Olaylar Ve Görüşler

Dış politikada öze dönmek - Alper TAŞDELEN

06 Şubat 2022 Pazar

Egemenliği kayıtsız şartsız millete veren Cumhuriyet, bağımsızlığını halkının mücadelesiyle kazanmış bir devlet olarak, kulluktan yurttaşlığa, ümmetten ulusa geçerken her alanda devrim ve atılımlarla yeni devletin temellerini de atmıştır. Bu alanlardan biri de dış politikadır. Çok uluslu bir imparatorluğun çöküşü, büyük toprak ve can kayıplarını, kitlesel göçleri barındırırken gözyaşı ve acılardan süzülen büyük bir bağımsızlık ve vatan mücadelesinin zaferiyle sonuçlanmıştır.

Yeni devleti kuran Mustafa Kemal Atatürk ve kurucu kadro, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış sürecine şahitlik etmiş, yapılan yanlışlardan, çekilen acılardan büyük dersler çıkarmışlardır. Bu yaşanmışlık ve çıkarılan dersler, genç Cumhuriyetin dış politikasının da temellerini oluşturmuştur. Türkiye, Osmanlı’nın son döneminde izlenen maceraperest, hayalci, ütopik politikaların aksine, akılcı, gerçekçi bir anlayışı benimsemiştir. 

YİNE, YENİDEN

Bu anlayış, ulusal çıkarı, uluslararası olaylarda uluslararası hukuku ve meşruiyeti gözetmiş, kendi sınırlarını korumayı, komşu devletlerin egemenliğine saygıyı, içişlerine karışmamayı esas almıştır.

Cumhuriyetin yönü çağdaş uygarlıktır. Türkiye, çağdaş dünyanın üyesidir ve barış yanlısıdır. Bu dış politika sayesinde, on yıllar boyunca uluslararası politikada saygın ve güvenilir bir yer edinmiştir. 

Bu dış politika, ne yazık ki AKP iktidarıyla tersyüz edilmiştir. Cumhuriyetin politikasının bütün ilkeleri reddedilmiş, yerine gerçeklerden kopuk, ideolojik temelli, baş döndüren bir hızla duruma göre değişen ütopik bir anlayış benimsenmiştir. Türk dış politikasının ekseni kaymıştır. Oysa dış politikada, devletin kurucu felsefesi, ülkemizin güvenliği ve esenliği için partiler üstü, milli bir tutum takınmak gerekir. Çünkü dış politika siyasal partilerin değil, devletlerin oyun alanıdır.

Güçlü bir devlet olan Türkiye’de, Millet İttifakı’nın iktidarında dış politikada, temelleri Atatürk tarafından atılan, ulusal çıkarı, uluslararası hukuku, meşruiyeti öne alan, akılcı, barışçı, yüzü Batı’ya dönük Cumhuriyetin dış politikasına dönülecektir. Türk dış politikasının temeli olan “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesi, son yıllarda pek dikkate alınmasa da dış politikamızın temel dayanağı olacaktır. Çağdaş uygarlık, çoğulcu demokrasi ve adalet hedefine de ulaşılacaktır. 

HAYATİ GÖREVLER

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının arifesindeyiz. İkinci yüzyılda Cumhuriyetimizi, yeniden demokrasiyle taçlandırmak, haksız ve çarpık ekonomik düzeni üretim, planlı kalkınma, sosyal adalet ve fırsat eşitliğine dayanan, halkımızın ve ülkemizin çıkarlarına hizmet eden hakça bir ekonomik düzene çevirmek, dış politikada Cumhuriyetin kurucu felsefesini benimseyen anlayışı hâkim kılmak gibi hayati görevlerimiz vardır.

ALPER TAŞDELEN

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları