Adnan Binyazar

Eğitim özgürlüğü

23 Eylül 2022 Cuma

İstanbul Kültür Üniversitesi atılım yaparak öğrencilere gelişmenin başlangıcı olan kültürel özgürlük sağlıyor. Üniversitenin açıklamasına göre öğrenciye fırsat eşitliği, çalışma ve ihtiyaç burslarının yanı sıra akademik eğitimi destekleyen pek çok burs da var: 

“Öğrenciler üniversitede akademik, sportif, diğer başarılarına göre bursla ödüllendirilecek, çalışma ve ihtiyaç burslarıyla da eğitim yaşamlarını daha verimli sürdürebilecekler.”

Gelir dağılımının adaletsiz olduğu bir toplumda özellikle yaşamını güç sürdüren ailelerin çocukları ekonomik özgürlüğe kavuşacak. Öğrenci, önündeki çetin bir engeli aşmış olacak... 

İBB de yurtlar açarak en azından öğrencilerin bir kesimine kolaylık sağladığını açıklamıştı. 

Öbür büyük belediyelere iyi bir örnek olabilir bu uygulama...

GİRİŞİMLER 

Programa göre “İstanbul Kültür Üniversitesi’nin kabul programı WeAccept ile kariyer hedefleri, kişilik özellikleri ve yetkinliklerine göre özel burs oranları tanımlanan öğrenciler YKS sonuçlarından bağımsız olarak burslu öğrenim görme şansına sahipler. Öğrenim görmek istedikleri bölüm, katıldıkları yarışmalar, aldıkları sertifika ve ödüller hakkında bilgilerini, referanslarını, kariyer hedeflerini, ilgi alanlarını belirten ve ardından kişilik envanterini dolduran öğrencilerin başvuruları objektif şekilde değerlendirildikten sonra kendilerine en uygun bölümleri tercih etmeleri durumunda yüzde yüze varan burs oranları tanımlanıyor. Üstelik WeAccept bursları, yedi yıl boyunca kesintisiz devam ediyor ve ÖSYM bursları ile aynı statüde değerlendiriliyor.”

DÜŞÜNSEL ÖZGÜRLÜK

Ekonomik darlık düşünsel özgürlükle aşılır. Koşullara göre Kültür Üniversitesi’nde öğrencilere bu olanak da sağlanıyor. Öğrenciler düşüncelerini açığa vurmakta da özgür oluyor. Tasarılarını, düşüncelerini, Teknoloji ve Proje Destek Birimi’nin oluruyla projelendirip hayata geçirebildiği gibi patent alabiliyor. Akademik kadronun, profesyonel dünyanın ve mezunların yardımlarıyla girişimlerine, yönlendirmeyle değil, özgürce başlayabiliyor. 

“İstanbul Kültür Üniversitesi öğrencileri; Erasmus+İKÜ Dünya gibi uluslararası öğrenci hareketliliği programları ile dünyanın dört kıtasından önde gelen üniversitelerde öğrenim görebiliyor. Avrupa Staj Konsorsiyumu kapsamında Avrupa’da staj yaparak farklı kültürlerle tanışırken uluslararası deneyim de kazanıyorlar.”

VERİMLİLİK  

Bu açıklamaları okuyunca asistanların da özgürce yetişebileceği ortamların yaratıldığı umuduna kapıldım. Bizde özgürce üretmek bir yana, birçok öğretim üyesi, kendi düşüncesine uygun bulmadığı tezleri başarısız sayabiliyor. Asistanlar düşündüklerini özgürce sunma bir yana, tezini hocanın olumlu bulacağı yolda geliştirmeye çalışıyor. Oysa tezler değişimlere, gelişmelere göre hazırlanıp yeni önermelerle sunulacak düzeyde olmalıdır. 

Yazımı düş kırıklığı yaratan bir olayla bağlayayım... 

Kültür alanında yetkin bir profesör, özel bir üniversitede günlerce hazırlanarak ders yılı başında öğrencilere çalışma alanlarını açıklarken onlara konuyla ilgili uzunca bir kitap listesi de ekler. Öğrenciler, “Biz buraya kitap okumaya değil, ders yapmaya geldik” diyerek profesöre karşı çıkar. 

Yönetim, şu açıklamayla öğrencileri haklı bulur: “Hocam, biz onların verdiği paralarla ayakta duruyoruz!” 

Başkasının güdümünde ders yapmayı ilkelerine aykırı bulan öğretim üyesi, anında görevi o yolda düşünenlere bırakır.  

Ülkemizdeki 200’ü yüzü aşkın üniversitenin üç beşinin dışında dünya üniversiteleri arasında adının geçmeyişinin nedeni bu olmalı...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk Aydınlanması 3 Mayıs 2024
Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları