Başlık bir kara mizah ürünü değil. Hayal hiç değil! Dünyayı kıskandıracak, “Nasıl oldu da akıl edemedik” dedirtecek, patent hakkı isteyenleri hizaya sokup bekleteceğimiz bir proje!

Uçaklar gelecek… Atatürk Havaalanı’nın iki pisti hastane yapmak için kırıldığından kargo uçaklarının da kullandığı piste inecek, hastalar yere ayak basmadan pistin ucundaki hastaneye geçecek. Belki de uçak kapıları ona göre ayarlanacak. Hasta, uçaktan hastane yatağına yatay geçecek. Belki de hâlâ uçuyor olduğunu sanacak! 

Bu akıl daha neler bulur!

6 Nisan günü büyük bir müjdeyle duyurulan Atatürk Havaalanı Sahra Hastanesi 45 günde bitecek, hemen salgınla mücadeleye katılacaktı. Bugün 37’nci gün… Baktılar ki plan uymuyor. AVM’ler açılmış, ligler başlamak üzere, güzellik salonları önünde kuyruk var… O zaman madem sahra olmuyor, sağlık turizmi olsun, dediler!

Kırılan iki pistin maliyeti 2 milyar dolar. Düşünün daha kazmayı vururken iki milyarlık harcama ile işe başlıyorsunuz!

***

Emekli Hava Pilot Tümgeneral İrfan Sarp, aylardır Atatürk Havaalanı ile ilgili gerçekleri önce sorumlularla sonra gazetecilerle ve kamuoyu ile paylaşıyor. Bilgiye, belgeye dayalı mektuplar gönderiyor. Listesindeki kişilerden biri de benim. 20’ye yakın belge-mektup içerikli ileti aldım. Başta Devlet Hava Meydanları İmhası, affedersiniz İşletmesi Genel Müdürü Hüseyin Keskin olmak üzere yetkililerin adreslerine yazıyor ve şunu söylüyor:

“Söyledikleriniz doğru değil. Kamuoyunu yanıltıyorsunuz. Atatürk Havaalanı ile İstanbul Havaalanı aynı anda kullanılabilir. Ekte belge gönderiyorum; bütün dünyanın kabul ettiği Jeppesen şartında açıkça belirtiliyor. Atatürk Havaalanı ile İstanbul Havaalanı arası 19 deniz mili, Londra’da öteki alana 7, New York’ta 4 deniz mili mesafede iki havaalanı işletiliyor.”

Sarp’a ne yalanlama var ne doğrulama!

Sayın Keskin, iki havaalanının aynı anda kullanılamayacağını pist-hastane temel kırma töreninde söyledi. 

Sormak gerekir:

Siz Devlet Hava Meydanlarını işletmekten mi sorumlusunuz imha etmekten mi?

Türkiye’de sağlık turizmi Sağlık Bakanlığı’nın bünyesinde bir bölüm olarak düzenlenmiş. Sitesine girince sağlık turizminden yararlananlar suların kıyısında, ormanda gülümseyerek hayata bakıyor.

Atatürk Havaalanı’nda ne olacak?

Kargo uçaklarına bakarak havalara uçacaklar!

Bu soruya şu yanıt verilebilir; devamında Millet Bahçesi olacak! 

O zaman orayı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne niçin devrettiniz?

Okura danışalım: Emlak deyince aklınıza bahçe mi geliyor konut mu?

Bu mantıkla TOKİ’yi Tarım Bakanlığı’na bağlamak ne kadar verimli olur! 

İzmir Sağlık Turizmi Derneği’ni aradık. Bu tür bir sağlık turizmine hayli yabacılar. “Biz daha çok yaşlı ve termal turizmi üzerindeyiz. Onlar için de Ege uygun” diyorlar. 

***

“Bir Hava Pilotunun Anıları” adlı kitabı da olan, kendi deyimiyle “havacılığa âşık” İrfan Sarp’ın “Bu olanlardan sonra göğsüme hançer saplanmış gibi yaşıyorum” dediği Atatürk Havaalanı’nda pist kıyımı projesinin hiçbir aşaması akla, mantığa uymuyor.

Son olarak tarihi açıdan bakalım…

1912’de Yeşilköy Teyyare Meydanı olarak açılmış. O dönem dünyanın sadece 10 yerinde havaalanı var. Şunlar:

ABD Maryland, Romanya Bükreş Baneasa, İngiltere Londra Shoreham, Rusya Khodynka, Almanya Hamburg, İspanya Madrid Cuatro Vientos, İtalya Roma Ciampino, Hollanda Amsterdam Schiphol, Fransa Paris-Le Bourget  ve Yeşilköy-Atatürk…

Öteki 9 havaalanının tümü havacılıkla ilgili hâlâ çok işlevsel… Kiminin bir bölümü müze, bir bölümü uçuş okulu… Kimi aktif üs… Kimi genişletilerek aynı amaçla kullanılıyor.

Atatürk Havaalanı pisti kırılıp hastane yapılıyor!

Böyle bir şey ancak büyük bir gaflet, dalalet ve iyi niyetle olur!