Müjdat Gezen

Muharrem İnce-Erkan Baş

24 Nisan 2023 Pazartesi

Siyasete emek vermiş insanları eleştiren konularda yazı yazmak, benim pek de hazzettiğim bir mesele değildir. Muharrem İnce gerçekten öğretmenlik sonrası işinde, siyasete hizmet etmiş biridir. Gençliğimizde, hırçın küfürbaz öğretmenlerimiz oldu. Hepinizin olmuştur. Ama gençlerle iç içe bir iş yaparken ve bir anlamda onların sempatisini kazanmışken yapılan hatalar, bir anda her şeyi altüst edebilir. O nedenle ben, kendi işimde genç öğrencilerimi kırmamaya özen gösteririm. İnce’yi izledim. Kendisini eleştiren gençleri çok aşağıladı. Üzüldüm. TİP Genel Başkanı Erkan Baş geldi aklıma. Üslubu, terbiyesi ile örnek bir genç siyasetçi. Üstelik ilk oyumu kullandığım TİP’in genel başkanı. İster istemez ikisini karşılaştırdım. Biri gözümde büyüdü... Keşke ikisi için de aynı duyguları besleyebilseydim. 

İLKER BAŞBUĞ

2021 yılının başında; Kırmızı Kedi Yayınları’ndan, Türkiye Cumhuriyeti’nde “Güç Odaklarının Mücadelesi” çıktı. Bundan önceki ilk iki kitabın devamı niteliğindeki bu eser İlker Başbuğ’a ait. “Sana kitabı gönderdim, önsözünde seni kastettiğim bölümü iyi oku” dedi. O bölüm kısaca şöyle: “Türkiye’nin 1961-1980 arasında yaşadığı olaylar dikkate alınırsa bu dönem çalkantılı, istikrarsız, acıların yaşandığı ve hâlâ açıklığa kavuşturulmamış karanlık olayların olduğu bir dönemdir.

Bugün karşılaştığım, görüştüğüm ve arkadaşlık yapmakta olduğum insanlardan büyük bölümü, bu dönemde çeşitli nedenlerle çeşitli şekillerde haksızlığa uğramış kişilerdir. O dönemde genç bir subay olarak onların yaşadığı gerçeklere yabancı kaldığımız da bir gerçek.”

Telefon açtım: “Neden öyle düşünüyorsun, o zaman ne yapabilirdin ki?” dedim. Üzüntülüydü. Kitabın hazırlanmasında sevgili Ali Berktay’ın da katkıları olması beni ayrıca mutlu etti. Ali çok değerlidir. “27 Mayıs Darbesi Olmasaydı” adlı özel bölümde ise İlker Başbuğ açıkça bu meseleyi eleştiriyor ve “27 Mayıs darbesi olmasaydı Türk demokrasisi 22 Şubat, 21 Mayıs, 12 Mart, belki de 12 Eylül’de karşı karşıya kaldığı askeri müdahaleleri yaşamayacak bugün Türkiye demokrasi açısından çok farklı bir konumda bulunabilecekti” diyor. Başbuğ, Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajında da buna değiniyor. Gelgelelim, malum çevreler hemen düğmeye basıyor ve İlker Başbuğ 81 ilden gelen ihbarlarla ifadeye çağrılıyor. Ayıptır. Kitap okuma alışkanlığı olmayanlar. Açıp okuyun önce. İlker Başbuğ hayatı boyunca bütün darbelere karşı tavrını koymuş. Gazeteciye de bunu söylemiş. Ama bunların amacı farklı. Başbuğ’un son kitabını okuyun. Atatürk konusunda önemli araştırmalar yapan İlker Başbuğ, yine büyük emek vermiş bu konuda. “İdealim Çağdaş Türkiye” kitaplığınızda bulunsun. 

Not: Yukarıdaki yazı iki yıl önce kaleme alınmıştır. Son satırları hariç. 

HIRS SAVAŞI

Bir tek insan kendi ülkesinin demokrasisine bu kadar fazla zarar verebilir mi? Bunu da gördük yaşadığımız şu asrın içinde. Yasaları dinlemedi, kendi taraftarlarını trol olarak kullanarak tahrik etti. Sonra yavaş yavaş kendi seçtiği bakanlar onu terk etmeye başladı. Ve ülkesi dünya tarihi içinde en büyük demokrasi yarasını aldı. Artık dünyaya demokrasi dersi veremeyecek duruma getirdi koskoca Amerika Birleşik Devletleri’ni. Trump, yaşamı boyunca girdiği bütün işleri batırmış, babası sayesinde köşeyi dönmüş zavallı bir adamdı. Kaybetti. Hazmedemedi. “Büyük farkla kazandık” diyecek kadar çıldırdı. Yabancı göçmenlere karşı çıktı, hakaret etti. Karısı göçmendi. Artık ABD dünyaya demokrasi konusunda tek söz söyleyemez. Bu Trump’tan dolayı oldu. Ülkesine zarar verme konusunda tarihe geçti. Bütün ülkelerin böyle insanlardan kaçınması gerekir. Son zamanlarda yine yargı önüne çıktı.

Minik çocuklarınıza 

- Dedikodu 

- Yalan

- Kin

- Nefret

öğretmek istiyorsanız kimin yanına göndereceğinizi biliyorsunuz...

SS

Barış Pehlivan-Barış Terkoğlu “SS” kitabını yayımladılar. Okudunuz mu? Bildiğimizi sandığımız ama pek çoğunu bilmediğimiz neler var neler kitapta. Ülkenin içişleri bakanını yakından tanımak için bir bakın o kitaba... Şaşırmayacaksınız ama üzülebilirsiniz. 

ADALET

Tolle, bir konuda düşünceyi tariflerken: “Hem muhteşem bir nimet hem de büyük bir bela...” diyor. 

Ne kadar doğru. Günümüzde düşünceleri nedeniyle cezaevinde yatan ve ülkemizin adalet notunu sıfırın altına indiren bir konu bu. Adalet bakanına bir bakın, adaletin ne durumda olduğunu anlarsınız. İnsan üzülüyor ama gerçekler bazı zamanlarda üzer insanı. 

“Gülerek düşünün... Düşünün ve gülün. Size iyi gelecek.” 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Bizim ev’ 27 Mayıs 2024
Kum fırtınası 20 Mayıs 2024
Sofi 13 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları