Biden vakası

14 Temmuz 2024 Pazar

ABD’de Demokrat Parti adaylarının en güçlü destekçilerinden George Clooney; New York Times da kaleme aldığı bir yazıda, Biden’a “Artık yeter. Çekil!” çağrısı yaptı. Ve ekledi: “Son dört yılda pek çok savaş kazandın ama kazanamayacağın bir savaş var. O da zamana karşı olanı...”

Ne kadar yanlış!

ABD başkanı ikinci kez seçilebilmek ve de yarışta kalabilmek için şu anda tam olarak zamana, haftalar ve saatlere karşı yarışıyor. 

Biden’ın kafasında şöyle bir hesap var: “Ağustosta Demokrat Parti kurultayına dek adaylığıma asılırsam, kimse beni yerimden oynatamaz...”

Çünkü Biden kurultay delegelerini hem tümüyle kontrol ediyor hem de kasım seçimlerine iki buçuk ay kala aday değiştirmeyi kimsenin göze alamayacağını düşünüyor.  

Biden açısından özetle her şey önümüzdeki bir ay içindeki zamanla yarışına ve o süreçte yerine tutunmasına bağlı. 

Bu evrede seçimin kaderini belirleyecek salıncak eyaletler, Trump’a geçmiş, ne gam!

Biden, yaşının handikaplarının farkında. 

“Diyelim ki yürüyemeyebilir, eskisi gibi konuşamayabilirim. Tartışmalarda eski hızımda cevaplar yetiştiremeyebilirim. Ama işimi gayet iyi bildiğimi, iyi biliyorum” diyor. 

İKTİDAR TUTKUSU, KİBİR

Yarım asır öncesinde ABD senatosuna girmiş kaçın kurası bir politikacı Biden. Washington siyasetinin en kurt isimlerinden biri. 

Büyük olasılıkla şöyle bir akıl yürütüyor: “Yarım asra yayılan görmüş geçirmişliğim ve tecrübem tüm rakiplerimin tozunu attırmama yeter. Kapasitemin sadece yüzde 30’u yerinde olsa o kadarı bile bana yeter!”

Diğer deyişle bir yanda bu sonsuz “hubris” ve kibir var. 

Özgüven tavan.  

Beri yanda, bildiğiniz iktidar hırsı ve tutkusu... 

İrlanda kökenli başkanın 2. dönem adına bu kadar ısrarlı olmasında elbette inatçı kişiliği de etkili. Bu gerçeküstü ısrar karşılığında ABD demokrasisi devasa riskler almış, darbeci Trump yeniden başkan olmuş, umuru değil.

Biden ve etrafındakiler belli ki bu paradigmalarla şartlanıyor. 

Demokrat Parti seçmenleri öte yanda panikte, Nancy Pelosi misali eski tüfekler panik içinde, bağışçılar panikte, Holywood ikonları panik yaşıyor. Biden zerre iplemiyor. Israrla “Yola devam!” diyor. 

Son olarak ABD başkanının ABC TV’sine verdiği söyleşiyi izledim. 

Trump ile TV tartışması ardından ilgiyle beklenen söyleşiyi yapan George Stephanopoulos isimli gazeteci soruyor: 

“Bunca çekil ısrarına rağmen kaybederseniz, kendinizi nasıl hissedeceksiniz?”

Biden’dan yanıt:

“Her şeyimi bu mücadeleye verdiğim sürece ve iyi bildiğim işimi yaptığım sürece kaygıya gerek yok.”

“Yarıştan hangi koşullarda çekilirsiniz” sorusuna da cevap şu:  

“Yalnız ulu Tanrı isterse!” 

Yani ölümle. 

“Ölümüne yarıştayım” diyor başka deyişle Biden. 

İleri yaşta yakınları olanlar bilir. 

Yaşlıların en baş edilmesi zor özelliklerinden biri “dediğim dedik, çaldığım düdük” nöbetleridir.

Ama koskoca ABD demokrasisinin ana aktörü bir parti bununla nasıl başa çıkamaz, bunu anlamak işte çok zor. 

SİYASİ PARTİLERİN İFLASI

İtalya’nın Repubblica gazetesinde dün yayımlanan bir başyazı, Demokrat Parti’nin dünyayı hayrete düşüren bu aczini, siyasi partilerin genel çerçevede işlevsizleşmesiyle açıklıyor.  

Çizme, partilerin işlevsizleşmesi evresini 30 yıl öncesinde medya patronu Berlusconi’nin siyasete atılmasıyla deneyimlediği için, partilerin “kabileleşmesini” -bugün de Meloni eliyle!- ilk elden halihazırda yaşamakta olan bir ülke.  

Siyasi partilerin uzun süredir demokrasilerin kurumsal aktörleri olmaktan çıkarak “liderlerin kişisel hırslarının koltuk değneklerine” dönüştüğünü söylüyor kısaca Repubblica. 

“Güç zehirlenmesi yaşayan liderlere vaktiyle fren oluşturan partiler bu işlevi artık yerine getiremiyor” diyen yazı, örnek olarak Demokratların 1968’de ikinci kez aday olmak isteyen Lyndon Johnson’ın -Vietnam çıkmazı nedeniyle- önünü kestiğini,  Cumhuriyetçilerin de 1974 deki Watergate skandalında Nixon’un kellesini aldığını belirtiyor. 

Günümüz demokrasilerinde oysaki partilerin popülizmlerin neden-sonuç ilişkileri itibarıyla liderlerin oyuncağına dönüştüğünü değerlendiriyor. 

Dünyanın en güçlü demokrasisi ABD de başkanlık mücadelesi -bağışçı baskısıyla eğer Biden yarıştan çıkartılmazsa- “post truth”çu (hakikat sonrası) başkan adayı Trump’ın güdümündeki Cumhuriyetçilerle, lafını toplayamayan başkan tarafından rehin alınan Demokratlar arasında gerçekleşecek. 

Buradan devam ederiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

CHP tüzük kurultayı 1 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları