Meçhule Destek

20 Nisan 2013 Cumartesi

PKK’nin lideri Abdullah Öcalan İmralı’da BDP’liler ile görüşmelerinin sonuncusunda buyurmuş:
- CHP sürece destek vermelidir.
Ardından da eklemiş:
- CHP sürece destek vermezse kendini bitirir.
Bak sen şu işe! Abdullah Öcalan bırakmış her şeyi bir yana, CHP’nin bekasıyla ilgileniyor, onun yüzünden kaygılanıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran partinin selameti, PKK’yi kurup yöneten Öcalan’ın ne de umurunda ya!
CHP için tek kaygılanan Öcalan değil, 12 Eylül 2010 referandumunun bütün
“yetmez ama evet”çileri “CHP’nin daha güçlü olması için!” seferber olmuşlar, Kılıçdaroğlu’na ve partisine yol gösterme yarışına girmiş bulunuyorlar.
Tayyip Erdoğan’ın, BDP’nin ve Abdullah Öcalan’ın bütün destekçileri, Öcalan - BDP - Erdoğan sacayağı görüntüsünden fevkalade rahatsız durumda, sürekli olarak CHP’yi sürecin içine çekmeye çalışıyorlar.
Bunları hayretle, ibretle izliyorum.

\n

***

\n

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç’ı tabii ki bunlardan ayrı tutuyorum. Gülseren Hanım CHP’nin üyesi, tabii ki partisinin politikaları konusunda önerilerde bulunacak, uyararak, eleştirerek katkılarını sağlayacak.
Gülseren Hanım da süreç ve CHP konusunda tıpkı Abdullah Öcalan gibi düşünüyor.
O da partisinin sürecin dışında kalarak büyük fırsat kaçırdığı kanısında, o da Apo gibi CHP’nin sürece katılması gerektiğini ısrarla savunuyor. Sayın Onanç’ın, sürece CHP desteği konusundaki açıklamaları ve de bir televizyon programında, Genel Başkan’ın uyarılarına karşın, kamuoyu önünde partidaşlarıyla ters düşmesi üzerine
Kemal Bey’in isteğiyle istifa etmesi, dikkatleri tekrar CHP üzerinde yoğunlaştırdı.
Doğrusu tartışmayı yadırgadım ve
“Acaba ben hayal mi gördüm” diye de sordum.
Öyle ya Kemal Kılıçdaroğlu daha başlangıçta süreç konusunda Tayyip Bey’e desteğini açıklamamış mıydı? Hatta bunun üzerine Tayyip Bey, CHP’nin desteğine ihtiyaçları olmadığını gayet aşağılayıcı bir üslupla beyan etmemiş miydi?
Tayyip Bey’in süreç konusundaki en açık seçik açıklaması da bu olmuştu.
Onun dışında, Tayyip Bey’in ne yaptığı, şu anda nelerin olduğu konusunda herhangi bir açıklık yok.
Yalnızca gelişmelerden haberdar edilmediğinden yakınan ana muhalefet CHP değil, AKP’nin önde gelenlerinin önemli bir bölümü için de durum belirsizliğini koruyor.

\n

***

\n

Bu koşullarda kim, hangi akla hizmet CHP’den ne olduğunu ayrıntılarıyla bilmediği bir sürece destek vermesini ister? Böyle bir istek, meçhule destek talep etmektir.
“İlke olarak CHP, ayrıntılarını bildiği barışçıl çözüme destek vermeli midir” sorusunun yanıtı da tabii ki evet olacaktır.
Ancak bu evet şartlıdır; tabii ki destek istenirken, desteği istenen taraf süreç konusunda bilgilendirilecektir.
Kürt sorunu, etnik yönü de olan ama esasında Türkiye’nin genel demokrasi sorununun bir parçasıdır. Hiçbir dil, din, etnisite ayırımı yapmadan, kimsenin kimseye kimliğini dayatmadığı, hangi kökenden olursa olsun, bütün vatandaşların demokrasinin ve sürdürülebilir bir kalkınmanın bütün nimetlerinden eşit olarak yararlanabildikleri bir çözüme, değil yalnız CHP ama herkes destek vermelidir.
Türk’ün de Kürt’ün de yıllarca sürmüş olan sorunlarının çözümünün anahtarı budur.
Ancak bu kurallara uyarak, eşitliği bütün etnisitelere değil, bütün vatandaşlara teşmil ederek kurtulabilir Kürt de Türk de. Kürt’ün de Türk’ün de kaderleri ve kurtuluşları ortaktır.
Etnisite üzerine bina edilmiş politikalar ise ortak kurtuluşu ve çözümü değil, ayrıştırmayı getirir.
Siyasette, gerektiği yerde gerekli girişimleri cesaretle desteklemek çok önemli ve alkışlanacak bir davranıştır.
Ancak meçhule verilmiş, gözü kapalı destek akıl işi değildir.
İnsan her şeyden önce neyi desteklediğini bilmelidir.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları