Arif Kızılyalın

Aragones Gitsin, Güvenç Gitsin Peki Kim Gelsin?

21 Aralık 2008 Pazar

F.Bahçe'nin İspanyol Teknik Direktörü Luis Aragones'i eleştirmeyenimiz yok. Bu işin ‘1 numarası’ Rıdvan Dilmen'den, sokaktaki Mehmet'e kadar herkes Kastilyalı çalıştırıcının misyonunu doldurduğu görüşünde. Oyuncu seçimleri, taktik anlayışı, maçı içindeki değişiklikleri hep tartışılıyor. Ortak görüş ise “Aragones gitsin.” Sanki o bavulunu toplayıp ülkesine döndüğünde Samandıra'da güller açacak; Yasin, Can, Ali Bilgin, İlhan Parlak birden ‘üst klas’ futbolcu sınıfına geçecek; Kazım, Deivid, Alex, Roberto Carlos gibi yıldızlar maç seçmekten vazgeçecek; Semih, Uğur Boral, Volkan gibi gençler de eski havalarını bulacak!

Biraz gerçekçi olmakta yarar var. Şu an Fenerbahçe'nin elindeki hoca, Avrupa'nın tüm ülkelerinde tanınan, bilinen bir isim. Örneğin UEFA'nın internet sitesin açtığınızda karşınıza 5 tane ‘yılın teknik direktörü’ adayı çıkıyor ve bu isimlerden biri de bizim tu-kaka yaptığımız Aragones. Yani şimdi biz bu adamı yollayacağız el birliği ile yerine daha iyisini getireceğiz?

Sahi, Aragones'ten daha iyisi, daha kariyerlisi kim? Capello, Morinho, Lippi, Ferguson mu? Bu markaları getirmeye para yeter mi? Hadi diyelim, başkanın kafası kızdı bir yerlerden para bulunup buluşturuldu; yeni çalıştırıcının ekibiyle, getireceği futbolcularla maliyeti kaça patlayacak Fenerbahçe'ye? Peki, o da kabul, bu ithal isim kaç günde tanıyacak futbolcularını, 17 rakibi nasıl süzecek noel arifesi öncesi?

O yüzden Aragones'in şu aşamada gitmesi yanlışların en büyüğüdür. Kaldı ki Aragones'in son 9 haftadaki lig istatistiği Galatasaray'ın da, Beşiktaş’ın da hatta Trabzon'un da çok önündedir... Üstelik mevsim ortasında giden her çalıştırıcı, geleni aratmıştır. İşte Türkiye liglerini, futbolcuları, havayı en iyi soluyan Mustafa Denizli'nin durumu bile ortada. Onun gibi futbol dehası biri bile Ertuğrul Sağlam'ı aratır hale geldiyse, büyük ölçekli takımlarda teknik direktör değişikliği intihardır...

Ebette, göndermeye çalıştığımız tek isim Aragones değil, elimizde balta Bursaspor'un teknik direktörü Güvenç Kurtar'ı da harcamaya çalışıyoruz ülkece. Adamcağız, sezonun bir yarısında takıma geliyor, Yusuf başta olmak üzere sezon başında alınan tüm yıldız görüntülü futbolcular sakat, yabancıların 5'i ülkelerine kaçmış, ondan sonra Kurtar seri beraberlikler aldığı için ‘istenmeyen adam.’ İşin daha garibi, Bursa, Trabzon önünde tarihi bir galibiyet alıyor, üstelik  kadroda 20 yaş altı Veli, Serdar Aziz, Yenal, Bekir gibi isimler var ama tribünler “Güvenç istifa” diye tempo tutmuş.

Ateşten gömleği giyen teknik direktörlerine böylesine önemli bir galibiyet sonrası teşekkür edeceklerine kapıyı gösteren bir camia olmuş Bursaspor. Gerçi, tüm Bursasporlular'ın görüşü değil “Güvenç gitsin” söylemleri. Çünkü bu işe yüreği ile bağlı olanlar biliyor ki, şu an itibarıyla Güvenç Kurtar'dan iyisi yok. Hele hele takımı toplamış, gençleri motive etmişken Kurtar'dan sonraki aşı tutmaz. Hele hele kulağımıza gelen iddialar var ki korkunç. Bursa'da top oynamış, kaptanlık yapmış, eski Yugoslav kökenli ‘iç’li, ‘dış’li bir teknik adam, ‘okey maması arkadaşı A...’ ile Teksas tribünlerinde “Red Kitçilik oynuyormuş...” Ayıp... Bir takımın teknik direktörü varken, TV’den sağa sola pas atanlara, en kritik haftalarda maça gelme bahanesi ile başkan ve yönetimin göz temasına giren ‘nöbetçi teknik direktörlere’ alıştık ama camiayı içten karıştırmak için taraftarlarla toplantı yapanlara ilk kez rastlıyoruz...

En iyisi Aragones de, Güvenç de gitmesin... Giderse inanın daha iyisi yok!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tasarruf diye diye 15 Mayıs 2024
Olimpiyata giderken! 14 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları