Atatürk, Cumhuriyet’in kültür bildirgesi sayılan 10. Yıl Nutku’nda şöyle seslenir topluma: 

“Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Türk milletinin yürümekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet bilimdir. Şunu da önemle belirtmeliyim ki yüksek bir insan toplumu olan Türk milletinin tarihi bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve bunda yükselmektir.” 

Kimya dalında Nobel Bilim Ödülü alan Aziz Sancar, onu Anıtkabir’de Atatürk’e sunarken “Bu ödülü, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Atatürk’e borçluyum. Atatürk, eğitimde fırsat eşitliğiyle Türk gençlerinin önünü açtı” diyerek onur madalyasını Anıtkabir Müzesi’ne armağan ederek adını değerbilenler tarihine yazdırdı. 

Yaşam düzenini, ovaların yeşilini, göllerin berrak sularını, mevsimlerin havasını bozan Covid belasının yayılmasını BioNTech aşısıyla etkisiz kılan Prof. Dr. Özlem Türeci ile Prof. Dr. Uğur Şahin adları yalnızca bizde değil, bütün dünyada da saygıyla anılıyor.   

130 ÖĞRENCİ

Uluslar bilimde, sanatta, teknikte, yönetim alanlarında çocuklarına yeteneğini geliştirici olanaklar yaratamıyorsa yalnız kendi toplumuna değil, insanlığa karşı da görevini yerine getirmemiş olur. En başta yetişme ortamı gelir. 

Yaşamı kolaylaştıran buluşları, genellikle yetenekli çocuklarını özel eğitimden geçiren toplumların yapması rastlantı değildir. Örneğin Alman Lisesi’ni bitiren 130 öğrenciden 100’ünün Almanya’ya gitmesi, kültürel dünyamızda büyük bir yetenek yitimi yaratmış olmuyor mu? 

Geleceğini ülkeleri dışında arayanlar, orada her istediklerinin gerçekleşeceğini sanmasın! On sekiz yılımı Berlin’de Türk çocuklarının 2. yabancı dil yerine seçebildiği Türkçe dersinin kitaplarını yazmaya verdim. Berlin’le bağlantım bugün de sürüyor. Türkiye’de üniversite bitirip yurtdışında gelişme yolları arayan nice öğrencinin ancak şoförlük, manavlık, garsonluk yaparak hayata tutunmaya çalıştığı da bir gerçek. 

KENT ENSTİTÜLERİ

Prof. Dr. İsa Eşme, Yarım Kalan Aydınlanma Atılımı Köy Enstitüleri (Kültür Üniversitesi, 2021) adlı yapıtında belediyelerin, “Kent Enstitüsü” kurarak o kurumların yeniden canlandırılacağını savunurken Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nin oluşturduğu “Kent Enstitüsü” ile İstanbul Belediye Başkanlığı Hayat Boyu Öğrenme Müdürlüğü’ne bağlı Sanat ve Meslek Edinme Kurslarını örnek gösteriyor. 

Kartal Belediyesi de çocukların ve gençlerin kültür ve sanatla aralarında sevgi kardeşliği yaratmaları amacıyla Sanat Akademisi adıyla bir Gençlik Senfoni Orkestrası oluşturmuştur. 

Yetişme ortamının ne denli etkili olduğunu, 15 yaşındaki Nisa Ölmez’in Bornova Belediyesi’nin Hobi ve Beceri Edinme Kurslarında keman eğitimi alarak ABD’deki en eski ve dünyanın sayılı okullarından olan New England Müzik Konservatuvarı’na giriş hakkı kazanmasıyla kanıtlanıyor.  

HAKSIZ SUÇLAMALAR

Politikacıların bir kesimi, “çokbilir” görünme heveslisi kimi bilim insanları, nice değer bilmez, ölüm kalım savaşları verilerek gerçekleştirilen Cumhuriyet dönemi söz konusu olduğunda, “Cumhuriyet ne yaptı ki ne varsa biz yaptık!” diye nutuklar atıyor... 

Ülkede kültür devrimi yaratan Atatürk’ün kurduğu TBMM’nin bir süre de başkanlığını yapan bir kişinin, hem de 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. yılının kutlandığı günlerde “Zaferlerle dolu bizim tarihimiz. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan Harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki” diye açıklama yapması ne acı!