Ortadoğu’nun en yeni lider adayı...

19 Mayıs 2015 Salı

AKP Türkiye’yi Ortadoğu’nun lideri yapacaktı. O proje çöktü. AKP dış politikası tamamen iflas etti. AKP, şimdilerde, iktidarını korumaya yönelik yeni bir enerji yaratma umuduyla, Ortadoğu’nun en yeni lider adayı Suudi Krallığı’nın, modern anlamda devlet oluğu bile şüpheli “şeyin” peşine takılıyor. Suudi Arabistan’ın da hiç şansı yok. Türkiye’yi de peşinde bir bataklığa sürükleme olasılığı ise çok yüksek.

Liderden, artçıya
AKP liderlik hayallerinin iflasının arkasında esas olarak üç etken yatıyordu. Birincisini, “lafla peynir gemisi yürütmeye kalkmak” olarak özetlenebilir. O dönemde ülkenin adeta konferans merkezine dönüştüğünü, konferansların dış politika anlamına gelmediğini bir çok kez vurgulamıştık. 2012 yılına gelindiğinde, bu durum, geçmişte Erdoğan’ı keşfetmiş, AKP hükümetini desteklemiş olan Morton Abramowitz gibi kıdemli diplomatların da dikkatini çekmeye başlıyordu. Abramowitz, 20 Eylül 2012’de National Interest’deki yorumunda, Erdoğan’ın bölgede “güç kullanmadaki isteksizliğini” vurgulayacak, “bölgedeki etkisini çok abarttıklarını” yazacaktı. Kısacası, AKP Türkiye’si liderlik arzuluyordu ama, ettiği lafların arkasına koyacak ne mali, askeri kapasitesi ne de iradesi vardı. Üçüncüsü, AKP liderliği Osmanlı İmparatorluğu’nun, bölge halklarının kolektif hafızasında bıraktığı nefret ve öfkeden adeta habersizdi.
Bunlara, AKP’nin, ABD’nin bölge politikalarını okumadaki başarısızlığını da ekleyebiliriz. ABD “bölgeden çıkıyorum” söylemini kurarken, burada bir boşluk yaratmayı düşünmüyor, dolayısıyla bunu dolduracak bir müttefik aramıyordu. ABD’ye bölgede, taraflardan birini diğerine karşı kullanabileceği, güçler dengesi gerekiyordu. ABD açısından, Türkiye bölgede onun yerini doldurarak güçlenecek yeni bir lider değil, bir denge unsuru olarak anlamlıydı.
Suriye, IŞİD politikaları bağlamında ortaya çıkan, garip ilişkilere burada değinmeye sanırım gerek.
Şimdi AKP Türkiye’si, tüm liderlik hesaplarından vazgeçerek, sırf petrolü olduğu için devletimsi özellik kazanmış, bir “şey”in liderlik rüyasının ve İran korkusunun, ürünü “Sünni ekseni” projesinin, peşine takılmaya karar vermiş görünüyor.

Lider de, neyin lideri
Suudi Arabistan’ın, Yemen’de, sözde İran etkisine, aslında Husilere karşı başlattığı hava saldırıları, Mısır, Katar gibi Sünni ülkeleri de içeren bir Ortak Arap Ordusu kurma girişimleri, bir liderlik iddiası tartışmasına yol açtı. Suudi kaynaklı medyanın da bu iddiayı dile getirmeye, “ya bizdensin ya da bize karşı” gibi ifadeler kullanmaya başladıkları görülüyor (CSMonitor, 14/05).
AKP Türkiye’sinin başaramadığını Suudiler başarabilir mi? Bölgeye düzen getirebilir mi? En iyisi, Graham Fuller’in blog’unda sorduğu sorularla başlamak: Ne liderliği bu? Orayı burayı bombalamak liderlik mi? Bu liderliğin bir vizyonu var mı? Arkasındaki ideoloji ne?
New York Times’da Hubbard’in işaret ettiği gibi (11/04), tüm afra tafrasına karşın Suudiler ABD’ye kalıcı biçimde bağımlılar. ABD’nin Katar ve Bahreyn’deki büyük üstlerinin yanı sıra, ABD servis, yedek parça, eğitim vermezse Suudi uçakları hatta ordusu bir yere kıpırdayamaz, sağı solu bombalayamaz. Mısır ve Pakistan da bunun farkında; sıra Yemen’e asker sokmaya gelince, yan çizerek Suudileri şoke ettiler. “Liderlik” hayalinin peynir gemisi, daha baştan karaya oturdu.
Suudi liderliği acaba “yumuşak” güce mi dayanacak? Gülmeyin, gelin yakından bakalım. İdeoloji: Vahabiliği bölgede benimseyen, IŞİD, El Kaide dışında pek kimse yok. Ya Arap ulusalcılığı? Bu da söz konusu değil. Peki, barış, demokrasi, liberalizm, halkçılık, kalkınma... Şimdi gülmeye başlayabilirsiniz. Para? Pakistan’ı, Mısır’ı satın almaya yetmedi ama belli olmaz, daha çaresiz ve acil gereksinim içinde olanlar bulunabilir...
Kısacası, Suudilerin de hevesleri kursağında kalacak. Tabii, eğer toz toprak yatıştığında hâlâ iktidardaysalar... Peşine takılmaya kalkanlara gelince “Allah kolaylık versin” diyemiyorum. “Allah akıl fikir versin” demek daha uygun olacak sanırım.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları