Sivil Darbeyi Yeni Görenler

31 Mart 2015 Salı

Son İç Güvenlik Yasası ve Cumhurbaşkanlığı’na verilen örtülü ödenek, “Sivil Darbe” tartışmalarını yeniden alevlendirdi...
Çünkü yapılan değişikliklerin demokrasiyle de parlamenter rejimle de bir ilgisi yok:
Doğrudan doğruya tek adama bağlı, otoriter bir parti-devlet modeli, anayasa bile değiştirilmeden devreye sokuldu...
Herhalde buna “Sivil Darbe”den başka bir ad koymak olanaklı değil.

***

“Sivil Darbe”, fiilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uygulamaya kondu:
Erdoğan hem seçimlere başbakan olarak katıldı, hem de seçildikten sonra “tarafsız Cumhurbaşkanı” olarak parti genel başkanı yetkilerini kullanmaya bir süre devam etti...
O sırada hukuk otoriteleri bunu fiili bir “Sivil Darbe” olarak nitelemişti.
Bugün, Cumhurbaşkanlığı’nın resmen icrai bir kurum olduğu son “örtülü ödenek” tahsisi ile onaylanmıştır...
Anayasaya aykırı olan bu durumu Erdoğan da artık açıkça ifade ediyor:
“Parlamenter rejim bekleme odasına alındı” diyor...
“Sivil Darbe”nin AKP nezdindeki adı da böylece konmuş oluyor:
“Rejimin bekleme odasına alınması!”

***

Aslında “Sivil Darbe” süreci çok daha önceden başlıyor:
Örneğin ben, daha 2008’in başında iki yazıyla “Sivil Darbe”ye dikkat çekmiştim:
“Türkiye’de anayasal rejim, bir sivil darbe ile değiştirilmek isteniyor...” (Cumhuriyet, 28 Ocak 2008)
Sanıyorum “Sivil Darbe” terimini ilk kez kullanan Ataol Behramoğlu’dur...
Daha 2003’te, “Bence AKP’nin kendisi bir sivil darbe girişimi içindedir...” diye yazmış. (Cumhuriyet, 4 Ekim 2003)
Ali Sirmen de bu konuda çok yazı yazmıştı.
Özet olarak, önyargılı olmayan herkes AKP’nin bir “Sivil Darbe” peşinde olduğunu bugünden en az sekizon yıl önce fark etmiş ve kamuoyunu uyarmıştı! (Cumhuriyet’in “Tehlikenin farkında mısınız” kampanyasının 2006’da olduğunu da unutmayın.)

***

AKP’nin totaliter ideolojisini, otoriter söylem ve eylemlerini görmezden gelerek onu destekleyenlerin ve bugünlere getirenlerin, yaşadığımız sivil darbe sürecindeki sorumlulukları çok büyüktür...
Şimdi yüksek sesle dile getirdikleri Erdoğan ve AKP eleştirileri, eskiden aynı sertlikte ifade ettikleri hayranlık ve övgülerini ve bugünkü bunalımdaki sorumluluklarını unutturamıyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları