Kimseyi Kandırmayın

21 Şubat 2013 Perşembe

Ne güzel bak! Silivride her şey açık açık cereyan ediyor. Adalet aramak için dışarıdan gelenlere biber gazı sıkılıyor.

\n

Kimse kimseyi kandırmıyor.

\n

Açıkça Siz bu işe karışmayındeniyor.

\n

Ne güzel bak! Duruşma sırasında mahkeme lafı dolandırmadan, yeni tanıklar dinlenmesi taleplerine açıkça yanıt veriyor:

\n

- Gerek yok, ben yeterli kanaate sahip oldum.

\n

Kimse kimsede yanlış izlenim uyandırmaya çabalamıyor. Her şey açıkça söyleniyor.

\n

Ama tam her şey böyle düzgün giderken, birden olmadık bir şey oluyor.

\n

Mahkeme Fatih Hilmioğlunun cezaevinde kalmasının kesin bir hayati tehlike teşkil edip etmeyeceği konusunda rapor düzenlemesi için Adli Tıp Kurumuna sevkini kararlaştırıyor.

\n

Kaç kere söylendi ve yazıldı. Hilmioğlu hükümlü değil, tutuklu, prensip olarak cezaevinde kalması zorunlu değil, hatta prensip olarak cezaevinde kalmaması gerekli. CMKnin 100. maddesine göre, istisnai bir tedbir olan kaçma şüphesinin, delillerin karartılması, sanıklar tanıklar üzerinde baskı oluşturulması gibi olasılıkların bertaraf edilmesi için getirilmiş bir tedbirdir tutuklama.

\n

Hilmioğlunun sağlık durumu o halde ki, artık bu olasılıkları gerçekleştirecek teşebbüslerde bulunması mümkün değil.

\n

***

\n

Hilmioğlunun hapishanede kalabilip kalamayacağının soruşturulmasına gerek yok. Çünkü hapiste tutulmasının gerekçesi ortadan kalkmış durumda.

\n

Ama bizde tutuklama, hükmü önceden vermiş olanların infazı bir an önce başlatması kurumu olarak algılandığından, bunları anlatmak mümkün değil.

\n

Baksanıza, Mehmet Haberalın, sağlık nedenleriyle tutukluluk süresinin bir bölümünü hastanede geçirmesi eleştiri konusu oldu.

\n

Sanki, hapishane hücresinde kalmakla hastane koğuşunda gözetim altında kalmak, kaçma ve delilleri yok etme konusunda farklı sonuçlar verirmiş gibi.

\n

Ne yazık ki, bu gerçekleri kimilerine anlatmak imkânsız. Oysa 12 Eylül döneminde bile kimi çok çarpıcı olayda bunu anlatmak mümkün oluyordu.

\n

Ama artık anlaşılmalıydı ki, özel yetkili mahkemelere bunu anlatmak mümkün değil.

\n

Anlamadıkları, anlayamadıkları veya anlayamayacakları için değil de anlamak istemedikleri için.

\n

Durum böyle olunca, durumdan azap duyduklarını ileri sürenler var ise, buna karşı, yasal düzenleme yoluna gidebilirlerdi.

\n

***

\n

Birbirini izleyen yargı paketlerinin bu yolda bir fırsat olduğu yazıldı söylendi. Eğer gerçekten bir insanın tutukluluk yoluyla idamının infazı istenmiyorsa bu yola gidilebilirdi.

\n

Cumartesi günü bu köşede çıkan Cinayetin Anatomisiadlı yazıda da Altan Öymenin 15 Şubat tarihli yazısında verdiği bilgiye dayanarak anlatıldı ki, CHP milletvekilleri Dilek Akagün Yılmaz, Kazım Kurt, Turgut Dibek, Ferit Mevlut Aslanoğlu, İhsan Köktürkün verdikleri önerge ile, ağır hastalık durumunda, tutukluluk nedenlerinin ortadan kalkmış olduğunu kabul ederek, sanığın tahliyesi öngörülmekteydi. Ama AKPnin oylarıyla bu önerge reddedildi.

\n

Eğer gerçekten, Hilmioğlunun veya Haberalın durumları vicdanları sızlatıyorsa, bu önergenin kabulü gerekirdi. Hatta kanımca, bu durumdaki hastalar için hüküm otomatik olarak da işletilebilirdi, Adli Tıp Kurumuna başvuru da gerekmeyebilirdi.

\n

Dikkat buyurunuz, burada hapishanede bulunmasında sakınca olup olmadığı hususu değildir önemli olan, çünkü zaten hapiste bulunmasının gerekçesi kalmamıştır ortada.

\n

Ufak bir ayrıntı gibi görünüyor, ama çok büyük farklılıklar doğuruyor.

\n

Ama bu yol bir türlü tutulmuyor ve Hilmioğlu bırakılmıyor.

\n

Sonra da vicdanların sızladığı söyleniyor.

\n

Oysa vicdanların falan sızladığı yok. Kimse kimseyi kandırmasın!

\n

Balbayın dediği gibi, 4. paketten, 5. paket çıkacak, hukuku matruşkaya çevirdiler”.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları