Olaylar Ve Görüşler

Beyin göçüne karşı acil eylem planı - Dr. Fatma Nur AYÇİÇEK

02 Şubat 2022 Çarşamba

Beyin göçü “vasıflı insan gücünün daha gelişmiş bir ülkeye göç etmesi” olarak tanımlanıyor. Konu ile ilgili sayısız makale ve analiz var. Ben olayı akademik taraftan değil son dönemdeki gelişme ve gündem ışığında değerlendirip çözüm önerisinde bulunacağım. Bunun için Kasım 2021 CHP’nin Beyin Göçü Çalıştay Raporu’nu ve Ocak 2022 TÜSİAD Dijital Türkiye Konferansı’nda Ömer Koç’un konuşmasını temele alarak konuyu değerlendireceğim.

Bir zamanlar tersine beyin göçü konuşulan Türkiye’den çok sayıda insan, gençler ağırlıkta olmak üzere hayatını yurtdışında sürdürme kararı alarak ülkeden ayrılıyor. Fotoğraf net: Kısıtlı imkânlarla yetişen insanımız giderek artan bir şekilde kazanımlarını, geleceklerini, planlarını yurtdışına taşıyor. Eğitimliler çoğunlukta ama neredeyse her türlü meslek sahibi insan var ve bunun yaşı artık liselilere kadar inmiş durumda. Son üç yılda 23 bin iş insanı ülkeyi terk etti, yurtdışına göç eden gençlerin (20-35 yaş) sayısı da yüzde 70 arttı. Gitme nedenlerine baktığımızda, (Evrim Kuran Onlar Göçtü Buradan-Türkiye’nin Yeni Göç Nesli 2021) ekonomik nedenleri listenin başında görüyoruz. 

SÜREÇ NASIL TERSİNE DÖNER?

Gittikten sonra dönmek de zor, gidenlerin yüzde 65’i dönmüyor. Gidenler geri dönmek için birtakım değişimleri görmek istiyorlar. Bu açıdan Kuran’ın belirttiği nedenlerle ve CHP Gençlik Politikaları Genel Başkanlığı’nın ulaştığı nedenler büyük oranda örtüşüyor. 

Şu kesin ki gidenleri de kalanları da kısa ve uzun vadede birçok problem bekliyor. Ailelerini, arkadaşlarını, evlerini, anılarını arkalarında bırakıp gidiyorlar. Her gidişle kalanları biraz daha yoksullaştırarak gidiyorlar. Yetişmiş ve parlak zihinlerini kaybeden ülkelerin geleceği olamaz. O halde tasalarımızı dillendirmek yerine çözümün parçası olmalıyız. Bu noktada insanımızı anlamak ve bu zorlu mücadeleyi neden tercih ettikleri üzerinde etraflıca düşünüp çözümler üretmeliyiz. Bu şekilde dünyadaki hıza ayak uydurup insanımız için profesyonel/mutlu/refah içinde bir gelecek inşa edebiliriz. Ülkenin, insanının sosyal bir refah seviyesine ulaşması için kuşkusuz bunun önüne geçip gidenleri kalmaya ikna edecek ortam sunması gerekiyor. Peki ,nedir bunun çözümü?

BİR ÖNERİ

“Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak”... Geleceğin lider ülkeleri kuşkusuz değişim sürecine ayak uydurmanın ötesine geçip ona yön verenler olacak. Görünen o ki bugün ve gelecek dijitalde. Nitekim günümüzde dünyada en büyük 10 şirketinden 8'ini dijital teknolojileri geliştiren ve bunlara dayalı yeni iş modellerini ortaya koyan şirketler oluşturuyor. Bunun için kamu idaremiz paydaşlarla da istişare ederek hedef ve eylemlerde bulunuyor, imkânlar sağlıyor. Eğer hakikaten “bütün ümidimiz gençlikte” ise önce potansiyel verimlilik sağladığı bilinen dijital teknolojileri kullanacak nitelikli insan gücümüzü/yetkinliğimizi küresel bir vizyonla artırmak gerekiyor. 

İşgücü maliyetini düşürmek yerine dijital dönüşüm ve değişen organizasyonlarla otomasyon süreçlerini arttırıp katma değeri yüksek ve verimli üretim sağlayabiliriz. Bu çok uzun zaman önce hayali kurulan bir düşünce olsa da maalesef üzerinden geçen bunca seneye rağmen küresel olarak otomasyon sistemini oturtamamışız. Fakat şimdi “oyunun kuralının değil oyunun kendisinin değiştiği” bir dönemeçteyiz. Yepyeni dijital iş modelleri ve fırsatları oluştu oluşmakta. Bununla birlikte dijital ve yeşil dönüşüm beraber ilerleyen süreçler. Bu aynı zamanda karbon nötr hedefine katkıda bulunacaktır. Yeşil dönüşümün önemli bir bölümü dijital teknolojilere bağlı. Bunlar dünya ve AB’de yeni büyüme stratejisini rekabetçiliğimizi artıracak iki dinamik. Yakın zamanda (2030) dünyada dijital teknolojilerde yetişmiş insan kaynağı açığı olması bekleniyor. Dijital Avrupa Programı (DAP) çerçevesinde AB 2030 hedefi çerçevesinde alandaki uzman personel açığını kapatmak için işgücü maliyetlerinin daha düşük olduğu ülkelere yöneliyorlar. Türkiye’nin hem insan hem altyapı kaynakları var, yeter ki bu alanda belirlenen belirlenecek stratejik amaç ve hedeflere ulaşmaya yönelik kararlar ivedilikle hayata geçirilirsin. 4.0 dijital rekabetinde Türkiye’nin hızlıca aksiyon alması gerekiyor.

BİR ÇAĞRI 

İyi örnekleri yurdumuzun her bölgesinde, özellikle Anadolu’daki üniversitelerin “dijital yetkinlik uygulama ve araştırma merkezlerini” destekleyerek, çoğaltarak ve paylaşarak yurdun dijital dönüşüm ekosistemini tüm paydaşların katkısıyla güçlendirsek topyekûn şimdiyi ve geleceği istediğimiz doğrultuda planlayıp yaşayabiliriz. Böylece yurtdışına gidenlerin veya kendini gitmek zorunda hissedenlerin kırgınlıklarını azaltıp ümitlerini yeşerterek üretkenliklerine bireysel ve toplumsal olarak katkıda bulunabiliriz.

DR. FATMA NUR AYÇİÇEK

ABDULLAH GÜL ÜNİVERSİTESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları