Olaylar Ve Görüşler

Cumhuriyetçi olmak - Şükrü Kocagöz

10 Mayıs 2024 Cuma

Prof. Dr. Emre Kongar ve Zülal Kalkandelen imzalı “Devrim ve Karşı Devrimin Yüzyılı” kitabı içerdiği özenle seçilmiş “zaman dizin” ile Atatürk devrimlerinin karşıdevrim ile nasıl “erozyona” uğratıldığını ve bunun “dünya olayları ile ilişkilendirmesini yansıtıyor. “Zaman dizini”ni takip ederken “karşıdevrimcilerin” Cumhuriyet’in amaçladığı “onu demokrasi ile taçlandırma çabalarının” sonucu olan genç, henüz yeşermekte olan demokrasiyi, karşıdevrimin kaldıracı, silahı olarak Cumhuriyete karşı nasıl kullandıkları açıkça izleniyor. Zaman dizininde ayrıntıları ile yer alan Demokrat Parti’nin “tahkikat komisyonu”, Nihat Erim’in “balyoz operasyonu” vb. daha pek çok olay demokrasinin silah olarak kullanıldığı yakın geçmişimizin örnekleridir. Demokrasi, gereken yerde, Cumhuriyeti yok eden bir kaldıraç olarak kullanıldıktan sonra “inilecek tramvay”dır.

Cumhuriyet’in 100. yılı nedeni ile Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfasındaki başyazı bunu en güzel açımlayan cümlelerden birisini içeriyor:

“Çok partili sisteme geçtiğimiz 1946 yılından bugüne 77 yılı geride bıraktık. Bu dönemin büyük çoğunluğunda Türkiye’de sağ partiler iktidar olur. Bu partiler demokrasinin getirdiği haklardan yararlanarak dinsel duyguları oy toplamak amacı ile kullandı, kullanıyor. Cumhuriyet’e Atatürk’e ve Aydınlanma Devrimine karşı çıktı, çıkıyor.”

Artık karşıdevrimin Cumhuriyeti yıkmak için kullanmakta olduğu silahın, kötü ellerde çarpıtılmış, yozlaştırılmış, maske takılmış bir demokrasi olduğu kamuoyunda giderek berraklaşıyor. Bu berraklaştırmanın önde gelen kalemi Özdemir İnce, “Cumhuriyetin tabutuna son çivinin çakılmakta olduğuna” dikkati çekmekten yorulmaksızın yazıyor. Artık “ne olduğunun” yani “karşıdevrimin olduğunun” ülkemizdeki “birazcık aydınlanmışlar” bile farkında. “Cumhuriyet” sözcüğünü CHP henüz yeni yeni “demokrasinin” de önünde kullanmaya başladı.

Durumu Fransız düşünür Régis Debray’nin koyduğu netlikle tespit edip sloganlaştırmak gerekiyor. “Cumhuriyeti demokrasinin öldürmesine” izin vermeyeceğiz.

Régis Debray, 1789’un 200. yılı için Türkiye’ye gelerek devrimin dünyaya kazandırdığı benzersiz değişimi, ilerlemeyi ve sonucu olan Cumhuriyeti anlatmıştı. Ne de olsa Mustafa Kemal Atatürk de 1789’u en iyi anlayan “Francofon” bir liderdi. Fransız ve Türk cumhuriyetleri 1789’dan süzülen, onun ruhunu taşıyan (biraz da anayasası ile Meksika) iki benzersiz mucizeydi. Atatürk, Mahmut Esat Bozkurt, Şükrü Saraçoğlu, İnönü (Lozan’da tercümanı reddederek Fransızca konuşmuştur.) Cumhuriyetin çekirdek kadrosu 1789’u “hatmetmiş, hazmetmiş” Fransızcaya, Fransız Devrimi’nin Cumhuriyet ideolojisine çok hâkim bir kadrodur. Henüz dünyada Amerikan rüzgârları yoktur.

DEMOKRASİ KAVRAMI

Régis Debray farkı vurgulamak için şöyle der: “Amerikalıların Cumhuriyet kavramında köyün iki önemli yapısı eczane ve kilisedir. 1789 tipi Cumhuriyette ise okul ve belediyedir.”

Bu iki tip Cumhuriyeti, Debray şöyle ayırmaktadır. “Hepimiz bir karışıklığın sonuçlarını ödüyoruz. Entelektüel bir karışıklık. Fransız Devrimi sonucu Cumhuriyet ile Anglosakson tarihinin modellediği demokrasiyi, inkâr edilmez, bir bilinç bulanıklığı ile karıştırıyoruz. Bütün ‘gerçek cumhuriyetler’ demokratiktir. Ama bütün demokrasiler cumhuriyetçi olmayabilir. (Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, İsveç vb.). Cumhuriyette devlet toplumu kucaklar, kapsar. Demokraside ise toplum devlete hükmeder. Işıkları söndürdüğümüz zaman cumhuriyetten geriye kalandır demokrasi.”

Özdemir İnce, “Türk Aydınlanması ve Laiklik” kitabının 244. sayfasında Régis Debray’den şu alıntıyı yapıyor: (Debray’ın Yaşasın Cumhuriyet kitabının 13. sayfasından) “Cumhuriyet öteki rejimler arasında herhangi bir rejim değildir. O ideal bir savaşım tarzıdır. Onun için yasaklar değil bir inanç gerekir (gerektirir)... Aynı zamanda özgürlük, eşitlik gibi yüce hedefler gerektirir.” Kardeşliği de biz ekleyelim.

1989 konferanslarında (Ankara ve İzmir Fransız kültür merkezlerinde) Debray özgürlük, eşitlik, kardeşlik hedeflerinden Fransız Devrimi içinde bir cumhuriyet ideolojisinin nasıl oluştuğunu anlatmıştı. 1789 Fransız Devrimi’nin, “güneş kral” (kralın Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi olduğu) düşünce, (idealinin) yerine “cumhuriyet” düşüncesini getirip yerleştirdiğini anlatmıştı. Türkiye’nin kurtuluşunun da cumhuriyeti düşünce haline dönüştürmeye bağlı olduğunu vurgulamıştı. Devletin yönetim için mutlaka bir “ideali” olması gereğinin felsefesini anlattığı konferans, son verdiği örnekle çok açıklayıcıydı:

O sıralar (Miterand’ın yönlendirmesi ile danışmanlığını yaptığı) gündemde olan Gorbaçov’u örnek göstermişti. “Komünizmi yıkmakta olduğunu ama onun yerine önereceği başka bir ideali olmadığı için (futbolu bile diyerek) başarısızlığının kesin olduğunu söylemişti. Nitekim öyle oldu. (Kabul edilmelidir ki AKP ideali olan ve ideali din olan bir partidir. Başarısı bir ideali olmasındadır.)

SEKÜLERLİK VE LAİKLİK

Beğenelim, beğenmeyelim Cumhuriyetimizin temeli Anglosakson değildir, 1789 cumhuriyetidir. İyi ki de öyledir. Yoksa o dönem ülkeyi yok olmaktan başka hiçbir şey, ama hiçbir şey kurtaramaz, küllerinden doğuramazdı. 2023 de “Cumhuriyetimizi demokrasi” ile değil, (aksak da olsa var olan) “Demokrasimizi cumhuriyet” ile taçlandırmamız gerekiyor (cumhuriyeti de geri kazanarak). Bu Debray’in dediği gibi (ikinci cumhuriyetçilerin de düştüğü) “entelektüel, inkâr edilemez, bilinç bulanıklığını” bırakabilmemize, bırakmamıza bağlı; İngiltere’nin hiçbir zaman yapamayacağı...

Artık Cumhuriyet aydınlarının ve Atatürk’ün partisinin “Cumhuriyet”e, partinin ve toplumun düşüncesi olarak dört elle sarılmasının vaktidir. Düşüncesiz (idealsiz) iktidar yoktur, olamaz. Demokratlık adına yapılan dokunulmazlıkların kaldırılması, cumhuriyetçi olmadığı besbelli bir adayın cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesine razı olunması benzeri hatalar artık yapılamaz. Demokratlık “sekülerliktir”, cumhuriyetçilik “laiklik”.

Atatürk’ün altı okundan birisi “Cumhuriyetçilik” tir. Demokratlık değildir. Atatürk gençlere demokrasiyi değil Cumhuriyeti emanet etti...

ŞÜKRÜ KOCAGÖZ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları