CHP rüzgârı esiyor

01 Nisan 2024 Pazartesi

Demokrasinin vazgeçilmezlerinden seçme ve seçilme hakkını kullanmak için dün bir kez daha sandık başındaydık. Yerel seçim maratonundan çıkan sonuç Türk siyaseti açısından pek çok mesajı içeriyor. Öncelikli olarak seçmen iktidara “sarı kart”tan öte “kırmızı kart” göstermiştir. Cumhur İttifakı’nın büyük şehirlerdeki oylarının erimesinde, yıllar sonra kendi kalesi görülen yerlerde dahi kan kaybetmesinde ağır ekonomik krizin, emeklilerin, emekçilerin zorlu koşullar altında ezilmesinin payı büyük. Genel seçimlerde gösterilmeyen bu tepki yerelde sandığa yansımış durumda.

DEMOKRASİ VE UMUT KAZANDI

“Tek adam” rejiminde, haklar ve adalette yaşanan erozyona ve aynı zamanda gerici, karşıdevrim çabalarına alan açanlara karşı da Atatürk ilkeleri, Cumhuriyet değerleri savunucularının net duruşu da sandık iradesinde ortaya konmuştur. Kazanan kim sorusunun yanıtı demokrasi ve umuttur!

Sonuçlar her il, ilçe genelinde elbette önümüzdeki günlerde ayrı ayrı değerlendirilecek. Ancak Özgür Özel liderliğindeki CHP’de, İstanbul’da Ekrem İmamoğlu ve Ankara’da Mansur Yavaş’la esen güçlü rüzgâr, 2028 seçimleri öncesinde siyaset arenasında yeni gelişmelerin habercisi olarak da yorumlanabilir.

İktidarın, doludizgin kamu gücünü arkasına alarak bakandan valiye Cumhur adaylarına destek kampanyalarına karşın CHP bu seçimlerden tarihi bir zaferle çıkmıştır. Ancak tartışmalı süreçlerden geçen CHP’de bu kazanımlarla birlikte artık sular durulur mu sorusunun yanıtı ise önümüzdeki günlerde saklı. Bu çerçevede gözler, “değişim” sloganıyla birlikte, parti içindeki küskünler cephesinin alacağı tutum gibi, kısa zamanda sahada etkisini gösteren Özel’in birlik ruhunu nasıl sürdüreceğinde. Sandık sonuçları tartışma yaratan “değişim” söyleminin seçmende karşılık bulduğunu gösteriyor. Aynı zamanda iktidarın aldığı yenilgiyle birlikte bundan böyle yeni anayasa, İstanbul Kanalı gibi sorunlu konularda oldubitti yapamayacağını da.

Bir zamanlar CHP ile 6’lı masanın ortağı olan Meral Akşener liderliğindeki İYİ Parti ise sandıkta kaldı. Bundan sonra siyaseten nasıl bir yola gireceği merak konusu...

AKP-YRP MÜCADELESİ...

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için İstanbul’un önemi biliniyor. Siyasi kariyerini Necmettin Erbakan liderliğindeki Milli Selamet Partisi’nin İstanbul gençlik kolları başkanlığından başlayıp 1985’te yine Erbakan liderliğindeki Refah Partisi’nin İstanbul il başkanı olan Erdoğan, 1994 yerel seçimlerinde ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanı seçilmişti. Erdoğan’ın, Erbakan’la gerilimli şekilde yollarını ayırırken ilerleyen süreçte “İstanbul’u alan Türkiye’yi kazanır” söylemi akıllara kazılı. Ancak bu vurgusuna karşın 2019’da AKP’nin güçlü isimlerinden Binali Yıldırım gibi, 2024 seçimlerinde de eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum “İstanbul’u kaybedenler” kulübüne katıldı. Erdoğan’ın Cumhur İttifakı’ndan yerel seçim sürecinde ayrı düştüğü Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan liderliğindeki Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) desteğini artırıp sandığa ayrı gitmesi de seçimlerin önemli dönemeçlerindendi. Kuşkusuz ki bu rekabetin AKP siyasetine yankıları, önümüzdeki dönemin sıcak gündemlerinden olacak.

Oyları eriyen MHP’nin AKP ile ittifakının geleceği gibi, ilerleyen süreçlerde DEM’in de nasıl bir yol izleyeceği 2028 hesapları açısından önemli.

Geçen mayıs ve dünkü sandık başıyla birlikte karşımızda seçim yorgunu, ekonomik krizle boğuşan, kutuplaşmış bir Türkiye manzarası var. Elbette iktidar ve muhalefet, yurttaşın sandıktan verdiği mesajı iyi şekilde okumalı.

'TOPAL ÖRDEK'...

Aynı zamanda nasıl bir Türkiye sorusu gibi küresel çapta belirsizlik ve bölgemizi çevreleyen savaş, çatışmalar çerçevesinde nasıl bir dünya önümüzde şekilleniyor konusuna da incelikle eğilinmeli. Son dönemde ABD liderliğindeki BatıRusya hattındaki ağır krizin Ukrayna sahası üzerinden yayılma riski artıyor. Bu kapışmada her iki cephenin de yer aldığı Suriye, Irak sahasının da aynı şekilde çatışma alanları olduğu biliniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelecek ay yapılması beklenen Beyaz Saray ziyaretinin tam da bu karmaşık gündem arasında gelmesi dikkat çekici. Gündemin Filistin’den Ukrayna’ya, İran’a ve aynı zamanda Ankara-Moskova ilişkilerine karşı Washington’ın baskı arayışına pek çok konuyu içereceği ortada... Üstüne üstlük göreve gelmesinden bu yana bir kez bile Erdoğan’ı Beyaz Saray’a davet etmemiş olan Biden’ın tam da kasım seçimleri öncesinde bu hamlesi ilginç. Her ikisi de bir anlamda “topal ördek”. Bölge fokurduyor. İç siyasette kısır kapışmalara esir olmadan sınır güvenliği sağlam, egemen, laik hukuk devleti, ülke çıkarları temelinde politika üretmek şart.

Seçimlerden birinci çıkan, iktidar hedefini ortaya koyan CHP’ye de bu noktada ağır sorumluluk düşüyor. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları