Yeni orkestraları ve solistleri tanımak

17 Kasım 2021 Çarşamba

Orkestra üyelerinin bu dönemdeki kadar aynı anda birkaç değişik topluluğun üyesi olduğu bir başka dönem daha anımsamıyorum. 

Her orkestranın belli bir kadrosu olduğu zamanlarda yetiştik. Bugünlerde orkestra sayıları arttıkça bir bakıyorsunuz yeni bir isim altında toplanmış, hatta ayrı sandalyelere oturmuş, ama karşınızda aynı sanatçılar var.

Flarmonia İstanbul, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, CRR Senfoni Orkestrası, CRR Genç Oda Orkestrası, CRR Oda Orkestrası, İstanbul Filarmoni Oda Orkestrası, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Gedik Filarmoni.  Bir zamanlar Hamit Alacalıoğlu’nun kurduğu İstanbul Oda Orkestrası’nın çekirdek kadrosu üzerine nefesli ve vurmalı çalgıların ilave edilmesiyle, Hakan Şensoy ve Cihat Aşkın öncülüğünde kurulan ve 2004 yılından beri İstanbul’da düzenli konserler veren senfonik orkestra. 

Bir orkestranın düzeyini yükseltmek için aynı kadronun uzun zaman birlikte çalması, belli şeflerin zaman zaman onlara yeni renkler öğretmesi, dağarcıklarını geliştirmeleri ve yaşlanıp emekli olanların yerine yeni kuşaklar yetiştirilmesi gerekir diyebiliriz. 

YENİ MEVSİMİN RENGÂRENK AÇILIŞI

Geçen hafta İş Sanat’ın mevsim açılış konserinde “İstanbul Ensemble”ı dinledik. Bu orkestra pandemi döneminde çoğunluğu bağımsız sanatçılardan kurulmuştu. Geçen yıl İş Sanat’ın açılış ve kapanış konserlerinde de aynı grupta değişik sanatçılar da yer almıştı. Bu kez Rengim Gökmen gibi net vuruşlu ve çok deneyimli bir şefimizin yönetiminde, olağanüstü parlak bir çelliste eşlik ettiler: Macar sanatçı İstvan Varda’yı, Elgar’ın çello konçertosunda dinlemeye doyamadık. Varda, Mannheim Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi’nde profesör. 2007’de Çaykovski Yarışması’nı, 2014’te Münih ARD yarışmasını kazanmış. Orkestra, Beethoven’in 6. senfonisini de yine Rengim Gökmen’in güçlü yönetimi altında seslendirdi. 

Bu arada geçen hafta İKSV’nin sıra dışı organizasyonuyla dinleyicileri şaşırtan bir sürprizi vardı: Şef Finnegan Downie Dear yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın eşliğinde, on dokuz yaşındaki piyanist Alexander Malofeev’i dinledik. “Bir Rus Kışı” başlığı ile sunulan konserde, Romantik Dönem’den iki yapıt sunuldu: Rahmaninov’un ikinci piyano konçertosunun solisti Rusların son piyano dehası Malofeev idi. Çaykovski Genç Müzisyenler yarışmasını kazanmış. O da birçok deha gibi çalarken sanki bu dünyadan ayrılıp buharlaşıyor, başka bir evrene göç ediyor. Şef Dear’in yönetimindeki BİFO’nun eşliğinde Mendelssohn’un İtalyan Senfonisi’ndeki yorumu aydınlık ve sevecendi. Nedense son zamanda hiçbir konser programında rastlamadığımız Mendelssohn’u eski bir dost gibi kucakladık.

PROGRAM KİTAPÇIKLARI ARTIK YOK

Kâğıttan tasarruf etmek amacıyla artık konserlerde program kitapçıkları yok. Eğer evde baskı makineniz varsa konser organizasyonunun sayfasından programı basabilirsiniz. Yoksa salondaki izleyicilerin yüzde doksan beşi gibi çalınan eseri ve yorumcuları dahi tanımadan öylece izleyip konserden çıkabilirsiniz. Bazı konser mekânlarında programın resmini çekebileceğiniz bir nokta bulunuyor. Telefonunuza kaydettiğiniz bu bilgiyi de konser başlamadan ezberlemelisiniz. Eskiden bölüm aralarındaki yersiz alkışlara kızardık, artık hiç hakkımız yok. O zamanlar her bir eserin bölümleri ve tepesinde süresi yazardı. Şimdi dersinizi evde çalışmamışsanız bu bilgiden de yoksunsunuz. Nice dinleyici yıllar boyunca kitaplığında o programları biriktirmiştir. Kâğıttan tasarruf edilmiş oluyor da bilgiden tasarruf edilmesine ne demeli?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları