Olaylar Ve Görüşler

Geleneğin icadı - Burak KETMEN

26 Nisan 2022 Salı

Geçmiş ile gelecek arasındaki köprünün üzerinde umarsızca yürüyen topluluğun, bugünü fark etmesi mümkün olabilir mi? Sahi, gelenek diye bildiğimiz aslında sonradan bize gelenek diye yutturulan ritüelleri hiç düşündük mü? Evet tam da o köprünün ortasında, şu anda, bugündeyiz.

Britanyalı Marksist tarihçi E. J. Hobsbawm’ın sosyal bilimlere kazandırdığı bir kavram “Geleneğin İcadı”. Toplumların geçmişten beri sürdüğünü düşündüğü kimi geleneklerin aslında son iki yüzyılın dinamizmiyle beraber “icat edildiğini” ortaya koyan bir çalışma. Hobsbawm bu kavramla, ulus devlet, ulusal kimlik, ulusal ve dini semboller, modernite ile gelenek arasındaki ince çizginin mukayesesi gibi olguları tarihi, siyasi ve sosyal bakımdan incelemiştir. Biz ise bugün, tam da o köprünün ortasından geleceğe, demokrasiyi liderokrasi diye yutturmaya çalışan vasatlığa “tırnak ile diş ile, kalem ile düş ile” karşı durarak tarihsel bir sorumluluğu paylaşıyoruz.

İki yüzyıllık dinamizmin Türk siyasal hayatına yansımasının, kitlelerin talep ve seslerinin çeşitli aygıtlarla çok daha etkin halde duyulduğu şu günlerde, Türk siyasetinin, saklı ajandalara ve kirli söylemlere teslim olmasına, sözde soykırımcılara, Kalaşnikoflu terör romantizmi yapanlara, tarikat ve cemaat yurtlarındaki intihar ve tecavüzlere, ülkenin her bir tarafının Araplaşmasındaki demografik tehdite tepkisizliğin gelenek halini aldığı, “vatandaşın devlete yol gösterdiği” bir düzenin içindeyiz. Bu konularda ses çıkaranın kimi kesimlerce hedef yapıldığı, ırkçı yaftasının vurulduğu; Türk siyasetinin bu siyasi argümanlarla “Türkiyeli” olmaya zorlandığı, liberal, bölücü, İslamcı yapay bir geleneğe hapsedilmeye çalışılan bir sürece tanıklık ediyoruz.

KEMALİST GELENEK 

Kemalist yurtseverliğin geleneği ise, Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal’in 1912’de Libya/Derne’de Ayn-Mansur Karargâhından Salih Bozok’a gönderdiği mektupta saklı. Gazi Paşa mektubunda diyor ki: 

“...

Arkadaşlarıma dedim ki: Vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü kendi selametini, kendi saadetini, memleketin ve milletin saadet ve selameti için feda edebilen vatan evlatları çoktur.

Cümlenize selam ederim kardeşim.

Mustafa Kemal.”

Ulusal kimliğin, ulus devletin, üniter yapının, yurttaşların eşitliğinin, Cumhuriyet kazanımlarının hayati tehlike yaşadığı günümüzde, bu değerleri içselleştiremeyen pirincin içindeki siyah taşlarla beraber beyaz görünümlü siyah taşları da ayıklayacağız.

Kemalist yurtseverlerin, gelecek kuşaklara gelenek borcu da budur.

BURAK KETMEN

ARAŞTIRMACI 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları