Hayvan sevmemek

17 Temmuz 2024 Çarşamba

Köpek idam yasası taslağına karşı duygulandırıcı, düşündürücü videolar yayımlanıyor, tweet’ler atılıyor.

Barınaklarda bu duygulu canlılara yaşatılan acıları anlatan bir yazı okudum.

Buraların Nazi toplama kamplarından farksız olduğunu gördüm.

Acının en acıtıcı olanı dile gelemeyen olanıdır.

Hayvan acısını sözcüklerle değil iniltilerle, hıçkırık gibi sesler çıkararak dile getirmeye çabalar.

Sözünü ettiğim videolardan bazılarında korkusunu, çaresizliğini, yalnızlığını, titreyen kulaklarında gördüğümüz köpeği kucaklayamamak, titreyen kulaklarını öpememek, o kulaklara sevgi sözleri fısıldayamamak da benim içimi acıtıyor.

***

Evinde ister kuş, ister köpek, ister kedi, isterse hayvan diye adlandırdığımız bir başka canlı bulunan kişi, o canlının beslenme kadar sevgiye, sevgi sözlerine, okşayışlara da gereksinimi olduğunu bilir.

Kendimizi insan olarak adlandırdığımız biz canlılar nasılsak onlar da aynen öyledir.

Tek fark, duygularını sözcüklere dökemeyişleridir.

Her birinin, her türün, kendi aralarında anlaşma dilleri olduğunu biliyoruz.

Bu konuda çok etkileyici, bilgilendirici bilimsel araştırma ürünlerinden bazılarını şaşırarak, hayvan dediğimiz canlılarının kendi aralarındaki iletişim becerilerine hayranlık duyarak okudum.

Sorun, insanla hayvan arasındaki iletişim güçlüğünde; ortak dil, ortak sözcükler olmayışında düğümleniyor.

Bu düğümün çözümü bence bir tek ve sadece sevgidedir.

Evinizdeki hayvanla bunu zaten yaşıyorsunuz, yaşamalısınız.

Sokaktaki hayvanla ilişkinin, iletişimin ortak dili de sevgidir.

Beslemek kuşkusuz önemlidir. Fakat sevmek, duygusal iletişimler, kimsenin kuşkusu olmasın ki aynı ölçüde önem taşıyor.

***

Sevmek doğal bir duygu mu; öğrenilmesi, kazanılması gereken bir bilgi midir?

İkisi de. Ama bence daha çok ikincisi.

Başta çocuklarınız olmak üzere çok yakınlarınıza doğal olarak sevgi duyarsınız.

Fakat yine yakın çevreniz dışında kalan insanlar başta olmak üzere başka canlılara sevgi duymak hiç de kolay ve doğal değildir.

Meraklarınızla, kişiliğinizle, eğitiminizle ilgilidir.

Karmaşık bir konu olan insan sevgisini bir yana bırakıyorum.

Birlikte yaşadığınız evcil hayvan ya da hayvanlar varsa onların üzerinden ve genellikle de daha çok aynı türden hayvanlara ilgi ya da sevgi duysanız da bütün bir hayvan dünyasına ilgi ve sevgi duymak bir yaşama kültürü sorunudur.

Aynı ölçüde derinlikli bir duygusal ve kültürel olgudur.

Her canlının yaşamaya hakkı olduğunu düşünmek ve bu hakkı savunmak (kuşkusuz kendi yaşama hakkımızın sınırları koruyarak) insan olma yönünde bir aşamadır.

Hayvan dünyasının duygudan yoksun olmadığının daha çok ve daha iyi anlaşıldığı ve kanıtlandığı günümüz dünyasında o duyguya saygılı olmak, onun da tıpkı bizim insan dünyamız gibi sevinçleri, kaygıları, kederleri, yaşama tutkusu ve ölüm korkusu olduğunu duyumsamak, biz insanları onları anlamaya ve gerçek anlamıyla sevmeye yönlendirecektir.

Böyle bir sevgi ise, girişte belirttiğim gibi, insan ve hayvan dünyaları arasındaki iletişiminin en güçlü aracıdır.

***

İnsanları sevmek, bütün ülkelerde ve dünyada sevginin egemenliği, insan bencilliğinin aşılmasını gerektiren uzun ve sıkıntılı yolların geçilmesini gerektirmeye devam ediyor.

Hayvan sevgisinin kazanılması yönünde atılacak adımlar, hayvanların yaşama hakkının savunulması, daha yaşanılır bir dünyaya ulaşmada kuşkum yok ki kolaylaştırıcı bir etken olacaktır.

Yüzlerce yıldır insanlarla yaşayan köpek, kedi gibi yaşam yoldaşlarımız ise belli ölçülerde insanlaşmış canlardır.

Böyle bir cana kıyılması bir insanı öldürmekten farksızdır.

İnsanları insanlıklarından utandırmayın.

Yaşam yoldaşlarımızdan ellerinizi çekin.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz yaşında olmak 4 Eylül 2024
Sevildiğini bilmek 28 Ağustos 2024
Deli Dumrul köprüsü 21 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları