24 Temmuz 2015’te...

26 Temmuz 2015 Pazar

Bir 24 Temmuz’u daha geride bıraktık.
Hem basından sansürün kaldırılışının 107’nci yılı dolayısıyla Gazeteciler Bayramı, hem de Lozan Barış Antlaşması’nın 92’nci yılıydı.

***

Daha eski olduğu için önce, Gazeteciler Bayramı’na bakalım:
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gazeteciler Bayramı’nı, Evrensel ve Özgür Gündem gazetelerini hedef göstererek kutladı; bilmiyorum, başka söze gerek var mı!
Yargılanan gazetecilerin sayısına zaten artık herkes şaşırmış durumda; çünkü her gün sayı artıyor...
İçerde yatanlar ise çile doldurmaya devam ediyor.

***

Türkiye’yi kuran Lozan Barış Antlaşması’na gelince:
AKP’nin, 7 Haziran seçimleriyle iktidardan düşürülmüş olan ama bin türlü oyunla yönetimini devam ettiren hükümeti, Lozan Barış Antlaşması’nın 92’inci yıldönümünde, sanki tarihle alay ediyormuşçasına, savaşa girdi...
Artık Güney sınırımızda resmen savaş var!
Savaşa girdiğimiz gün, Lozan Barış Antlaşması’nı anmak için İnönü Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Adalar Belediyesi ile birlikte Heybeliada’da, İnönü Evi’nde bir anma toplantısı düzenlemişti.
Toplantıya katılan bir değerli okurumun mektubunu paylaşıyorum:
“Dün tam yeri ve saatinde program gerçekleşti. Haberiniz ve ilginiz için teşekkür ederiz.
İlgi büyüktü. Teraslı arka bahçenin her bir katı insan doluydu. Konuşmalar zarafetle kısa tutularak İlber Hoca’ya söz verildi. Her zamanki sakin ve hafif müstehzi üslubu ile ezber bozan kısa sayılan bir konuşma yaptı.
Benim için yeni bir bilgi; hoca, Yunanistan ve Türkiye arasındaki nüfüs mübadele meselesinin, ‘benim bildiğim’ gibi karşılıklı istek çerçevesinde değil, daha çok Yunanistan ve arkasına aldığı büyük devletlerin bastırması ile gerçekleştiğini ve Türkiye’nin bu mübadeleyi hiç de istemediğini söyledi.

İkinci yeni bilgi; Lozan konferansında ülke sınırlarının belirlenmesi hakkında hiç de büyük tartışmaların olmadığı, esas tartışmaların kapitülasyonlar ve milli ekonomi alanında yaşandığı bilgisi idi.
Yaş ortalaması 70 civarındaydı (Bakın ‘70 yaşında bile insanlar dinlemeye gelmişti’ demiyorum). Bence bu ve bu tip konferansların, ülke siyaseti üzerine söz söyleyebilecek yaş gruplarına daha çok hitap etmesi stratejik açıdan faydalı olur düşüncesindeyim. 37 yaşındayım ve toplantının biricik genci idim.
Tekrar çok teşekkürler. Saygılarımla. Mert D.”

***

Cumhuriyet, yepyeni bir devlet ve çağdaşlık yolunda yepyeni bir toplum yarattı:
Bunlar, eğitim, adalet ve güvenlik başta olmak üzere, devlet kurumlarını yozlaştırmaktan, yağmadan, herkesi birbirine düşman etmekten ve sonunda Ortadoğu’da savaşa girmekten başka ne yaptılar?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları