İlhan Selçuk

Değişen...

22 Haziran 1998 Pazartesi

PENCERE


Değişen...

Kim imam olmak ister?..

Benliğini bütün ömrünce dine, diyanete, ibade­te, riyazete vermek isteyene saygı duyulur. Eski­den elini eteğini bu dünyadan çekerek kendisini öteki dünyaya adamış olanlar arasından veliler yetişmiştir; ama, ermişlik tarihin yaprakları ara­sında kaldı.

Islamda imamlığın özel bir yeri yok!. Erişkin her erkek sırası düştüğünde imamlık yapabilir; bu gö­rev için imam hatip okulundan diploma almak gi­bi bir kural geçerli değil...

Soruyu şimdi yineleyelim:

Kim imam olmak ister?..

Eskiden çocuklara sorulurdu:

- Büyüyünce ne olacaksın?..

Kimisi, subay, kimisi doktor, kimisi mühendis, kimisi avukat olmak isterdi; zamane çocukları ye­ni hevesler taşıyorlar; bilgisayar mühendisi ya da işadamı olmak isteyen var; ama, siz hiç imam ol­mak isteyen çocuğa rastladınız mı?.. Çocuk, imam hatip okuluna, imam olmak için değil, savcı, yar­gıç, polis, kaymakam, vali olmak için gidiyor ya da gönderiliyor; laik Türkiye Cumhuriyeti’ni din devletine dönüştürme planının bir süreci yaşan­dı.

Peki, bu süreç noktalandı mı?..

*

Gazetelerde bir haber:

“İmam hatipler gözden düştü.”

Sekiz yıl zorunlu eğitim yasasıyla yatağı değiş­tirilen milli eğitimde imam okullarına ilgi birdenbi­re azalmış; İstanbul’da 24 imam hatip lisesinde 4 bin kişilik yer olmasına karşın 350 kişi başvur­muş...

Laik cumhuriyeti yıkmak yolunda kırk yıldan be­ri devlet eliyle yürütülen planlı programlı yatırım, ancak 28 Şubat uyarısıyla durdurulabildi.

Bir dönüm noktasıdır bu!..

Laik cumhuriyetin geleceği nasıl kurtarılabilir?.. Milli eğitimin temel ilkesi özenle uygulanacak; Öğ­retim Birliği Yasası sürekli olarak geçerli kalacak; imam hatip liseleri meslek okulu niteliğini koruya­cak; temel öğretim kurumlarına dönüştürülmeye­cek...

Yeter mi?..

*

Çok değil bir buçuk yıl önce, Türkiye bir felake­te doğru sürükleniyordu.

İrtica, iktidar olmuştu.

Hoca, Bacı’yı koluna takmış, devleti anayasal düzenin dışına kaydırıyordu.

Bugün Hoca’ya siyaset yasak!..

Ama partisi serbest.

Tehlike silindi mi?..

Türkiye dinci siyaseti besleyen bütün kaynak­ları kurutmak zorundadır.

İrtica; servet-sefalet çelişkisinin derinliğinden besleniyor; yolsuzluk, rüşvet, namussuzluktan yı­lan ve bu dünyadan umudunu kesen yurttaş din­ciliğe sığınıyor...

Bu kısırdöngü aşılmalı...

*

Politika din dışında yapıldığı zaman ülkeye de­mokrasi gelebilir; tarikatlarla, cemaatlerle politika yapılan bir toplum çağdaşlığa erişemez.

İslam dünyasının demokrasiden uzak yaşama­sı dincilik yüzünden... .

Dinciye hayır, dindara evet..

Dindara saygı, dinciye nefret..

(22 Eylül 1998 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları