Adnan Binyazar

Çağdışı sahneler

28 Temmuz 2023 Cuma

İnsanımız Atatürk devrimleriyle, sanatın, özünde yaratıcılık taşıdığının bilincine erdi. 1950’de Demokrat Parti yönetimi üstlenip kültürel kurumlaşmaların başına dar anlayışlı kişileri getirince kültür kurumlarında yıkıntılar başlamıştır.  

Gene de baskı dönemleri aşılıp Atatürk’ün çağdaş anlayışıyla yetişenler göreve getirilince sanatta gelişme dönemine girilmiştir. 

Genç beyinlerde yaratılıştan gelen sanatsal ruh kirletilseydi bugün meydanlarda heykel, kitaplıklarda kitap kalmaz, konser alanları dolup taşmazdı... 

UTANÇ SAHNELERİ

Demokrat Parti’nin ilk girişimi, amacı gençleri sanatsal yönden eğitmek olan Halkevlerini, köy çocuklarına eğitim yolunu açan Köy Enstitülerini, dünya klasiklerini yayımlayan Tercüme Bürosu’nu kapatmak oldu. 

Faşist yönetimler tarih boyunca kitap düşmanı olmuştur. O dönemde kitapların dünyasına girmeye çalışan bir Köy Enstitüsü öğrencisiydim. Kaba ruhlu insanların, sokağa dökülen Halkevi kitaplarının yağmur altında çiğnediğini görünce gözyaşımı içime akıtmıştım.     

12 Mart darbeciler yönetimi gelince kitaplar toprağa mı gömülmedi, çatı katlarında mı gizlenmedi, ahır köşelerine mi atılmadı, Shakespeare’in “Çağımızın özeti, kısacık tarihi” dediği tiyatroların kapılarına kilit mi vurulmadı?...

GERİCİLİK DİRİLİYOR MU? 

Milli eğitim bakanı daha koltuğuna oturmadan kızlarla erkeklerin aynı sınıfta öğrenim gördüğü karma eğitim düzenini bozmaya kalktı. Gerekçe olarak da “Veliler öyle istiyor!” diyerek o makamın adamı olmadığını açığa vurdu.

Din perdesi altında çağdaşlık düşmanlığını iş edinenler de kadını eve kapatmak, beynindeki aydınlatma ışığını söndürerek eylemsiz kılmaya kalkıyor. Ellerinden gelse filelerde dünya şampiyonu olan yetenekli kızlarımızı ölüm makinelerinden geçirecekler!

Oysa İranlı kadınlar bile türbanı tarihe gömme yolunda savaşım veriyor...

LAİKLİK DÜŞMANLARI

“2014’te kuruluşundan itibaren “tevhidi düşünce” adını verdikleri İlmi ve Metodolojik Araştırmalar Derneği’nin yönetim kurulu başkanı Osman Şimşek’in yürüttüğü İLMAR, Aydınlanma ve laiklik ile mücadele etmesiyle biliniyor. Şimşek’in derneğin sitesinde yazdığı son yazıda karma eğitim modelinin Protestanlara ait olduğunu öne sürerek “yerli ve milli” olmadığını belirtmesi de dikkat çekiyor.”

Laikliği yok etmeye kalkanlar, önce kendilerinin yok olacağını akıllarına getirmiyorlar. O bir yana, bunu düşlerinden geçirenler, ortaçağ karanlığının karşısına, ışığını daha geniş alanlara yayan Aydınlanma çağının çıktığını bilecek tarih bilgisinden de yoksunlar! 

Devrimlere dil uzatanlar Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençleri karşılarında bulacaklarını düşünemiyor, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması yolunda kadınların sokaklara döküldüğünü görmüyorlar mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk Aydınlanması 3 Mayıs 2024
Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları