Mehmet Ali Güller

NATO 2022 Stratejik Konsepti’nin analizi

02 Temmuz 2022 Cumartesi

NATO, yeni stratejik konsepti ile “bir savunma örgütü” olduğu yalanını önemli ölçüde ortadan kaldırmış görünüyor. NATO’nun 70 yıldır taktığı “savunma” maskesini attığını ve “saldırgan savaş aygıtı” olduğu gerçeğini artık daha net sergilediğini söyleyebiliriz.

49 maddelik NATO 2022 Stratejik Konsepti, özetle, hegemonyası zayıflayan ABD’nin, kurallarını kendisinin belirlediği sömürü düzenini sürdürebilmek için müttefiklerini Çin ve Rusya’ya karşı harekete geçmeye zorlamanın ve NATO’yu genişleterek yeni müttefikler ağı oluşturma hedefinin belgesidir. İnceleyelim:

ABD’NİN ÇİN-RUSYA’YA SAVAŞ İLANI

NATO, yeni stratejik konsepti ile Rusya’yı “baş düşman” ilan etmiş durumda. 8. maddede Rusya için “en önemli ve doğrudan tehdit” deniyor ve bu ülkenin “Baltık, Karadeniz ve Akdeniz’deki askeri varlığı ile NATO’nun güvenliğine ve çıkarlarına meydan okuduğu” savunuluyor.

NATO, ilk kez stratejik konseptine Çin’i dahil etti. 13. maddede “Çin Halk Cumhuriyeti’nin Atlantik kampının çıkarlarına, güvenliğine ve değerlerine meydan okuduğu” belirtiliyor. Oysa Çin ABD’nin çevresinde değil ABD Çin’in yakın çevresinde varlık gösteriyor. Diğer yandan yine 13. maddede Çin’in “kurallara dayalı uluslararası düzeni yıkmaya çalıştığı” söyleniyor. Hangi düzen? Kurallarını ABD’nin yazdığı ve ABD’nin çıkarlarına göre inşa edilmiş sömürü düzeni! 14. maddede de Çin’in “zorlayıcı taktikler” ile “NATO’yu bölmeye” çalıştığı savunuluyor.

Öte yandan yine 13. maddede, Çin-Rusya ortaklığına işaret edilerek ABD’nin/NATO’nun esas sorunu dile getiriliyor: “Çin Halk Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu arasındaki derinleşen stratejik ortaklık ve kurallara dayalı uluslararası düzeni bozmaya yönelik karşılıklı olarak güçlendirici girişimleri, değerlerimize ve çıkarlarımıza aykırıdır.”

NATO’YU ASYA-PASİFİK’E GENİŞLETME

Dünyanın güvenlik ortamını asıl tehdit eden konu olan “NATO’nun genişlemesi” sorunu, yeni stratejik konseptteki “açık kapı politikasına devam” kararıyla artarak büyüyecek. NATO daha doğrusu ABD, 41. maddede “Bosna-Hersek, Gürcistan ve Ukrayna ile ortaklıklarımızı geliştirmeye devam edeceğiz” diyerek Avrupa’da savaş kışkırtıcılığını sürdüreceğini ilan etmektedir.

45. maddede Hint-Pasifik bölgesinin Avrupa-Atlantik güvenliğini doğrudan etkilediği savunularak “Hint-Pasifik’teki yeni ve mevcut ortaklarla diyalog ve işbirliğini güçlendireceğiz” denilmekte ve böylece ABD’nin NATO’yu Asya-Pasifik’e genişletme hedefi açıkça ortaya konmaktadır. Nitekim ABD tam da bu amaçla Madrid’deki zirveye Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda’yı da davet etmişti.

Bu arada 45. maddede “Batı Balkanlar ve Karadeniz bölgesi NATO için stratejik öneme sahiptir” denilerek bu iki bölge ABD’nin çıkarları gereği “stratejik düğüm alanları” ilan edilmektedir.

ABD’NİN TERÖR YALANI

NATO’nun, daha doğrusu ABD’nin en büyük yalanlarından biri 10. maddedeki terörizm değerlendirmesiyle sergileniyor. “Terörizmin tüm biçimleriyle güvenliğe doğrudan asimetrik tehdit olduğu” savunuluyor. Peki hangi terörizm, hangi terör örgütleri? Zira dünyada teröre en büyük desteği veren ülke ABD’nin kendisidir.

34. maddede “Terör örgütleri halkımızın, güçlerimizin ve topraklarımızın güvenliğini tehdit etmektedir” denmektedir. Peki Türk topraklarının güvenliğini ve Türk güvenlik güçlerini tehdit eden terörün arkasında kim var? NATO’nun “baş tehdit” ilan ettiği Rusya ya da “Düzenimize meydan okuyor” dediği Çin mi, yoksa ABD mi?

Öte yandan ABD’nin çıkar alanı ilan ettiği bölgelerde, örneğin Karadeniz’de, asıl tehdit kimdir? Rusya mı, yoksa Karadeniz’i NATO gölü yapmaya çalışan ABD mi? Türkiye’nin çıkar alanı olan Karadeniz’de tehdit ABD mi, Rusya mı?

Bu ve benzer sorular, özetle, NATO’nun 2022 Stratejik Konsepti’nin, tehditler bağlamında bakıldığında, nesnel olarak ABD ile Türkiye’nin çıkarlarının daha çok karşı karşıya geleceğinin belgesi olduğunu da göstermektedir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları