Banaz’da 2 Temmuz!

01 Temmuz 2023 Cumartesi

Yarın 2 Temmuz 1993 Madımak yangınının 30. yılı! Aradan 2 kuşak geçti, yangın hâlâ ateşin düştüğü yüreklerde yanmaya devam ediyor. 

30 yıldır tanığıyım, o ateşin üzerinde hiçbir zaman kin, nefret, intikam pişmedi.

O ateşin üzerine hiçbir zaman ayrılık, kutuplaşma tepsileri konmadı.

En yanık yürekler bile hep şunu istedi:

-Bir daha Madımak acısı yaşanmasın!

Bu nedenle de hep ana istem, “Madımak unutulmasın” oldu. 

2 Temmuz 1993’te, İstanbul’da Cumhuriyet’in haber merkezi müdürüydüm. Kontrol edilebilir bir protesto görünümünde başlayan olaylar lince dönüştü. Gecenin devamında sabaha karşı Sivas, yüzlerce yıldır binlerce ozanın yetiştiği Sivas, ölü ozanlar kenti oldu!

***

24-25 Haziran’da Sivas Banaz’da, 34. Pir Sultan Abdal anma etkinliklerine katıldık. Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı’nın düzenlediği etkinlikte türkülerle dolduk.

24 Haziran’da Yusuf Gül, Ali Sultan, Ceylan Gaygusuz, Görkem Gürlevik, 3 Çınarlar, Gül Ay, 25 Haziran’da Dertli Divani, Gökhan Kılıç, Sinem Önel, Bahar Doğan, Bilal Demir-Uğur Küçük, Hüseyin Hışım-Hüseyin Aşkın, Onur Biçer Yıldız Dağı’yla yarışan yücelikte, her biri ötekinden anlamlı türküler söylediler. 

İlk gün Kalender Çelebi Semah Ekibi, ikinci gün Pir Sultan Abdal 93 Semah Ekibi ruhumuzu adeta bedenimizden ayırıp kucaklaştırdı. 

Pir Sultan Abdal 93’ün üyelerinin yarısı 1993’te Madımak’tan uçanlarla aynı ekipte yer almıştı. Semah’ta adeta onlarla birlikteydiler. Yüzlerinden okunuyordu. Saçlarındaki beyazlar, yüzlerindeki çizgiler kitap ciltleri gibiydi. 

Bedri Rahmi Eyüboğlu diyor ya, “Ne zaman bir köy türküsü dinlesem şairliğimden utanırım”... Banaz’ın ağaç yüklü tepe burçlarında, yüzlerce yıl önceki olayların dün olmuş gibi anlatıldığı o topraklarda felsefe yüklü türküleri dinledik. 

Biz de yaşamını Gönül Gözünde Binbir Renk başlığıyla kitaplaştırdığımız Âşık Veysel’i sonsuzluğa gidişinin 50. yılında selamlayan bir konuşma yaptık.

Türkü arasında, Rıza Aydın’dan sonraki konuşmamızda o an içimizde birikenleri döktük:

-Derler ya, söz uçar yazı kalır. Ancak ozanların sözü uçar uçar... Sazın teline konar, orada kuşaklar dolusu çoğalır çoğalır... Türküleri yakanlar yasaları yapanlardan güçlüdür. Ozanların yaktığı türküleri yakamazsınız. Anadolu’nun bir güneşi gökyüzünden bir güneşi de topraklarından doğar. Pir Sultan olur doğar, Nesimi olur doğar!

Büyük kentlerin yanı sıra Tokat’tan Malatya’ya, Sivas’tan Erzincan’a pek çok ilden canlar doldurup boşalttı dağ başındaki etkinlik alanını. Her birinin yüzünde o güzelim Anadolu aydınlığının ışıltısı vardı. 

***

Gece Banaz köyünü terk etmek olmazdı. Kezban-Veli Doğan ailesinin evinde konakladık. Güzelim Anadolu ev sahipliğini yaşadık. 1990’ların sonunda 17 yaşındayken tanıdığım Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Genel Sekreteri Mahmut Aslan’la Pir Sultan Abdal’ın Yıldız Dağı’na bakan, elinde sazıyla bulutlara uzanan heykeline de el sürüp Sivas’ın merkezine geldik.

Madımak’ın yandığı yer valilik sorumluluğunda kültür merkezi ama Madımak’tan zerre yok.

Hüzünlendik...

Sözüm ona Madımak’ın küllerini yok ettiniz ama...

Madımak hiç küllenmeyecek ki!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları