Festivalin doruk haftası

24 Haziran 2015 Çarşamba

Hani bazı konserler vardır, işte bu anda bir tarih yazılıyor, dersiniz ya, Trifonov, Aya İrini’de yarınlara taşınacak bir tarih yazdı.

43. İstanbul Festivali’nin son haftasında görkemli etkinlikler dorukta. Pazartesi akşamı Yuri Başmet yönetimindeki Moskova Solistleri’yle başladık haftaya. Son yılların en büyüleyici piyanistlerinden birisi olan 24 yaşındaki Daniil Trifonov, Chopin’in 1. konçertosunun solistiydi. Onu dört yıl önce ilk kez İşSanat’ta dinlemiş, Çaykovski’nin konçertosunu çalarken bu fani dünya ile ilişkisini kesip kendini başka bir âleme teslim etmesine hayran olmuştuk. Şimdi de kaç kez dinlediğimiz Chopin’in 1. konçertosunu nasıl içselleştirip, ruhunun derinliğiyle birleştirdiğine ve bizlere o derinliği nasıl aktardığına tanık olduk. Hani bazı konserler vardır, işte bu anda bir tarih yazılıyor, dersiniz ya, Trifonov, Aya İrini’de yarınlara taşınacak bir tarih yazdı.
Duyarlılığı, nefes kesen teknik becerisi, teatral olduğu kadar doğal yorumu etkileyiciydi. Bir yandan da uyarlamalar ve besteler yapıyor. Trifonov’un adı çağların büyük piyanistleriyle birlikte anılacak. Umarım o da günümüzün reklam medyasına kurban olmaz. Zira programına baktığınızda taa 2017 sonuna kadar hemen her gece dünyanın bir başka sahnesinde yer alıyor. O listeyi görünce, bu özel yaratılışlı kişiler korumaya alınmalı diye düşünüyor insan.
Başmet, çağımızın en ünlü viyola sanatçılarından ve donanımlı müzik insanlarından birisi. İstanbul programını her çağdan seçilmiş bestecilerle örmüştü. Chopin’in derin romantizminden sonra gerilere uzandı: Barok çağdan Telemann’ın viyola Konçertosu’nu onun solistliğinde dinledik. Sonra topluluk yeniden romantizme dönüp Çaykovski’nin Floransa Anısı’nı sunarken Rusların kendi folklorik renklerine gösterdiği özene ve inceliklere tanık olduk. Son olarak Çinli besteci Tan Dun (1957)’un modern- mistik yapıtıyla kısacık ama çok derin bir yolculuğa çıktık. Bislerde ise Mozart ve ardından Şnitke’nin Polkası ile bütün bir müzik tarihi tamamlanmış oldu.
Bu satırları yazarken akşam dinleyeceğim Magdelena Kozena konserinin heyecanı içindeyim. Ardından iki gün üst üste çağımızın büyük şeflerinden Paavo Jarvi’yi konuk edeceğiz. Her ikisi de baştan sona Brahms programı. Kemancı Christian Tetzlaff bestecinin keman konçertosuyla, piyanist Lars Vogt da 2. piyano konçertosuyla solistlerimiz olacak. İki konser boyunca Brahms’la öğür olacağız. Bu haftanın son ünlü konseri Lozan Oda Orkestrası’nın baştan sona çalacağı Mozart yapıtlarını içeriyor. Yine ünlü bir kemancı, Arabella Steinbacher’i ve viyolacı Maxim Rysanov’u bestecinin güzelim konçertant senfonisinde bir arada izleyeceğiz.
Ve festival gelecek pazartesi akşamı dünyanın en çok aranan bir başka piyanisti, Yuja Wang ile Goetzel yönetimindeki BİFO eşliğinde son bulacak.

Berlin Filarmoni’ye sürpriz şef
Berlin Filarmoni Orkestrası 2018 Ağustos tarihiyle başa geçecek şefini bir türlü seçememişti. Dünkü gizli toplantılar sonucunda 2023’e kadar kontrat yapacakları şefi seçtiler: Rus asıllı Kiril Petrenko (1972). Halen Münih Devlet Operası’nın genel müzik direktörü, Berlin Filarmoni’yi de daha önce üç kez yönetmiş.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları