların yapacağı siyasal eylemlerin anayasal bir temeli vardır.

ÇALIŞMA YAŞAMINDA GÜVEN BUNALIMI VARDIR

Bugün ülkemizde işçiler gerek çalışma ilişkilerinde gerekse sosyal yaşamlarında büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Hükümetin ekonomik politikaları hem işçilerin hem de işverenlerin yaşamında büyük zorluklar yaşatmaktadır. Maliyet girdileri artan işverenler üretmekte zorlanmakta, çareyi, ya iş yerini kapatmak ya da işçi çıkarmakta bulmaktadır. Bugün işsizlik Cumhuriyet tarihinin en üst düzeyindedir. İşyerlerinde iş güvenliği kalmamış, gelecek korkusu iş barışını tehdit edecek düzeye ulaşmıştır. İşçiler ekonomik nedenlerle beraber sığınmış yabancı işçiler nedeni ile de çalışma ilişkilerinde güvencesiz bir ortamdadır. Yaklaşık 16 milyon işçinin büyük çoğunluğu, insanlık onurundan uzak bir sosyal hayat yaşamakta ve asgari ücretle çalışmaktadır. İşverenlere “Grevleri rahat çalışasınız diye erteliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı asgari ücret konusunda da “işverenleri memnun edecek” bir asgari ücretten söz ederek işçiler için çok olumsuz bir senaryodan söz edebilmektedir.

PROTESTO TEMEL BİR HAKTIR

İşçilerin iş ilişkilerinde ve sosyal yaşamlarında yaşadıkları tüm olumsuzlukları meydanlarda dile getirmeleri hükümet için ciddi bir uyarıdır. Uyuyan dev uyanmaktadır. Kartal Meydanı’nda yapılacak protesto mitinginin yaygınlaşacağını DİSK belirtmektedir. Protesto mitinglerinin zincirleme, art arda yapılmasını hükümet engelleyemez çünkü işçiler anayasanın 51. maddesinden doğan haklarını kullanmaktadırlar. Üzücü olan bu hakkın sadece DİSK tarafından kullanılmasıdır. Türk-İş ve Hak-İş’in, yaşam ve çalışma koşullarının böylesine zor olduğu bir dönemde suskun kalmaları kabul edilemez. Bu iki konfederasyon üzerlerine şal örtmekten vazgeçip sendika özgürlüğünün ve bağımsız sendikacılığın gereklerini yapmalıdırlar. Temel görevleri susmak değil işçinin ekonomik ve sosyal hayatını geliştirmektir.

DR. ENGİN ÜNSAL

15. DÖNEM CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları