Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Alışa alışa kaybedeceğiz!
Hangisi daha korkunç?
Yolda yürürken yanı başımızda patlayan bir bombanın kafalarımızı, kollarımızı kopartması mı?
Yoksa bir rektör yardımcısının cehalete methiyeler düzerek, toplumun eğitimle, bilimle, akılcılıkla bağlarını kopartmaya çalışması mı?
Geleceğimizi tehdit eden ne?
Medreselerde çok az bir dini eğitimle donatılan ve kafasının içi bomboş olan insanların, hayalindeki iktidar için ne kadar kullanışlı olduğunu tane tane anlatan bir akademisyen mi?
Yoksa üzerlerinde taşıdıkları bombaları patlata patlata dolaşan ve dünyanın dört bir yanında korku imparatorluğu kuran teröristler mi?
Alışıyoruz...
Bombalara ve teröristlere alışıyoruz; her şeye alışıyoruz. Düşman bizi alışkanlıklarımızdan vuruyor.
İnsan yakınlarının ölümüne, hayattaki kayıplarına, başarısızlıklarına nasıl katlanırsa...
Toplum da cinayetlere, teröre, savaşlara, işkencelere ve faşizme öyle katlanır.
Teoride lanetlediklerini, şartlar gerektirirse pratikte hemen benimseyiverir. İnsanın da, toplumun da bünyesi esnektir. Kötülük insanın bu esnekliğinden beslenir.
Eğitim sistemlerinden ahlak sistemlerine, inanç sistemlerinden ekonomik sistemlere kadar her türlü sistem, insanın alışkanlık zaafını sömürür.
Neticede insan alışan bir canlıdır; daha da beteri, insan insanın alışkanlığıdır.
Şu son yirmi yıl içinde bu ülkede nelere nelere alıştık. Kadının muhafazakârlaşan toplumdaki yeni ve alçak yerine alıştık.
Sanatın günbegün ölmesine alıştık. Si-nema salonlarının yıkılmasına alıştık. Kültür merkezlerinin kapatılmasına alıştık. Sanatçının, yazarın küçümsenmesine alıştık.
Basının satın alınmasına alıştık.
Sokaktaki hayatın günbegün sinmesine alıştık. Laikliğin bir küfre dönmesine alıştık.
Hukukun iktidarın elinde oyuncak olmasına alıştık.
En fenası, cehaletin kırbacına alıştık.
Bu alışkanlıkların gölgesinde, cumhurbaşkanından çok cumhurbaşkancı bir bilim adamı eğitimin önemine okkalı bir tekme savuruyor...
Ve temeli eğitim üzerine kurulmuş bu ülkede kıyamet falan kopmuyor. İt ürüyor, kervan yürüyor. Çünkü biz alışmaya da şerbetliyiz unutmaya da...
Bu ülke terörle yeni tanışmıyor.Yeniden tanışıyor; alışkanlıklarını hatırlıyor.
12 Eylül öncesi yaşanan terörün dayattığı korku yüzünden cahil bir diktatöre göz göre göre oy veren biziz.
Ülkenin gelmiş geçmiş en korkunç anayasasına evet diyen bir milletiz. O yanlışın üstüne yaldır yaldır gelen ve bugünümüzü inşa eden tehlikeyi baştan göremeyecek kadar da reziliz.
Şimdi bir daha düşünün...
Hangisi daha korkunç? Hangisi gelecek için daha büyük bir tehdit?
Yolda yürürken yanı başımızda patlayan bir bombanın kafalarımızı, kollarımızı kopartması mı?
Yoksa bir rektör yardımcısının cehalete methiyeler düzerek, toplumun eğitimle, bilimle, akılcılıkla bağlarını kopartmaya çalışması mı?
Bu iki hal arasında bağlantı kurmayı hâlâ reddedenler...
Lütfen akıllarını usulca yere bırakıp, hayatımızdan hemen çıkıp gitsinler.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Turizm öğrencilerinden çarpıcı yanıtlar
- Babadan Asker oğluna duygusal karşılama
- Dikkat! Kavimler Göçü 2.0 başlıyor mu? Dr. Cenk Özatıcı
- İBB'de yeni uygulama: Ücretsiz HPV aşısı
- Milli Eğitim Bakanı Tekin'den 'mülakat' açıklaması
- Besin alerjisi nasıl tedavi ediliyor?
- 10-16 Mayıs Engelliler Haftası
- Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun konuşma
- Özgür Özel'den 'atama' çıkışı
- Özgür Özel kutlama programında
En Çok Okunan Haberler
- 'Ben olsam içeri alırdım'
- Küçük alanda yetiştiriliyor, getirisi yüksek
- İtalyan basını kıyafetini yazdı: '10 üzerinden...'
- Laik, çağdaş, bilimsel eğitim çağrısı
- Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında sıcak gelişme
- 'Cüret edenlerin başı ezilmeli'
- 'Beni de öldürecekler, haberiniz olsun'
- Selen hemşirenin ölümünde flaş gelişme!
- TL mevduat faizi dengelendi
- Kalın'ın kurucularından olduğu SETA'dan TÜGVA'ya