Silivri’de değişen bir şey yok...

04 Kasım 2018 Pazar

Geçen çarşamba, perşembe, cuma günü Eren Erdem’in Silivri Cezaevi’nde duruşması vardı. Böyle seri devam eden davalarda son gün, özgürlük umudunun olduğu gündür.
Biz de aynı umudu taşıyarak cuma günü Silivri’ye gittik.
Yeni yargılama salonları eskisinin tam karşısında. Ergenekon, Balyoz davaları orada görülmüştü. Beş yılın altı yüz günü o salonda geçmişti. İddianameler birleştirile birleştirile dava içinden çıkılmaz bir hale gelmişti.
O yargılama günlerinde yeni binanın temeli atılmıştı. Ne olacak diye sorduğumuzda gardiyanlardan şu yanıtı almıştık:
“Bize söylenene göre daha çok sanıklı davalar olacakmış. Onlar için hazırlanıyor. Yerin altına iki üç, kat iniliyor, büyük salonlar yapılıyor...”
Spor salonundan bozma eski mahkeme salonu, cezaevini koruyan güvenlik güçlerinin koğuşu olmuş. Eski mahkeme ortamının tüm mobilyaları yeni salona taşınmış. Aynı düzenlemeyle yargılama yapılıyor. Sanıkların yakınları ve izleyiciler tam arkalarında, yani yüz yüze gelemiyorlar. Avukatlar sağ taraflarında, arada ikili bariyer var. Milletvekili ve benzer izleyiciler de sanıkların solunda. Tam karşıdaki mahkeme heyeti sanıkların mikrofonsuz seslenemeyecekleri uzaklıkta ve yükseklikte... Bir tek tepeden sarkan mikrofonlar eksik. Ergenekon davasında sanıkların kendi aralarındaki konuşmalardan da suç üretebilmek için bunları koymuşlardı.

***

Eren Erdem’in tutuklu yargılandığı 12 sanıklı Karşı gazetesi davasının sürecini inceleyince, bir de üstüne son duruşmayı izleyince ilk sözüm şu oldu:
- Hukuksuzluğumuzdan hiçbir şey kaybetmemişiz!
Mahkeme heyetinin arkasında 53 kocaman klasör var. Koca bir yığın gibi duruyor. Onların arasından seçip şu tür sorular soruyorlar:
- Şu haberin başlığını atarken neden böyle bir sözcük kullandınız?
- Gazeteye gelen CD’lerin kaynağı ne?
- Gazeteye aldığınız muhabirleri kimler tavsiye etti?
- Telefon tapelerinde Erdoğan-Obama görüşmesinin içeriğini aldığınızı söylüyorsunuz ama haber yapmamışsınız, neden?
Toplam iki ay yayımlanan bir gazetenin neredeyse her haberini delil yapmaya çalışmışlar ama, olmayınca son duruşmalarda sanıkların ifadelerinden delil üretmeye giriştiler. Zira davanın gizli tanıkları da ifadelerini büyük ölçüde değiştirdiler. Şimdi yeni “delil” bulmaları gerekecek.
Eren’in avukatlarından Onur Cingil hukukun içinde bulunduğu durumu anlatan ağır bir konuşma yaptı. Kendisinden daha kıdemli avukatların bugünleri 12 Eylül dönemiyle karşılaştırdıklarını söyledi, devam etti:
“Bugün daha ağır ihlaller var. Herkesin birleştiği görüş bu oldu. Bu dava talimat üzerine açılmış. Eren’i de talimat gelinceye kadar bırakmayacaksınız...”

***

Duruşmayı Silivri yargılamalarında yıllarca bizi yalnız bırakmayan Özgürlük Girişimi’nden arkadaşlarla birlikte izledik. Gürol Saygı Ağabey’in önderliğinde bir araya gelen arkadaşlar, 2010 yılından bugüne nerede özgürlük arayışı varsa oradalar.
Türkiye’de hukukun eksiksiz işleyeceği günler yakın değil. Ancak ne olursa olsun hukuk için, özgürlük için mücadele edenleri de bitiremeyecekler. Kazanan onlar olacak.
Bugünlerden geleceğe düzene teslim olanlar, düzenin parçası olanlar değil, direnenler kalacak.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Güven end-eksi! 2 Mayıs 2024
Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları