Ey bombaya can veren iktidar!

26 Şubat 2016 Cuma

Canlı bombalar ülkenin çeşitli yerlerinde sağlı sollu patlarlar. Her bombadan sonra, ölenlerin ve öldürenlerin kimlikleri üzerinden nefretin çatallı dili parlak bir şeytan gibi belirir.
Onun parlaklığında kamaşan gözler hızla körleşir.
Gerçeklerden uzaklaşıp bir kâbusun girdabında kayboluruz.
Terör hepimize kendi dilini tane tane öğretir.
Terörle kazanıldığı ya da kaybedildiği sanılan ne varsa adaletin terazisinden yerlere dökülür.
Şu, şu, şu merkezlerdeki duraklardan uzak durun haberleriyle kuşatılırız.
Kendimizi, canlı bombaların şehirde fink attığı bilgisini sıradan bir bilgi olarak gündelik hayatımızın merkezine sorgusuz sualsiz koymuş buluruz.
Hak bile verebiliriz kendini bir uğurda öldürenlere...
Cenazelerine gideriz, ailelerine başsağlığı dileriz...
Deliririz...
Kendini öldüren canlı bombadan daha çok deliririz.
Canlı bomba...
Muhtemelen aklı yitik ama fikri sabit sayısız deli...
Onlar şu anda aramızda ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar.
Kimi Allah’a inanıyor; kimi özgürlüğe...
Ama hepsi ölerek ve öldürerek dünyayı değiştirebileceğine inanıyor.
Ve her biri davalarına hizmet edecekleri o kutsal dehşet anını kolluyor.
O an kimimizin işten, kimimizin okuldan, kimimizin sinemadan çıktığı ve az sonra ne yapacağını düşündüğü bir an olacak.
Son an olacak.
Öleceğiz, cesetlerimiz parmakla sayılamayacak kadar çok ve tanınmayacak kadar az olacak.
Ardından terörü lanetleyenler ve terörü övenler arasına gerilmiş seyirlik telde insanları oyalamakla vazifeli cambazlar ortada cirit atacaklar.
Biz onları seyrederken anadilimizi unutup panik dilini öğreneceğiz.
Gündelik hayatımızın kasten bir korku tüneline sokulduğunu fark bile etmeyeceğiz.
Bu yüzden canlı bombaların kumandasını ellerinde tutanlar iktidarla pazarlığa elleri güçlü oturuyorlar.
Bu arada iktidarın eli de armut toplamıyor.
İktidar canlı bombaların faaliyet planına hâkim ama kendine hâkim değil.
O yüzden halka güven vermiyor; halkı alaturka yöntemlerle tedirgin ediyor.
Bunların sağı solu belli olmaz, diyor.
Şurada, burada, orda her an patlayabilirler, diyor.
İyisi mi ya sen bize hiç güvenme, kendi başının çaresine bak, diyor.
Ya da başkanlığı destekle bitsin bu çile, diyor.
Neticede sadece eylem yapılabilecek noktaları açıklıyor.
Sonra susuyor.
O suskunluğun tedirginliğinde o noktalar boşalıp en güvenli yer haline gelirken; geri kalan her yer toptan tekinsizleşiyor.
Canlı bombaların zaten hem mecazen hem de cidden sağı solu belirsiz.
Ama bombaya can verenin her seferinde kim olduğu belli.
O patlamayla kimlerin canlarının neden alındığı da belli.
Yine de sanki bombaya can veren başka bir şeymiş gibi...
Bir güç olduğuna inanıyormuşuz da bir türlü tanımlayamıyormuşuz gibi...
O canlı bombalara o canı veren güç bizden büyük ve her şeyden kudretliymiş gibi...
Hayatımız usul usul canlı bombalı ve büyük korkmalı bir kâbusa dönüşüyor.
Bu kâbustan silkinip uyanmamız gerek.
Bombaya can veren iktidarın tek dayanağı, insanın şiddete tahammüllü ve ondan medete eğilimli olmasıdır.
Tahammülü azaltmaz ve medetten vazgeçmezsek öle öle tükeneceğiz.
Ve terörle yönetilen bir ülke olarak tarihteki ve coğrafyadaki yeni ve korkunç yerimize kalıcı olarak gömüleceğiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları