Mehmet Ali Güller

Problemin kaynağı, probleme çözüm olamaz

09 Ocak 2023 Pazartesi

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Altı siyasi parti genel başkanı, cumhurbaşkanı kadar her stratejik kararda imza yetkisine sahip olacak” demişti.

Ben de dahil pek çok kişi bu açıklamaya tepki göstermiştik. “İpotekli masa” başlıklı yazımda, Davutoğlu ve Babacan’ın bugün 6’lı masayı ipotek altına aldığına, “cumhurbaşkanı kadar imza yetkisi” ile yarın da yürütmeyi ipotek altına alacağına dikkat çekmiştim.

TÜRKİYE’DEKİ EN SON KİŞİ!

Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca’ya konuşan Davutoğlu bizlere şu sözlerle tepki göstermiş: “Genel başkanlar yürütme mekanizmasının içinde etkin bir şekilde yer alacaklar ve karar alma ve imza süreçlerinde yetki sahibi olacaklardır. Buradan bir vesayet çıkaranlar zihnen tek kişinin tek akılla tüm yetkiye sahip olduğu cumhurbaşkanı hükümet sistemi mantığına zihnen teslim olanlardır.”

Bu sözleri, elbette bir siyasetçinin kendisine yapılan eleştirilere verdiği yanıt olarak değerlendiremeyiz. Bu sözler en hafifinden çarpıtmadır. Çünkü Davutoğlu, herhangi bir kişiyi “AKP’nin başkanlık sistemi mantığına zihnen teslim olmakla” suçlayabilecek, Türkiye’deki en son kişidir!

Ne yazık ki 6’lı masanın Türk siyasetine bir de böyle “katkısı” oldu: AKP’nin Türkiye’yi bu hale getirmesinde en üst düzeyde rolleri olanlar, muhalif kanallara çıkıp, sanki hiç rolleri olmamış gibi konuşuyor, dahası kurulduğu günden bugüne kadar AKP’ye muhalefet etmiş isimlere, muhalefet etme dersi bile vermeye kalkıyorlar!

İşte Davutoğlu’nunki de o hesap: Bugünkü başkanlık sisteminde hiç sorumluluğu yokmuş gibi, başkalarını başkanlık sistemi zihniyetine teslim olmakla suçlayabiliyor!

‘EN DOĞRU KARAR’ DİYORDU!

Sonradan şöyle şeyler söyleyebiliyorlar tabii: “Başkanlık sistemini getiren 2017 referandumuna neden itiraz etmediniz diye eleştiriyorlar. Ben itirazlarımı cumhurbaşkanına yazılı olarak yaptım. Kamuoyu ile paylaşmak da istedim. İlk defa buradan söyleyeceğim, o günlerde bizi televizyonlara çıkarıp bu konuları paylaşabileceğimiz tek bir cesur televizyon kanalı çıkmadı.” (18.12.2019).

Davutoğlu hangi televizyonu arayıp referanduma muhalefet edeceğini söylemiş de çıkarmamışlar! Doğru değil elbette. Cesur televizyonlar vardı ve biz o cesur televizyonlarda çıkıp tek adam yönetimini getirecek referandumda neden hayır denilmesi gerektiğini günlerce anlatıyorduk.

Geçiniz, kaldı ki referandum sonuçlanınca Davutoğlu şu mesajı paylaşmıştı sosyal medyadan: “Milletimiz en doğru kararı vermiştir. Referandum sonucu ülkemize ve aziz milletimize hayırlı olsun.” (16.4.2017).

‘BAŞKANLIK OTORİTERLİK GETİRMEZ’ DİYORDU!

Bakmayın siz şimdi Davutoğlu’nun bugün söylediklerine, kendisi başkanlık sisteminin en büyük savunucularındandı. “Başkanlık sistemine geçilmesi doğrudur. Seçim beyannamesinde olacak, bizzat ben yazdım” (28.3.2015) diyordu. “En doğru form başkanlık sistemidir. Öyle bir anayasa, öyle bir hükümet modeli koyalım ki torunlarımız da rahat etsin” (28.12.2015) diyordu.

Katıldığı bir canlı yayında, başbakan olarak kendisiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı fikirde olması nedeniyle sorun çıkmadığını ama isimler değişince “yetki karmaşası” sorunu çıkacağını savunarak doğru olanın “başkanlık sistemine geçmek” olduğunu anlatıyordu. Hatta Davutoğlu bunun otoriterlik getireceğini savunanlara da itiraz ediyordu: “Bu otoriter bir anlayışı beraberinde getirecek diye bir şey söz konusu değil. Onun için gerekli güç dengelerini yansıtmamız gerek.”

Davutoğlu şimdi kalkmış, kendisini eleştirenleri, “başkanlık sisteminin zihniyetine teslim olmakla” suçlayabiliyor; üstelik suçladıkları, kendisi başkanlık sistemini desteklerken de o sisteme açıkça karşı koyanlardı!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları