Muhasebe

11 Şubat 2023 Cumartesi

İnsan lafa nereden başlayacağını bilemiyor. Üzerinden bu sabah itibarıyla 5 tam gün geçmiş olacak. Hâlâ 10 ilimizin merkezlerinde dokunulmamış pek çok enkaz ve altlarında, son nefesini acılar içinde vermemek için direnen veya veren, sayısını bilemeyeceğimiz canlar var.

Ve hâlâ her kafadan bir ses çıkıyor...

Gerçek şu ki sadece devleti yönetenler ve devlet değil, kurumlar, halk ve bireyler olarak da hepimiz bu sınavda fena halde sınıfta kaldık.

Devleti yönetenler, yıllarca her felakette önce harekete geçen askeri birlikleri 48 saat süreyle kullanmadılar. Akıllarına ne Kızılay ne güvenlik güçleri ne de Afet ve Acil Durum (AFAD) ekiplerinden hemen yararlanmak geldi. 

Afet bölgelerine cumhurbaşkanı yardımcısı ile 10 bakan göndermek o yörelerdeki valilerle belediye başkanlarını, çare bekleyen halk dururken gereksiz yere meşgul etmekten başka ne sonuç verdi? 

Gittiler de neye çare oldular? 

Hadi silahlı kuvvetleri kullanmadılar diyelim, 155 yaşındaki Kızılay nerede? Kendi web sayfasında Adıyaman’ın (merkez hariç) 8 ilçesinden sadece Besni’ye bir adet mobil fırın gönderildiği yazılı. Gaziantep’in merkeze bağlı Şehit Kamil ve Şahinbey’le Nurdağı ve İslahiye’den başka ilçesi yok mu da sırf buralara mobil mutfak göndermişler? Bu yıkıcı deprem Araban’ı, Karkamış’ı, Nizip’i, Oğuzeli’ni, Yavuzeli’ni teğet mi geçti? 

Kaç gün boyu insanlar kendi yakınlarına ulaşmak için arabalarıyla yollara düştüler. Felaket bölgesine ulaşmak sorun oldu. Deprem 10 ilimizi vurunca bunun yaşanacağını AFAD’ın ve polisle jandarmanın bağlı olduğu içişleri bakanı veya bu kurumların başındakiler düşünemediler mi?

Sadece depremzedelerin yakınları değil, daha önemlisi ambulanslar ve acil yardım malzemesi taşıyan araçlar da yollarda kaldı. Bu yollara trafik polisi gönderip bir kanalı onlara diğerlerini sivil halka tahsis etmek pek mi zordu?

Peki ya depremin ilk gecesi yıkılmamış evine bile giremeyenlerin çektikleri? 

Geceyi sokakta, ayazda geçiren insanlara o yöredeki okulları, camileri tahsis edip soğukta perişan olmalarını önlemek çok mu bilgi gerektiren bir şeydi? Milli Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri bu kadarını düşünemediler mi? 

Bütün bunları televizyon yayınlarına ve gazetelerin bildirdiklerine dayanarak yazıyorum. Aksini düşünüyorsanız lütfen bildirin. 

Bu felaketi gördük. Önümüzde sırasını bekleyen başkaları -öncelikle buna benzer bir depremin İstanbul’u vurması ihtimali- var. Ne İstanbul’u 25 yıl yöneten AKP iktidarı ne de son üç yıldır işbaşında olan CHP’li belediye döneminde burada yaşayan 16 milyonu aşkın insanı depreme hazırlayan tek bir uyarıya veya olaya tanık olmadık. Asıl sorumlu AFAD birkaç ay önce bir tatbikat yapmaya kalkıştı, onu da yüzüne gözüne bulaştırdı. 

Geçen gün bir dostum, “Biz nomadik (göçebe) toplumdan hâlâ şehir toplumu yaşamına geçemedik” diyordu. Durum bu ise bizi bizden başka düzeltecek kimse mi var?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gerçek beka sorunu 31 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları