Mehmet Ali Güller

Fırat’ın doğusuna Astana çözümü

21 Temmuz 2022 Perşembe

Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin buluştuğu Tahran Zirvesi’nin 16 maddelik ortak bildirisine bakılırsa, zirvenin Ankara’yı ilgilendiren üç önemli sonucu oldu:

1. ASKERİ DEĞİL SİYASİ ÇÖZÜM

Astana Üçlüsü, ortak bildirinin 9. maddesinde “askeri değil siyasi çözüm” mesajı verdi. Yine ortak bildirinin 5. maddesinde “Suriye’nin kuzeyindeki kalıcı güvenlik ve istikrarın ancak ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunmasıyla sağlanacağı” vurgulandı.

Böylece Rusya ve İran’ın “Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine olası sınırötesi operasyona karşı çıkan açıklamaları”, ortak bildiriye de dolaylı yerleşmiş oldu.

Nitekim zirvenin ev sahibi olan İran’ın dini lideri Ali Hamaney, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde Türkiye’nin olası operasyonuna karşı çıkarak bunun Türkiye, Suriye ve bölgeye zarar vereceğini, tersine teröristlere yarayacağını savundu.

2. FIRAT’IN DOĞUSU SURİYE ORDUSUNA DEVREDİLMELİ

Astana Üçlüsü, ortak bildirinin 4. maddesiyle doğrudan ABD ve PYD’ye mesaj verdi, “Gayri meşru özyönetim/özerklik girişimleri dahil olmak üzere, terörle mücadele adı altında sahada yeni gerçeklikler yaratılması” reddedildi.

Zirvenin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fırat’ın doğusu konusunda Türkiye, Rusya ve İran arasında görüş farklılıkları olsa da üç ülkenin “ABD’nin burayı terk etmesi gerektiği” konusunda mutabık olduğunu belirtti.

Putin devamında çözüme işaret etti: “Kalıcı istikrara ulaşmak için bu toprakların Şam’ın resmi makamları olan Suriye ordusunun kontrolüne devredilmesi gerektiğine inanıyoruz.”

3. SIĞINMACILAR GÜVENLİ BÖLGEYE DEĞİL, ASIL İKAMET YERİNE

Ortak bildirinin 11. maddesi, Türkiye’nin sığınmacı sorunuyla ilgiliydi. Ancak önemli bir farkla: Bildiride sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin, Suriye’deki “asıl ikamet yerlerine” güvenli ve gönüllü geri dönüşü savunuldu.

Oysa AKP hükümeti bir yıl öncesine kadar sığınmacıların geri dönüşüne karşıydı. Hatta Erdoğan, “Finansını iyi yönettiğimiz için alıyoruz, finansını iyi yönetmeye devam ederek daha da mülteci alacağız” (6.8.2021) diyordu!

Ancak sorunun seçim anketlerine olumsuz yansıması, iktidarı “sığınmacıların geri dönüşü” politikasına zorladı. Fakat iktidar burada da “temel hedefini” gözeten bir yöntem buldu: Sığınmacılar için Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge inşa edilecek ve 1 milyon sığınmacı oraya yerleştirilecekti.

İşte Tahran’da ortak bildiriye geçirilen “geri dönüşlerin asıl ikamete yapılması” ifadesi bu bakımından dikkat çekiyor.

AKP’NİN HAYALİ

Artık işin esasına gelebiliriz. Ankara açısından iki problem var: 1) Suriye’nin kuzeyindeki ABD sponsorlu PYD devletçiğini önleme ve terörle mücadele. 2) Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri dönüşü.

Hep söyledik: AKP iktidarının bu iki soruna çözümü, “kesin çözüm” olmadığı gibi, yeni sorunlara gebedir. Suriye’nin kuzeyine sınır ötesi operasyon yapmak yerine Suriye ordusunun kendi topraklarında egemenliği sağlamasının önünü açmak, en maliyetsiz ve kolay çözümdür.

AKP’nin ısrarla “Fırat’ın doğusuna Suriye ordusu” çözümünden kaçınması, kaçınabilmek için Esad karşıtlığını sürdürmesi, sürdürebilmek için sığınmacı sorununu kullanması, kullanabilmek için “güvenli bölge” kurmaya çalışmasının tek amacı var: AKP, Suriye’nin kuzeyinde “fetih ve 82. il” hayali kuruyor!

Oysa bu hayalin Türkiye’nin zararına olduğu ve Ortadoğu politikasını kilitlediği yıllardır ve sayısız örnekle görülmektedir.

İşte Putin ve Reisi, Tahran zirvesinde Erdoğan’ın bu hayaline, bu kez daha kesin ifadelerle “hayır” demiş oldu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları