Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hekimlik Başarısı

02 Mayıs 2020 Cumartesi

Türkiye salgın ile tıp bilimi alanındaki bilgi, birikim ve direnci ile başarılı bir savaşım yürüttü.

Hekim dostlarımızla bu başarının nedenlerini tartıştık. Şu sonuçlara varıldı:

- Cumhuriyet döneminden başlayarak sağlam, disiplinli, bilimsel temellere dayalı üniversite, devlet ve sigorta hastaneleri ile bütünleşmiş bir kamusal tıp eğitimi.

- Hıfzıssıhha Enstitüsü’nden başlayarak sosyalizasyon uygulamalarına değin (piyasacılıkla birlikte son verilen uygulamalar) halk yararına koruyucu hekimlik geçmişi.

- Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nda da örnekleri görüldüğü üzere, hekim geleneğimizdeki adanmışlık duygusu.

- ABD ve Avrupa ülkelerinin tersine, hekimlerimiz ve sağlıkçılarımızın çok sayıda vaka ile karşılaşma, çok hastaya aynı anda bakabilme, neredeyse aynı anda ders verebilme, aynı anda reçete yazabilme, aynı anda bürokratik engelleri aşabilme direnci; dolayısıyla zor koşullarla ve sorunlarla baş edebilme yeteneği.

Bir önemli bulgu da şu oldu:

Sağlık Bakanlığı’nın önlemlerine öncülük eden Bilim Kurulu üyelerinin bilimsel yeterliklerinin üst düzeyde, kararlarının da yerinde oluşu...

‘İnşallah Kurtulacağız’ Amacı

AKP liderinin, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı düşmanı İskilipli Atıf hayranını, Atatürk’ün kurduğu Türk Tarih Kurumu’nun başına getirmesi, Diyanet İşleri Başkanı’nın eşcinseller ve nikâhsız yaşama ilişkin sözlerini eleştiren Ankara Barosu’na “Diyanet İşleri Başkanımıza yapılan saldırı, devlete yapılan saldırıdır” diye seslenmesi, gazetemize soruşturmalar açılması, önce TELE 1’e, ardından FOX TV’ye ceza yağdırılması gibi gelişmeler, bir amacı işaret ediyor:

Kendi deyimleriyle “enkaz”ı, yani 1923 Cumhuriyet devrinden, onun kurum ve ilkelerinden kalan son parçacıkları da ortadan kaldırma amacını...

Bunun somut kanıtlarını da, AKP Genel Başkanı’nın son bir ay içinde yaptığı konuşmalarından anlıyoruz:

Birincisi:

Bir dönem kendilerini ülkenin tek sahibi sanan, hâlâ da aynı kibirli tavırla hareket eden hastalıklı zihniyet sahiplerine diyorum ki; düşün artık milletin yakasından. Her darbenin, her vesayetin arkasında siz vardınız, her kaosun, her kargaşanın arkasında siz vardınız. Milletin değerlerine, mukaddesatına, onuruna yapılan her saldırının tetikçisi sizdiniz. Yıllardır yaptığınız işin adı gazetecilik değil şeamet tellallığıdır. Ama artık bu devir sona erdi. Ülkemiz sadece koronavirüsten değil, aynı zamanda bu medya ve siyaset virüslerinden de inşallah kurtulacaktır.

İkincisi:

Türkiye’de demokrasi, çoğulculuk ve çokseslilik sıkıntısı değil demokrasinin istismarı, ideolojik bağnazlığın gözleri kör etmesi ve bet seslerin önünün sınırsızca açık olması sorunu vardır.

Üçüncüsü:

Devlet ile vatandaşları arasındaki siyasi, ekonomik ve sosyal ilişkilerin yeniden tanımlanacağı bir döneme giriyoruz.

Halktaki desteğini giderek yitiren AKP; “reis”çi sisteminde yeni bir hedefe, “ülkenin sahibi sanan (1923 devrimine sahip çıkan anlamında okuyun), hastalıklı, bağnaz, virütik ve bet sesli” olarak algıladığı toplumsal muhalefetten “inşallah kurtulacağı” bir sürece doğru koşuyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları