Adnan Binyazar

Kadının erdemi

11 Ağustos 2023 Cuma

Ülkemizde hemen her gün, başka kadın ya da erkekle ilişki kurmaktan dolayı cinayet işleniyor. Bunda, gelir yetersizliğinin, ekonomik darlıkların da etkisi var. Cinayete varan olayların çoğu ekonomik darlıklardan, gelir yetersizliğinden doğuyor.

Önce de vardı bunlar ama ölümlere yol açmıyordu. Kadın, yoksulluğa direniyorsa da ailenin geçimini sağlama durumundaki erkek bir yerden sonra her şeyi göze alıyor. 

DEDE KORKUT’TA KADIN 

Kadınımızın direngenliği yüzyıllar öncesine dayanır. Türklerin küçük topluluklardan devlet olmaya yöneldiği dönemde kadına verilen değer bugünkünün çok üstündedir. Dede Korkut anlatılarında dörde ayrılan kadının erdemli olanı şöyle tanımlanıyor: 

“Evin dayağı odur ki yazıdan yabandan eve bir konuk gelse, kocası da evde olmasa, onu yedirir içirir, saygıyla gönderir.” Kadın, “eşinin bahtı, evinin tahtı”dır. Evlenilecek kadından şunlar beklenir: Baba Bay Büre Bey, “Oğuz’da kimin kızını alıvereyim sana?” diye sorar, oğul Beyrek’ten şu yanıtı alır: “Bana bir kız alıver ki ben yerimden kalkmadan o kalkmalı, ben karaguç (ehlileştirilmiş, bakımlı) atıma binmeden o binmeli!” der. 

Kırk yiğidinin oyununa gelen Dirse Han, oğlu Boğaç Han’ı okla yaralar. Ava giden oğlunun geri dönmediğini gören ana, kırk ince kızını yanına alıp dağda taşta onu aramaya gider. Boğaç Han ağlayan anasına, yarasından ölüm olmadığını, dağ çiçeğiyle onun sütünün karışımından yapılan merhemin iyi geleceğini söyler. Ana emceğini (meme) sıkar, çıkan sütle dağ çiçeğini karıştırıp merhem yapar.

ECEVİT’E ŞİİR YAZDIRAN KADIN!

Pülümür’ün bir dağ köyünde gördüm onu

yaşını sordum bir giz gibi güldü

kimi seksen dedi köylülerden kimi yüz

yüzüne baktım/bir giz gibi güldü 

BESER HATUN 

O soydan kadınlar çağımızda da yaşıyor. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın babaannesi Beser Hatun onlardan biri. 

Onu torunundan dinleyelim:

“Babaannemin ağabeyini karşı aşiretten birileri öldürüyor. Babaannem katili fark edince üzülüyor ama mutfağa giderek ekmek yapmaya başlıyor. Dedem mutfağa girince babannemin ağıt yaktığını görüp ‘Evde bu kadar çalışan varken sen neden ekmeği yoğuruyorsun?’ diye soruyor. Babaannem, ‘Bugün Kerbela günü. Ağabeyimi öldürenler evimize sığınmış. Ben bu hamuru gözyaşlarımla yoğurup kızgın ateşte pişirip onları doyuracağım ki onların içindeki kini, nefret ateşini söndürebileyim...’

Bu öyküyü Almanya’daki Maximilian Üniversitesi’nin eski rektörüne anlattım. “Babaannen hangi üniversiteden mezun?” diye sorduktan sonra “Keşke benim hümanizm kitabını yazmadan Anadolu’ya gelmiş olsaydım da Anadolu hümanizmini büyüklerinizden öğrenmiş olsaydım” dedi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk Aydınlanması 3 Mayıs 2024
Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları