Maksat suçu önlemekse...

18 Mayıs 2024 Cumartesi

Siyaset tarihimizi incelemeye bile gerek yok. Ona göz atan herkes kolayca görür ki, ulusa kazık atmak ya da, rejimi kendi istediği yöne evriltmek isteyen tüm iktidarlar, bu hamleleri kamuoyuna hep “reform” diye yutturmuşlardır.

O nedenle TBMM’ye “dokuzuncu yargı reformu” diye sunulmak üzere olan paketin de içinden, ceza hukukumuzda hiç olmayan yeni bir suç çıktı: “Etkin ajan”lık suçu.

Etkin ajanlık neymiş?

“Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal kararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonunun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda:

a) Türk vatandaşları veya kurum ve kuruluşları, ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar,

b) Türkiye’de suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir.

Fiilin bu bölümde düzenlenen suçlar dışında başka bir suç oluşturması halinde hem bu suçtan hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.”

Elimdeki metin bu.

Bu reform (!) uygulamaya girdiği takdirde keyfi suçlamalar, siyasi kızgınlık sonucu hapse atılmalar artık sadece gazetecileri ve siyasi kimliği olanları değil, istisnasız herkesi kapsayacaktır. Ve bir cehennem ateşi hepimizin kapısı dışında bekliyor olacaktır.

Etki ajanlığı isimli yeni bir suç icat edilmek istenirken yasalarımızdaki bir eksikten de ben söz edeyim:

Bilindiği gibi özellikle AKP iktidara geleliberi, anayasayla ilgilenen herkesin en çok şikâyet ettiği şey, “anayasanın çiğnenmesi”dir (ihlâli).

İşin tuhafı bu eyleme “anayasal suç” diyen de pek çoktur. Ama hiçbir yasamızda, anayasayı çiğnemek yahut “ihlal etmek” gibi bir suç türü mevcut değildir.

Gerçi ceza yasamızın 309’uncu maddesi böyle bir eylemi suç kapsamına almıştır ama o suçun oluşması için temel şart olarak bu ihlalin “cebir ve şiddet kullanılarak” yapılmasını öngörmüştür. Oysa hepimiz biliyoruz ki uluslararası antlaşmaların hükümlerini anayasadan önce gören 90’ıncı madde defalarca çiğnenmiş ama kimseye yaptırım uygulanmamıştır. Keza Anayasa Mahkemesi kararlarının, ülkemizdeki tüm kurum ve kişileri bağladığını emreden anayasa hükmü bizzat Yargıtay Üçüncü Ceza Dairesi tarafından çiğnenmiş, bu da yapanın yanına kalmıştır.

Dahası: Anayasa birçok kez, bizzat cumhurbaşkanı tarafından yok sayılmış ama hiçbir yaptırım söz konusu olmamıştır.

İlginçtir bir süredir zihnimi işgal erden bu konu önceki akşam Sözcü Tv’deki röportajda CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından da dile getirildi. Ben şahsen, bu ihlallerin Yüce Divan sıfatıyla yargılama yetkisine sahip bulunan Anayasa Mahkemesi’nde değerlendirilebileceğini düşünüyordum. Özgür Özel, bu ihlallerin değerlendirilmesi ve yargılanması için özel bir kurul oluşturulması üzerinde çalıştıklarını söyledi.

Öyle veya böyle... Anayasayı değiştirmekten önce, mevcut anayasaya uymayı garanti altına almak hepimize düşen ilk borçtur



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi ki normalleşiyoruz 1 Haziran 2024
Kime güvenelim? 25 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları