Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Küreselleşmenin merkezinden ‘yeni-faşizm’in merkezine

24 Şubat 2020 Pazartesi

1980’lerde yeni küreselleşme sürecinin merkezinde ABD vardı. 2008 finans krizi sonrası dönemde yükselmeye başlayan “yeni-faşizm”in merkezinde de ABD yer alıyor.

Bu iddiayı, çarşamba günü Almanya’nın Hanau kentinde, bir faşist militanın dokuz can alan terörist saldırısına dikkatle bakınca gözlerimizin önünde şekillenen resimdeki ayrıntılarla desteklemek olanaklıdır. 

 ‘Beyaz ulus’ ve düşmanları

Hanau’daki terörist saldırıyı gerçekleştiren faşist bir “yalnız kurt” değildi. O, ABD’de, Norveç’te, Yeni Zelanda gibi Batı ülkelerinde, camilere, sinagoglara, siyahların gittiği bir kiliseye, azınlıkların alışveriş ettiği marketlere yönelik terörist saldırıları gerçekleştiren militanlarla aynı “siber uzayı”, aidiyet duygusunu ve dünya görüşünü paylaşıyordu.

Söz konusu aidiyet duygusu, ülkelerin sınırlarını aşan “siber uzaydaki”, ABD merkezli bir iletişim ağı üzerinde şekillenen bir “beyaz ulus üstünlüğü” fantezisine ilişkindir (Uluslararası sermaye ulus devletlerin gücünü kırıyor diye sevinen şaşkınlar, acaba arkasından neyin geleceğini sanıyorlardı?). Bu eylemciler, tek tek kişiler ya da faşist grupların üyeleri olarak terörist eylemlerini bu “beyaz ulusu” korumak adına gerçekleştiriyorlar. Takip ettikleri web siteleri, katıldıkları “chat room” çevrelerinde bu “beyaz ulus” fantezisini ortak ideolojik araçlarla üretiyor ve besliyorlar. 

Bu “beyaz ulus üstünlüğü” fantezisinin merkezinde, bir Fransız entelektüelin ürettiği, ABD’deki neo-nazi grupların benimseyerek yaymaya başladığı “Great replacement” paranoyası var: Göçmenler, beyaz ırktan olmayanlar, beyazların yerini almaya başladı. Yakın gelecekte beyazlar kendi ülkelerinde azınlığa düşecekler, soylarını, dinlerini, kültürlerini koruyamayacaklar. 

Terörist eylemlerin aktörleri, artık mutlaka bir ırkçı, dinci, kadın düşmanı “manifesto” yayımlayarak, eylemi “beyaz ulus” adına gerçekleştirdiklerini anlatıyorlar. “Beyaz ulus”un siber uzayında, Müslüman düşmanlığı, “göçmenlerin gelişini Yahudiler örgütlüyor, finanse ediyorlar” iddiasıyla birleşiyor.

Merkezinde ABD var

“Beyaz üstünlüğünü” savunan ABD’li örgütler, Avrupa’da ve dünyanın başka yerlerindeki “beyaz üstünlüğü” savunucularıyla yalnızca “siber uzayda” değil, düzenledikleri toplantılarla gerçek mekânlarda buluşuyor, tartışıyor, onlara silah eğitimi veriyorlar. Bu hareketleri yakından izleyen araştırmacılar, Ukrayna’daki savaş ortamının, yeni-faşizmin militanlarının deneyim kazanması için çok verimli bir platform oluşturduğunu vurguluyorlar.

Donald Trump da konuşmalarında “beyaz üstünlüğü” gruplarını kayırıyor, terör eylemlerinin ardından onları doğrudan eleştirmiyor, göçmenleri hedef alıyor. Trump’ın seçilmesinde çok önemli bir rol oynayan Steve Bannon, Avrupa’da kurduğu bir örgütlenmeyle “beyaz üstünlüğünü” savunan grupları, birleştirerek bir “Beyaz Enternasyonal” oluşturmaya çalışıyor. 

Trump’ın Almanya’ya büyükelçi olarak atadığı, Fox News haber kanalından Richard Grenell, 2018’de, Bannon’un kurduğu Breitbat Web sitesiyle yaptığı söyleşide, “Avrupa’nın sağ milliyetçi gruplarını güçlendirmek istediğini” söyleyerek “küçük” bir skandal yaratmıştı. Cuma günü gazeteler, Trump’ın bu Grenell’i, ABD’nin istihbarat örgütlerini koordine eden ve denetleyen kurumun başına atadığını aktarıyorlardı ve Trump Almanya’daki faşist katliam üzerine hâlâ bir açıklama yapmamıştı.

Trump, yargının başına kendi yandaşlarını getirdi, Cumhuriyetçi Parti’yi egemenliği altına aldı, içişleri bakanlığında çok sayıda personeli değiştirdi. Şimdi de istihbarat yapılanmasının başına kendi adamını getiriyor. 

Bu sırada, Avrupa ülkelerinde özellikle Almanya’da siyasi merkez parçalanmaya devam ediyor; Hıristiyan Demokrat Parti bir liderlik krizi yaşıyor. Merkez partiler sağa kaydıkça, yeni-faşizmin partileri oy kaybetmiyor aksine güçlenmeye devam ediyor. Tek umut veren ve eğer merkez partilerle bir araya gelebilirse “faşistleşme sürecini” yavaşlatabilecek parti, siyasi spektrumun sol ucundaki Yeşiller. AfD de faşistler de bunun farkında, Yeşilleri esas düşmanları olarak görüyorlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump! Nasıl yani? (2) 14 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları