‘Hırsızlık’ Üzerine Trajikomik Önerge

13 Ocak 2015 Salı

Sevgili okurlarım, bugün size Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na Konya CHP Milletvekili Attila Kart tarafından verilen bir soru önergesini aktarmak istiyorum.

***

“8 Ocak 2015
TBMM Başkanlığı’na
Aşağıdaki sorularımın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını Anayasa’nın 98 ve İçtüzüğün 96. maddeleri gereğince saygıyla talep ederim.
Atilla Kart
CHP Konya Milletvekili
AKP Yönetimlerinde, temel hak ve özgürlüklerin kullanımında artık ‘kronik’ hal alan ihlâller yaşanmaktadır. Bu ihlâller sonucunda, Yargı süreçlerine doğrudan müdahale edilmektedir. Paranoya boyutlarına ulaşan bu anlayış ve zihniyet, beraberinde ‘korku, panik, tehdit, baskı ve görevi kötüye kullanma’ uygulamalarını getirmektedir.
Bu anlayışın ‘trajik’ ve bir o kadar ‘kara mizah’ teşkil eden bir örneği 17 Aralık tarihinde Konya’da yaşanmıştır.
Konya-İstanbul Hızlı Tren hattının 17 Aralık tarihindeki açılış töreninde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması esnasında; Mustafa Şahin isimli yurttaşın, yanındaki kişiyle konuşurken ‘hırsızlık’ konulu bir sohbetin yapıldığını duyan Kolluk Görevlileri, adı geçen kişiyi hemen ‘derdest’ etmişler ve Feridiye Karakoluna teslim etmişlerdir. İlgili Savcı Recep Altun; adı geçenin ifadesinin alınmasını müteakip, serbest bırakılması yönünde talimat vermiştir.
Savcı, yasal gerekliliğe uygun davranmıştır.
Ancak, yasal uygulamanın ‘Ankara’yı tatmin etmemesi sebebiyle evrakın bir başka Savcı’ya intikali ve Mustafa Şahin’in Sulh Ceza Hâkimine sevki sağlanmıştır. Böylece, soruşturmaya doğrudan müdahale edilmiştir.
Bu arada, yasal gereklilikleri uygulayan Savcı Recep Altun’a da Ankara’dan -yüksek yerlerden- geldiği anlaşılan talimatla, ya da ‘yaratılan iklim’den vazife çıkaran ilgili mercilerin gayretkeşliğiyle, Savcı Recep Altun’un Zonguldak’a geçici görevle görevlendirilmesi sağlanmıştır.
Savcı Recep Altun; 2802 sayılı yasanın 68 ve 69. maddesinde sözü edilen ihlâllerden hiçbirisini gerçekleştirmemiştir. Bu yönde bir bulgu söz konusu değildir. Ancak, Türkiye’de yaratılan ‘baskı ve tehdit’ ortamı sebebiyle, bu ve benzeri ‘keyfi ve hukuk dışı’ uygulamaların yapıldığı görülmektedir.
Buna göre;
1- Savcı Recep Altun hakkında hiçbir somut iddia ve bulgu söz konusu olmamasına rağmen, bu görevlendirme hangi gerekçeyle yapılmıştır?
2- Takdiri yetki kavramıyla ilgisi olmayan, keyfi ve hukuk dışı işlem niteliğinde olan bu uygulamayı tesis eden HSYK’nun; Yargı Camiasına ‘bağımsızlık ve tarafsızlık’ anlamında güven vermesi söz konusu olabilir mi?”

***

Evet 2015 Türkiye’sinden bir kesit TBMM’ye de yansımış görünüyor...
Yorum sizin!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yumuşama aldatmacası 5 Mayıs 2024
1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları