Olaylar Ve Görüşler

Bu dünyadan bir Ali Dinçer geçti... Av. Ertuğrul Cem Cihan - Çankaya Belediyesi Meclis Üyesi

21 Nisan 2024 Pazar

1979 yazıydı. Henüz Ankara’ya taşınmamıştık fakat her yaz olduğu gibi ailemle birlikte yine Ankara Demetevler’de oturan dedemlere gelmiştik. İlkokul ikinci sınıftaydım. Babamla birlikte Demetevler otobüsünü bekliyorduk. Zafer Çarşısı’ndaki Belediye Sanat Galerisi’nde kitap dağıtımı vardı. O kadar kalabalıktı ki babam, öğretmen olduğunu söyleyerek bir set kitap alabilmişti. Ben de o yaz bu kitapları su gibi okuyup bitirmiştim.

Ankara Belediye Başkanı Ali Dinçer eğitime destek için büyük bir kampanya düzenlemişti. Belediye araçları tüm ilkokullardan atık kâğıt ve gazeteleri toplamış, SEKA’ya verip karşılığında kâğıt almıştı. Bu kâğıttan da bir milyon kitap basılarak öğrencilere dağıtılmıştı. Türk ve dünya çocuk klasiklerinden oluşan bu kitapların okullarda dağıtımına o dönemki MC hükümeti izin vermemişti. Ancak birçok mahallede bu kitaplar çocuklara belediye personeli tarafından dağıtılmıştı. Benim aldıklarım da işte o kitaplardı.

YAKILAN HAYALLER

12 Eylül’ün karanlık günlerinde Kozaklı Atatürk İlkokulu’ndaydım. (12 Eylül’ün ilk icraatlarından biri, kurulduğunda verilen isim olan Devrim İlkokulu’nun adını değiştirmek oldu.) Öğretmen sınıfta “Ankara Belediyesi’nin dağıttığı kitaplardan alan var mı” diye sordu. Ben de çocuk saflığımla “Benim var öğretmenim” dedim. Öğretmen “O kitaplar yasak” dedi.

Öğretmenim teneffüste, aynı okulda görev yapan anneme söylemiş bu olayı. Okul çıkışı eve geldiğimizde annemin ilk işi o güzelim kitapları banyo sobasında yakmak oldu. “Yarın sınıfta parmak kaldır öğretmene herkesin duyacağı şekilde ‘o kitapları yaktık’ de” diye tembihledi. 12 Eylül cuntasının ne olduğunu daha çocuk yaşta yaşayarak öğrenmiş oldum. Sobada yakılan da aslında ilerici bir belediyecilik anlayışının izleriydi.

ALİ DİNÇER ETKİSİ

Proje planlanırken üç yüz bin adet olması kararlaştırılmış ama Dinçer büyük projeleri sevdiğinden “Bir milyon olsun” demişti. Ali Dinçer, ODTÜ Makine Mühendisliği’ni bitirdikten sonra yine ODTÜ’de endüstri mühendisliği yüksek lisans yapmıştı. Daha 29 yaşındayken Makine Mühendisleri Odası’nın başkanı oldu. Üniversite yıllarından itibaren sosyal demokrat politikayı benimsemiş, Sosyal Demokrasi Derneği’nde başkanlık yapmıştı. Siyasete Cumhuriyet Halk Partisi’nin en alt kademelerinden Altındağ Gençlik Kolları’nda başlamış, Çankaya ilçe başkanlığı, il yönetim kurulu üyeliği ve çok genç yaşta Ankara il başkanı olmuştu. Henüz 32 yaşında il başkanıyken yapılan ön seçim neticesinde 1977 yerel seçimlerinde CHP Ankara Belediye Başkanı Adayı olarak seçimlere girdi.

1977 seçimlerinde CHP tarihinin en yüksek oy oranına ulaşmış, il genel meclisinde yüzde 41,8, belediye başkanlığı oylamasında yüzde 45,7 oy oranına ulaşmıştı. Ali Dinçer seçildikten sonra kendinden önceki Ankara’nın efsane Belediye Başkanı Vedat Dalokay’ın toplumcu, halktan yana projelerine dört elle sarıldı ve daha da geliştirdi.

AKKONDU: BATIKENT

İlk konuşmasında “Başlanmış olan projelerin bitirmesi için uğraşacağını ve bu projeleri yapanlardan yardım alacağını” söyledi ve sözüne sadık kaldı. Bu projelerin en önemlisi ise Batıkent projesiydi. 1950’li ve 60’lı yıllarda köyden kente göç çok hızlanmış, Cumhuriyet döneminde birkaç kez hazırlanan nazım imar planı uygulanamaz olmuştu. Ankara çanağının etrafını gecekondular sarmıştı. Şehrin en önemli meselesi olan insanca barınma hakkına ilişkin Vedat Dalokay’ın CHP’nin Ak Günlere seçim bildirgesinden esinlendiği Akkondu (Daha sonra Batıkent adını alacak) konut projesi başlatıldı.

Ankara’nın batısında yer alan bölgenin imar planı yapılarak Türkiye’nin en büyük arsa üretme ve imar projesi hazırlandı. Emekçilerin konut sahibi olmasını sağlayacak ucuz, sağlıklı ve sağlam konutlar, bugünkü gibi şirketler eliyle değil, kooperatifler yoluyla yapılacaktı. Bu kooperatifler de uzun yıllar Murat Karayalçın’ın başkanlığını yapacağı Kent-Koop çatısı altında örgütlendi.

Ali Dinçer göreve gelir gelmez bu projenin hayata geçirilmesi için çok çaba sarf etti. İki yüz bin kişinin yaşayacağı bu projenin yüzde 55’i sosyal alan olarak planlanmış geri kalan yüzde 45’lik konut alanının yarısı da yatay mimari olarak planlanmıştı. Daha sonra ANAP zamanında bu sosyal alanlar Türk-Konut’a bağlı kooperatiflere verildi, geri kalan alanların da önemli bir kısmı Melih Gökçek döneminde parsel parsel satıldı.

ULAŞIM ve PLANLAMA

Dinçer ilk olarak planlamayı önemsemiş, iyi plan olmadan hiçbir projenin başarılı olmayacağı bilinciyle belediye planlama müdürlüğü kurmuş ama klasik belediye hiyerarşisi dışında tutmuştu. Bu planlamalar sayesinde bugün metrobüs olarak İstanbul’da uygulan tahsisli yol projesini hayata geçirdi. Dikimevi-Beşevler arasında ilk defa körüklü otobüsler için özel otobüs yolunu yaptı. Böylece trafiğe takılmadan insanlar hızla evlerine, okullarına, işlerine gidebilmekteydi. Ayrıca otobüsler trafiğe takılmadan gittiği için daha az yakıt harcayarak yakıt tasarrufu sağlamaktaydı. Bu tahsisli yollar daha sonra ANAP’lı belediye başkanı tarafından kaldırılacaktı.

METRO

Toplumcu belediyeciliğin en önemli projelerinde biri olan metro, Vedat Dalakoy zamanında projelendirilmiş, Ali Dinçer hayata geçirmek için gerekli kaynakları bulmuş, hatta Opera Köprüsü’nün hemen yanında ilk temeli atılmak için kazı da yapılmıştı. Ancak 1980 darbesi neticesinde cunta tarafından metro projesi durduruldu; ta ki Murat Karayalçın’ın belediye başkanı olmasıyla Ankara’ya metro yine bir sosyal demokrat belediye başkanı tarafından getirilene dek.

Ali Dinçer, o dönemde bile çevre hakkı ve yaya hakkı kavramının temel haklardan olduğu bilinciyle belediyecilik yapıyordu. Önemli batı şehirlerinde olduğu gibi şehrin merkezinin yayalaştırılması için uğraşmış, ilk adım olarak hâlâ kullanılan İzmir Caddesi, Sakarya Caddesi, Yüksel Caddesi ve kesişen bazı sokakları yayalara ayırmıştı. Böylece hem çevre temizliğine katkı sağlamış hem de yurttaşların sosyalleşmesi için projeyi hayata geçirmişti.

HALK EKMEK

İstanbul, Çanakkale ve İzmit’te başlanan halk ekmek fabrikası projesini Ankara’da hayata yine Ali Dinçer geçirdi. O dönem için dev proje olan günlük 200 bin kapasiteli halk ekmek fabrikasını Dinçer açtı.

Ali Dinçer tıpkı kendinden önceki Belediye Başkanı Dalokay gibi katılımcılığa ve şeffaflığa çok özen gösteriyor, belediye çalışanları ile halkın belediyeyi beraber yöneteceğini söylüyor, mahalle komiteleri kurulması için çaba gösteriyordu. Özellikle Başkent Danışma Forumu’nu örgütleyerek kent yönetiminde alınacak kararlara kentte bulunan dernekler, meslek örgütleri üniversiteler, siyasi partiler ve sendikalardan oluşan forumun katılımını sağlıyordu. Forum ilk defa üç katlı Arı Sineması’nda organize edilmişti.

KESİNTİ

1977 yılında seçilen, kendinden önce başlanan toplumcu belediyecilik projelerine devam eden, bunlara yenilerine ekleyen ve sosyal demokrat yerel yönetim anlayışını sürekli hale getirmek için çaba sarf eden Ali Dinçer, 12 Eylül darbesiyle görevden alındı. Böylece toplumcu belediyecilik kesintiye uğradı.

Ali Dinçer ölene kadar CHP çatısı altında siyasete devam etti; Devlet Bakanlığı ve Meclis Başkan Vekilliği görevlerinde de bulundu. 18 Nisan 2007 tarihinde kaybettiğimiz CHP örgütünün yetiştirdiği entelektüel politikacı Ali Dinçer’in mirası, son yerel seçimlerde büyük başarı kazanan sosyal demokrat belediye başkanlarının toplumcu, halkçı belediyecilik pratiklerine ışık tutmalıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları