Mehmet Ali Güller

Barışı kim bozdu?

22 Ocak 2024 Pazartesi

NATO Askeri Komite Başkanı Oramiral Rob Bauer, önümüzdeki 20 yıl içinde Rusya ile “topyekûn bir savaşa” hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi (cumhuriyet.com.tr, 19.1.2024).

Peki nereden çıktı bu, neden NATO ülkeleri çatışmaya hazırlıklı olmalı? Onu da söylüyor Bauer: “Barış içinde yaşamamızın kesin olmadığını anlamalıyız.”

O zaman haliyle şu soruyu sormalıyız: Peki barışı kim bozdu?

ABD BARIŞI ATOM BOMBASIYLA BOZDU

Barışı ABD bozdu, hem de II. Dünya Savaşı biterken ve dünya barışa hazırlanırken...

Emperyalist ABD, teslim olmaya hazırlanan Japonya’ya iki atom bombası atarak daha ilk günden barışı bozdu; çünkü o bombaları aslında Japonya’ya değil, kendisine rakip gördüğü Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne (SSCB) atıyordu... Dolayısıyla ABD’nin SSCB’yle Soğuk Savaş’ı başlatmasının tarihi olarak o bombaların atıldığı tarihi işaretleyebiliriz.

Nitekim ABD, emperyalist iştahı ve dünya jandarmalığı hevesini kısa bir süre sonra, 1949’da NATO’yu inşa ederek de fiilen gösterdi. (Propaganda ettiğinin aksine NATO, Batı’nın Sovyet tehlikesine karşı kurduğu bir savunma örgütü değildir, tersine SSCB’ye karşı girişeceği çok yönlü saldırının aygıtıdır; nitekim Varşova Paktı NATO’dan 6 yıl sonra, 1955’te kuruldu!)

BARIŞ İÇİNDE YAŞAMANIN BEŞ İLKESİ

ABD’nin barışı bozan bu tutumu karşısında dünyanın büyük çoğunluğu Çin ve Hindistan’ın öncülüğünde, daha 1954’te “Barış içinde yaşamanın beş ilkesini” ortaya koydu.

Ama emperyalist ABD, barışı bozdu; Güney Amerika ve Ortadoğu’da suikastlarla, darbelerle bozdu; Laos’ta bozdu, Vietnam’da bozdu... Soğuk Savaş’ın ardından Yugoslavya’yı parçalayarak bozdu, Afganistan ve Irak’ı işgal ederek bozdu, Libya ve Suriye’ye saldırarak bozdu...

Emperyalist ABD, sözünde durmayarak, NATO’yu sürekli Rusya’ya doğru genişleterek barışı bozdu. (Ukrayna’daki savaşın asıl sorumluluğunun NATO’yu genişleten ABD’de olduğunu bugün pek çok ABD’li akademisyen ve uzman bile kabul ediyor.)

ABD’NİN NATO PLANLAMASI

Ve ABD, önce kendi ulusal strateji belgelerine, ardından da NATO belgelerine Rusya’yı Atlantik cephesi için “yakın tehdit”, Çin’i de “mücadele edilecek baş rakip” diye işaretledi.

Ve bunun gereği olarak da NATO’yu üç cephede, İsveç/Finlandiya hattından, Ukrayna’dan ve Gürcistan’dan Rusya’ya doğru genişletmeye çalışıyor.

Diğer yandan Çin’e karşı bölgede küçük ittifaklar kurarak bunları alt NATO örgütlerine dönüştürmeye çalışıyor. Avustralya’yı Çin’e karşı nükleer üsse dönüştürmeyi hedefleyen AUKUS ittifakı da Japonya ile Güney Kore liderlerinin son iki yıldır NATO zirvelerine üye gibi davet edilmesi de NATO’nun Japonya’nın başkenti Tokyo’da bir irtibat ofisi açmaya çalışması da bu amaçladır.

KÜRESEL GÜNEY’İN CAYDIRICILIĞI

Özetle, 79 yıl önce atom bombalarıyla barışı bozan ABD, 79 yıldır barışı bozan ülke olmayı saldırganlıklarıyla sürdürmektedir. Haliyle NATO Askeri Komite Başkanı Ora Bauer’in “Barış bozuldu, topyekûn savaşa hazırlanmalıyız” çıkışı bir savunma mesajı değil, saldırganlığın örtüsüdür. Ve tıpkı NATO Genel Genel Sekreteri Stoltenberg’in “NATO Asya’ya ilerlemiyor, Çin Batı’ya yaklaşıyor” denklemi gibi baş aşağı durmaktadır.

Bitirirken belirtelim: “Barış içinde yaşamanın beş ilkesi” hâlâ insanlığın önündedir ve çok kutuplu dünyayı adım adım inşa eden Küresel Güney inisiyatifi de ABD’nin bu saldırganlığı karşısında en büyük caydırıcılıktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları