Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ya Zurnanın Zırtı!..
Bizim ellerde “sanatçı” denilen bazı şarkıcıların, ister pop söylesinler, ister Türk musikisi; politikada gelene ağam gidene paşam diye bel büküp gerdan kırmak alışkanlığı, artık bir geleneğe dönüştü. Hemen hepsi “politikayla ilgilenmiyorum” diyen bu zevatın kendisini izlemeye gelen politikacılara olan yılışık düşkünlüğüne hep şaşırmış, pek de bir anlam verememişimdir.
Bir arkadaşım, Türkiye’de pıtrak gibi biten “İslam âlimleri”nden birkaçının “musiki” hakkında verdikleri cevaz dizinini gönderince, şarkıcılardaki yılışıklığın, meğer bir ölüm kalım mücadelesinde, düşmana yaranmak taktiğiyle ayakta kalma çabası olduğunu anladım.
Ülkemizde, osuruğun aptes bozup bozmamasından cinlerle evliliğe kadar İslami hayatın her evresinde günah-sevap âlimi olunur da, musiki uleması olunmaz mı?
Buyrun okuyun ve sıkıysa dehşete kapılmayın.
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Orhan Çeker: “İslam inancına ters sözleri ihtiva eden müzik kesinkes haramdır ve Müslümanlar buna engel olmakla görevlidirler. İnsanı gayr-i meşru işleri yapmaya sevk eden, haram olan şeyleri konu edinip tasvir eden müzikler de caiz değildir. İslamda kadın sesinden müzik dinlemenin caiz olmadığını duyurmak isterim.” (www.habername.com/yazi-prof.-orhan-ceker-muzik-ile-musiki-farkli-midir-1890.htm)
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren: “İslam bilginleri teganninin haram olduğunu söylemişlerdir. Bu çeşit teganni nefisleri fuhşa tahrik eder ve arzuları tatmine teşvik eder. Sükunet halindekini harekete getiren ve gizliyi açığa çıkaran laubaliliğe yol açar. Bu çeşit şarkıda kadının anılması ve güzelliğinin tasvir edilmesinde ve şarabın anılmasında insanı heyecana götüren bir yön vardır. İşte böyle bir teganni ve eğlencenin yasaklandığı konusunda görüş birliği vardır.” (www.hikmet.net/content/view/55197/13/)
Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Ekrem Buğra Ekinci: “Kadının mahremi olmayan erkeklerin yanında yüksek sesle şarkı söylemesi câiz değildir.” (www.ekrembugraekici.com/cevaplar.asp?text=Teganni)
İstanbul müftü yardımcısı, Yeni Cami ve Şehzadebaşı Camii vaizi Timurtaş Uçar: “Okullara müzik dersi koyanlar inşallah Cenab-ı Hakk’ın gazabına uğrayacaklar!” (www.youtube.com/watch?v=8CkGGVvEdm8)
Beyoğlu Belediye Başkanı’nın babası ve “İslâm’da Seks” kitabının yazarı Ali Rıza Demircan: “Özellikle işyeri telefonlarında bekleme sürelerinde İslâm zaviyesinden sakıncalı olabilecek müzik türlerine yer verilmemelidir.” (www.alirizademircan.net/makaleler)
İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman: “Hanefî mezhebine göre mûsıkî icrâsı ve bunu dinlemek haramdır. Bu hüküm, değnek ve çubuğun bir yere âhenkli bir şekilde vurulmasını dahi içine almakta ve haram saymaktadır. 53. Hükmün bazı istisnâları vardır: Savaşta vurulan kös ile düğünlerde çalınan tef.”
(www.hayrettinkaraman.net/kitap/helalharam/0135.htm)
Türkiye Gazetesi “ilim” yazarı Mehmet Ali Demirbaş’a göre ise kapı zilinin düzü ve zurnanın harpte dinlenmesi caiz olup, ötesi tasavvuf müziği dahil haram.
Ama Demirbaş’ın fetvasını kendiniz okuyun, daha eğlenceli olur: (www.mehmetalidemirbas.com/print.asp?Aid=1054)
Bu fetvaları okuduktan sonra, sanırım Fazıl Say’ın bizim ellerde niçin yargılanıp mahkûm edildiğinden çok, bu ülkede doğup nasıl evrensel çapta sanatçı olabildiğini sorgulamak gerekir.
Şarkıcı Nadide Sultan’ın orkestrası perdelenirken kendisinin açıkta bırakılmasının ne kadar caiz olup olmadığı da ulemaya sorulmalıdır.
Bir de, zurnanın zırt dediği yerin musiki sayılıp sayılmayacağı…
G NOKTASI
Ergenekon’dan hüküm giyen yazar ve gazetecilerin, daha çok araştırmacı olması dikkat çekiyor. Ergenekon davalarında zaten yıllardan beri tutuklu yargılanan Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek, Yalçın Küçük gibi ağır cezalara mahkûm edilen araştırmacı kervanına Merdan Yanardağ da katıldı.
Merdan Yanardağ, tutuksuz yargılandığı dava sürecinde genel yayın yönetmenliğini üstlendiği Yurt gazetesini ilkeli, ölçülü, güvenilir ve kolay okunur bir yayın yaparak, Türkiye’de parmakla gösterilecek bir gazetecilik başarısına imza attı.
Hakkında verilen 10 yıl hapis cezası, zaten genelinde tüm sanıklar, özelinde gazeteci yazar sanıklar hakkındaki kanıtsız, tutarsız ve zaten hukuksuz mahkûmiyetlerden biri. Merdan Yanardağ’ın niçin “izale edilmesi” istendiği, davanın diğer gazeteci yazar mahkûmiyetleri gibi bir muhalif sesin daha susturulması, çalışamaması, çıkardığı gazetenin zayıflatılması hedefiyle açıklanabilir.
Ama Merdan Yanardağ’ın hangi suçtan cezalandırıldığının yanıtı, Fethullah Gülen hakkında araştırma yapmak ve yayımlamak cüretinde aranmalıdır.
Arkadaşımız Merdan Yanardağ’a, “Fethullah Gülen Hareketinin Perde Arkası/Türkiye Nasıl Kuşatıldı”yı (Siyah Beyaz Yayınları, 2006 ve Destek Yayınları, 2010) yazmış olmanın bedeli 10 yıl hapis cezasıyla ödetiliyor!
“Müzik, dinleyeni ve dinleteni
öngörülmez kılar.”
BJÖRK
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Kızı devlet korumasına alınmıştı!
- Yuvarlak ekmek alınınca evi terk etti...
- Pazara giden eli boş dönüyor!
- Uzmanlar uyardı!
- Türkiye Obezitede Avrupa Birincisi! Diyetisyen Elvan Oda
- Doğum Uzmanından gebelere uyarı!
- Turizm öğrencilerinden çarpıcı yanıtlar
- Babadan Asker oğluna duygusal karşılama
- Dikkat! Kavimler Göçü 2.0 başlıyor mu? Dr. Cenk Özatıcı
- İBB'de yeni uygulama: Ücretsiz HPV aşısı
En Çok Okunan Haberler
- Asgari ücrete 'ara zam' gelmezse ne olur?
- Cumhuriyet aydını Dr. Erdal Atabek yaşamını yitirdi
- 'Gezi'nin Vali'si avukat oldu!
- Hamas'tan ilk açıklama geldi!
- AKP’li belediye yeni evlere kepçeyi vurdu
- 'Mourinho ile konuştum, Fenerbahçe'ye...'
- Almanya'daki çifte vatandaşlık yasası değişiyor
- Aziz Yıldırım'dan transfer müjdesi
- Ali Koç'tan sağlık ekibi kararı!
- Özer Uçuran Çiller hayatını kaybetti