Örgüt ve Eğitim

07 Nisan 2015 Salı

Okurlarımız kimi zaman sitem ediyor:
Hep sorun yazıyorsun, çözüm üretsene” diyorlar.

***

Aslında tarih, akıl ve bilim, insanlığın deneyim birikimi olarak çözümleri önümüze koyuyor:
Ama biz, kimi zaman “herkesin bildiği”, “klasik gerçekleri” küçümsediğimiz, kimi zaman da Türkiye’ye özgü “hazıra konma alışkanlığımızdan” dolayı “kolaycılığa kaçtığımız” için, bunları görmüyoruz, görmek istemiyoruz, göremiyoruz.

***

“Hazıra konma alışkanlığımız”, Atatürk Devrimlerinin getirdiği, bedeli ödenmeden sahip olunan, başta kadın hakları olmak üzere, çağdaş temel hak ve özgürlüklerimizin tepeden inme verilmiş olmasının yarattığı rahatlıktan kaynaklanıyor.
“Herkesin bildiği” için küçümsediğimiz “klasik gerçekler” ise iki sözcükten ibaret: “Örgüt ve eğitim.”
Toplumsal ve siyasal sorunlarımızın çözümü için “örgütleneceğiz” ve bilinçlenme için de “eğitim” yapacağız!
Oysa, hem haklarımız ve özgürlüklerimiz Cumhuriyet döneminde zaten tepeden inme verildiği...
Hem de nutuk atmak, ahkâm kesmek, eleştirmek, örgütlenmek ve eğitim için çalışmaktan daha kolay olduğu için...
Herkes konuşup eleştiriyor, fakat kimse elini taşın altına koymuyor.
Böylece demagoglar iktidar sahibi oluyor...
Çoğunluk baskısı, “milli irade” yutturmacası ile, temel hak ve özgürlüklere dayalı gerçek demokrasinin yerine geçiriliyor ve bizi boğuyor!

***

Ama bazı öyle meslekler var ki, sahip oldukları meslek ahlâkı yani deontoloji, mensuplarını “örgütlenme” ve “eğitime” yönlendiriyor:
Doktorluk bu mesleklerin başındadır.
Hafta sonunda, doktorlar tarafından kurulmuş olan bir meslek “örgütünün”, Türk Toraks Derneği’nin, “eğitime” dönük bir kongresine katıldım...
Orada, hem göğüs hastalıkları hakkında yeni bulgular ve tedavi yöntemleri tartışıldı, bunlar hakkında kurslar verildi...
Hem de sağlık sorunlarımızın temel nedenleri irdelenerek, tıbbi ve toplumsal çözümler arandı.
İşte Türkiye’nin toplumsal ve siyasal sorunlarının çözümü de bu yöntemlerle oluşturulmalı” dedim.

***

Bir doktor şairin veya şair bir doktorun, Göksel Altınışık’ın şu dizeleri ne demek istediğimi daha iyi anlatabilir:
Peki sen bunca zaman
Nasıl uyumuşsun?
Ah, küçük burjuva
Yanlış yöne koşmuşsun.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları