Amerikan Faşizmi: MAGA

05 Eylül 2022 Pazartesi

ABD’de Devlet Başkanı Joe Biden, partisinin kasım ara seçimlerine yönelik kampanyasında, 25 Ağustos’ta Maryland’da gerçekleştirilen bir toplantısında yaptığı konuşmadan Trump yanlısı MAGA (Make America Great Again - Amerika’yı Yeniden Büyük Yapalım) hareketinin ideolojisini “yarı-faşist” olarak niteledi. Böylece, Biden ve Demokratik Parti Amerika’da, “süreç olarak faşizm” gerçeğini nihayet zımnen de olsa kabul ediyordu.

TEHLİKENİN ADINI KOYMAK

Biden geçen perşembe günü, Bağımsızlık Bildirisi’nin ve anayasanın şekillendiği mekân olarak büyük simgesel öneme sahip Philedelphia Independent Hall’de, dev bir Amerikan bayrağı önünde ve iki yanında birer denizci askerin eşliğinde yaptığı konuşmada, bir adım daha ileri giderek, “ülkede yaşanmakta olanların normal olmadığını” vurguladı. “Size doğruları, ne kadar acı olurlarsa olsunlar, söylemek benim görevim” dedi ve ekledi: “MAGA Cumhuriyetçileri anayasaya saygı duymuyorlar. Hukuk düzenine inanmıyorlar. Halkın iradesini tanımıyorlar. Seçim sonuçlarını kabul etmiyorlar... Otoriter liderleri destekliyor, kişisel haklarımıza, adalet arayışımıza, ekonomik güvenliğimize, ülkenin ruhuna tehdit oluşturan siyasi şiddetin ateşini körüklüyorlar...”  Kasım seçimlerine atıfla, “Gezegenimizin geleceği bu sandıklardadır... Eğer Cumhuriyetçiler Kongre’nin kontrolünü ele geçirirlerse nerede yaşadığınız fark etmez: Kadınlar her yerde tercih yapma haklarını kaybedecekler.”

Biden, “Bunları engellemek elimizdedir ve engellemeliyiz” dedikten sonra “Biz özümüzde (at core) hâlâ bir demokrasiyiz” saptamasıyla aslında Trump döneminde demokrasinin ne kadar aşındığını, süreç olarak faşizmin ilerlediğini, kasım seçimlerinin, 2024’te tek parti rejimi kurmayı arzulayan MAGA akımının federal-merkezi devleti ele geçirmesini önlemek için son fırsat olduğunu da itiraf etmiş oluyordu.

Tehlikenin adını doğru koymak, doğru mücadele araçlarını kullanabilmeye olanak verir. Yukarıda aktardığım iki konuşmasında Biden’ın hem tehlikenin adını doğru koyduğunu hem de MAGA hareketinin içeriğini doğru tanımladığını düşünüyorum. Biden’ın, Cumhuriyetçi partinin MAGA hegemonyası altına girmiş olduğunu saptamakla birlikte, tüm Cumhuriyetçilerin MAGA olmadığını özellikle vurgulaması da önemliydi.

‘DEVLET DÜŞMANI’

MAGA entelijansiyası Biden’ın açıkça MAGA’yı faşist bir hareket olarak niteleyip hedef almasının, geleneklerin dışına çıkıp önceki başkanın (Trump) adını vererek suçlamasının yarattığı durumun hemen ayırdına vardılar, paniğe kapıldılar: Bunlara göre Biden, “MAGA Cumhuriyetçilerini devlet/halk düşmanı ilan etmişti”, “Tarihin en bölücü konuşmasını yapmıştı”. MAGA entelijansiyası, sürekli “birlikten”, “Amerika’nın ruhundan” söz ederken aniden Biden tarafından bölücülükle, Amerika’nın ruhuna karşı olmakla dolayısıyla vatansever olmamakla suçlanmıştı. Biden bunların amaçlarını ve hedeflerini, kasım seçimlerinin getirdiği tehlikeyi açık etmişti. 

Artık oyun ortada, saflar belirlendi. Şimdi, Biden, doğru yasal ve güvenlik araçlarını sonuna kadar kullanmaya kararlı mı? “Bölünmüşlük” halini (kutuplaşmayı), “kültür savaşları” gerçekliğini kabul ederek gerekenleri yapabilecek mi? Yoksa kısa sürede, bugüne kadar sonuç vermeyen birlikçi tutumuna geri dönerek MAGA’nın değirmenine mi su taşıyacak? Bu soruların cevaplarını biraz da büyük sermayenin tercihleri belirleyecek.

ABD’de, eyaletler düzeyinde, seçim bölgelerini, özellikle senato seçimleri söz konusu olduğunda, Cumhuriyetçilerin şansını artıracak biçimde belirleyen bölünmüşlüğün derinliğini, Cumhuriyetçi Parti’nin Yüksek Mahkeme üzerindeki kontrolünü, MAGA hareketinin sosyal tabanının militan özelliklerini düşününce iyimser olmak zor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Koşullar uygun değil! 27 Mayıs 2024
Çürüme ve çözülme 23 Mayıs 2024
Bir Ukrayna daha mı? 20 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları