1923-1938 yılları arasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kurucu kadronun sosyal, ekonomik ve endüstrileşme alanlarında yaptıkları devrimleri özümsemek, günümüze taşımak asli görevimizdir. Türkiye, o gün de (toryum ve bor hariç) hammadde yönünden zengin değildi. Bu nedenle geleneksel tarımdan endüstriyel tarıma geçiş çok anlamlı olmuştu. Tarım sektörünün sağlıklı gelişimi, tekstil sektöründe kurulan işletmelerle ihtiyaca cevap veren konuma geldi. Böylece hammaddesi tamamen yerli iki sektörümüz kalkınmanın kaldıracı oldular.

3T (TARIM, TURİZM, TEKSTİL)

Turizm sektöründe turist ve döviz girdisinin artması için uzmanların akılcı bir planlama yapması, hizmet sektörüne yönelik eğitim kalitesinin yükseltilmesi, bunların yanı sıra yerel yönetimlerin konuya duyarlı, ilgili hale getirilmesi gerekir. Bununla birlikte, turistlerin beklentilerinin iyi anlaşılması, böylece turistlerin ülkemizde kaldıkları sürenin 6 günden 10 güne, bir turistin ortalama harcama tutarının 600 dolardan 1000 dolara çıkarılması sağlanmalıdır. Ayrıca kademeli olarak, gelen turist sayısının önce 70 milyona, sonra 100 milyona, dolayısıyla turizm gelirlerinin önce 50 milyar dolara, sonra 70 milyar dolara, ardından 100 milyar dolara çıkarılması 5-10 yıl içinde mümkün görülmektedir. Bunlar yapılırsa, turizm sektörü aynı zamanda büyük bir istihdam ortamı yaratır.

PAZARDAKİ PAY ARTMALI

Tekstil, özellikle kadın istihdamının yoğun olduğu bir sektördür. Küçük atölye tarzı işletmelerle büyük meblağlara ulaşan bir yapısı vardır. 1990’larda tekstil üretimi, imalat sanayi içindeki payını yüzde 45’e çıkarmıştı. Bu bize, 1930’larda tekstil ürünlerinin, ekonomide toplam üretimin yüzde 23’e ulaşan payının devamı olduğunu hatırlatır. 

Türkiye 2019’da 30 milyar dolar ihracata ulaşarak dünya tekstil pazarından yüzde 3.6 pay aldı. Toplam pazar, 838 milyar dolardı. Tekstil sektöründe amaç, su havzalarının kirlenmesine engel olan bir üretim anlayışıyla, dünya pazarında yüzde 3’lerde olan payımızı, yüzde 5’lere yani 40- 45 milyar dolara çıkarmak olmalıdır.

DIŞ BORÇLARDAN KURTULMANIN YOLU 

Tarım sektöründe günümüzdeki anlayışla, 20 milyar dolar ihracat yapılmaktadır. Akıllı uygulamalarla bu ihracat geliri beş yıl içinde 50 milyar dolara, ikinci beş yılda 80 milyar dolara çıkabilir. Turizm sektörünün, bugün 30- 35 milyar dolardan beş yıl içinde 50 milyar dolara, ikinci beş yılda 100 milyar dolara ulaşması, akıllı planlamalarla mümkündür. Tekstil sektörünün ise 30 milyar dolardan beş yıl içinde 45-50 milyar dolara ulaşması gerçekçi bir yorumdur.

Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda hükümet, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları OHAL ilan etmelidir. Doğayla barışık hidroelektrik santralları, planlı, örgütlü şekilde gündeme getirilmelidir. 50-60 milyar dolarla en büyük ithal kalemimizi, 5-10 yıl içinde 30 milyar dolara çekmek öncelikli hedef olmalıdır. 

YAZILIMDA KOPYACILIK ANLAYIŞINDAN KURTULMALI

Dünyada “endüstri 5.0” (insansız teknolojiler) konuşulurken Türkiye, “endüstri 2.5” seviyesindeki kopyacılık anlayışından kurtulmalıdır. Hammaddesi insan kaynağı olan yazılım sektörü, öncelikler arasında yer almalıdır. Yazılım için uygulanacak altyapı eğitimlerinin kısa zamanda büyük katma değerle geri döneceği, çok iyi bilinmelidir.

DANYAL HERGÜNSEL 

YÜKSEK MÜHENDİS- TEKNOKRAT