Olaylar Ve Görüşler

Çanakkale’de Mustafa Kemal - Doç. Dr. Hüner TUNCER

25 Nisan 2022 Pazartesi

25 Nisan 1915 sabahı saat 4.20’de, General Hamilton’ın komutası altındaki Müttefik Devletleri güçlerinin Çanakkale’ye çıkarma harekâtı başlamaktaydı. Çıkartma yapılacak bölgeler şöyleydi: Kumkale dolaylarında Fransız çıkartması, Arıburnu bölgesinde Anzak kuvvetleri çıkarması ve Seddülbahir bölgesinde İngiliz çıkarması.

5. Ordu Komutanı Liman von Sanders’in, “kıyıda zayıf birlikler bulundurmakla düşmanın kıyıya çıkmasına izin vermek, daha sonra geride bulundurulan güçlü ihtiyatlarla düşmanı denize dökmek” şeklinde özetlenebilen planıyla 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal’in, “kıyıyı kuvvetli tutmak, düşmanı en zayıf anı olan denizdeyken imha etmek” görüşü çelişmekteydi.

HAKLI ÇIKTI

Mustafa Kemal,  Liman Paşa gibi düşünmemekte; düşmanın iki noktada, yani Seddülbahir’de ya da Kabatepe yakınında karaya çıkarma yapacağını öngörmekteydi. Mustafa Kemal, kıyıdaki bu iki bölgenin savunulabileceği ve düşman çıkarmasının önlenebileceği görüşündeydi.  

Gerçekten de düşman Mustafa Kemal’in öngördüğü yerlere çıkartma yapmış, Seddülbahir bölgesini asıl çıkarma yeri olarak seçmiş, Alçıtepe’yi ilk günde ele geçirmeyi planlamış, Kabatepe-Arıburnu bölgesini Seddülbahir’deki harekâta yardım için kullanmış ve iki koldan Boğaz tahkimatını ele geçirmeyi hedeflemişti. Saros, Kumkale ile Beşige bölgelerini ise aldatma ve gösteri amaçlı kullanmıştı.  

BÜYÜK SORUMLULUK 

Anzakların Arıburnu’na çıkarma harekâtına başladığı 25 Nisan’dan 5 Mayıs’a değin Arıburnu’ndaki Osmanlı birliklerine, 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal “Arıburnu Kuvvetleri Komutanı” olarak komuta etmekteydi. 27 Nisan’dan itibaren Mustafa Kemal; 7 alaya, yani 2 tümene, 1 Mayıs’tan itibaren de 11 alaya, yani yaklaşık 4 tümene komuta etmişti.  

Büyük bir saldırı harekâtıyla karşı karşıya bulunduğunu kavrayan Mustafa Kemal, Sarıbayır Sırtı ile özellikle Conkbayırı Tepesi’nin Osmanlı savunmasının anahtarını oluşturduğunu biliyordu. Conkbayırı’nın ele geçirilmesi, düşmanın yarımadanın her yanına hâkim olması sonucunu doğuracaktı. Sorumluluğu bizzat üzerine alarak ve bir tümen komutanı olarak kendisine tanınan yetkiyi aşarak Mustafa Kemal, komutası altındaki 57. Alay’a bir dağ bataryasıyla birlikte Kocaçimen Tepesi’ne ilerlemesini emretti. Mustafa Kemal, düşmanın gücü hakkında kesin bir bilgiye sahip olmadan ve yalnızca kendi sezgilerine dayanarak, von Sanders’in ihtiyat gücünü büyük bir yükümlülük altına sokmuştu. Ancak Mustafa Kemal’in bu kararı, çok doğru alınmış bir karardı. 

DOĞUŞTAN ŞEF

57. Alay’ın 261 Rakımlı Tepe’ye taarruzundan önce, Mustafa Kemal askerlerine ölmeyi emretmişti. Ona göre, bu olağan bir taarruz değil, herkesin başarılı olmak ya da ölmek azmiyle gerçekleştirmek zorunda olduğu bir taarruzdu.  

Bir İngiliz yazar, o günkü Arıburnu taarruzları için şöyle demekteydi: “Müttefik Devletler için harekâtın en kötü rastlantısı, bu deha sahibi küçük rütbeli Türk komutanının (Yarbay Mustafa Kemal) tam o anda o noktada (Conkbayırı) bulunmasıydı. Çünkü aksi takdirde Anzak Kolordusu, pekâlâ o gün Conkbayırı’nı ele geçirebilirdi. Savaşın kaderi o anda belli olurdu.”  

Liman von Sanders, “Türkiye’de Beş Yıl” isimli kitabında Arıburnu’nda gerçekleştirdiği başarılı harekât nedeniyle, Mustafa Kemal’i şöyle övmekteydi: “İlk şeref ikballerini Bingazi Sancağı’nda toplamış olan Mustafa Kemal Bey, sorumluluk yüklenmekten korkmayan doğuştan bir şefti. 25 Nisan sabahı 19. Tümen’iyle kendiliğinden düşmana saldırmaya karar verdi, onu kıyıya sürdü ve sonra üç ay boyunca kendisine yapılan çetin saldırılara inatçı ve sarsılmaz bir şekilde karşı koydu. Onun azmine tam olarak güvenebilirdim.” 

DOÇ. DR. HÜNER TUNCER



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları