Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İlk Türkçe Eğitim Yapan Lise Hangisi?
Yahya Kemal Beyatlı, Mehmet Akif, Reşat Nuri Güntekin, Hasan Âli Yücel, Şemseddin Günaltay, Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu, Reşat Ekrem Koçu, Ekrem Akurgal, Feridun Fazıl Tülbentçi, Sıddık Sami Onar, Süheyl Ünver, Kazım İsmail Gürkan, Yusuf Ziya Ortaç, Elif Naci ve daha niceleri... Türkiye’nin Osmanlı’nın son yıllarının ve Cumhuriyet döneminin yüz akı bilim adamları, sanatçıları, şairleri, yazarları ve eğitimcilerinin Vefa Lisesi’nden yetişmiş olmaları bir raslantı değildir.
\nVefa Lisesi 1872’de kurulduğu zaman “ilk sivil Türk lisesi” olma özelliğine sahiptir. Önce Vefa İdadisi, 1908’de Vefa Sultanisi, 1924’te de Vefa Lisesi adını aldı. 19. yüzyılın son çeyreğine girerken Osmanlı Devleti’nde Fransızca, İngilizce, Almanca, İtalyanca, Rumca, Ermenice, Yahudice, Arapça eğitim yapan sivil liseler var ama Türkçe eğitim yapanı yok. Kısacası anadilden başka eğitim yapan her türlü sivil lise mevcut, sadece Türkçesi yok. Osmanlı’nın o günkü durumunu, bu olay bile çok iyi anlatıyor.
\nYukarıda bir kısmının adlarını andığım, toplumu yücelten aydın insanların Vefa Lisesi’nden yetişmiş olmalarının arkasında yatan gerçek budur. Bir Hasan Âli Yücel, bir İsmail Hakkı Baltacıoğlu, bir Mehmet Akif’in anadilde eğitim yapan ilk (ve tek) liseden çıkmaları raslantı olamaz.
\nHer yıl mayıs ayının ilk haftasında “Boza Günü” yapılarak Vefa’nın kuruluş yıldönümü kutlanır. Bu kutlama herhangi bir lisede yapılan olağan kutlama değildir aslında. Tarihsel bir boyutu vardır ve Cumhuriyet’e omuz veren, onu yücelten insanların önemli bir kısmının bu liseden yetiştiğini görürüz.
\nBir sürecin yansımaları...
\nVefa’nın geçmişi ve yakın tarihi, Osmanlı’nın son dönemindeki süreci ve Cumhuriyet’teki dalgalanmaları, iniş çıkışları da yansıtır. Adnan Adıvar, Hüseyin Cahit Yalçın gibi döneme damgasını vurmuş pek çok ünlü de bu liseden yetişmişlerdi.
\nKuruluşundan itibaren Vefa’nın yakın tarihini incelediğimizde;
\n- hem Osmanlı’nın son dönemindeki sıkıntıları,
\n- hem de Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki özgünlüğü, idealizmi ve karşılaştığı sorunlarını anlarız.
\nVefa Lisesi’nin yakın tarihi ve yetiştirdiği insanların çabalarında, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin sürtüşmelerini görürüz. Lise’nin tarihi ile toplumun geçirdiği sürecin çalkantıları üst üste çakışır.
\nGelelim bugüne...
\nBu yıl Uğur’un (Dündar) 50. mezuniyet yılıydı, zorunlu nedenlerle katılamadı. Müjdat’ın (Gezer) 50. yılı da doldu dolacak. Böylece aralarındaki “yaş kavgası” da resmen sonuçlanmış oldu, kimin yaşça daha büyük olduğu ortaya çıktı!
\nBen üç yıl önce 50. mezuniyet yılımı doldurmuştum. Aynen 50 yıl öncesinde Vefa’dan mezun olurken aldığım gibi, ödülümü elli yıl sonra da yine İngilizce hocam Süheyla Berker’den almıştım. (*)
\nSon toplantıda başka bir tarih yaşandı. İstanbul Ticaret Borsası’nın büyük rekor sahibi ezeli ve ebedi başkanı Nejat Basmacı dostumuz bu yıl 91 yaşına girerken ailesinin, doğum günü pastasının üzerine neden “19” yazdıklarını anlattı. Kendisi hâlâ dimdik ayakta. Fidel Castro’nun rekorunu kırıp Guinness Rekorlar Kitabı’na gireceği artık kesinleşmiş bulunuyor!..
\nSevgili Basmacı, Vefa Lisesi’ni 1939 yılında bitirmiş; İkinci Dünya Savaşı henüz başlamamış iken.
\nAtatürk İstanbul Üniversitesi’ne gelerek öğrencilerin arasına oturup profesörün verdiği dersi dinlerken Basmacı da birkaç yıl farkla, Vefa’da öğrenciymiş. Atamız İstanbul Üniversitesi’nin yanı başındaki ilk Türk lisesi Vefa’ya uğrayıp orada Reşat Ekrem Koçu’dan tarih dersi dinleseydi belki de yanında Nejat Basmacı oturacaktı!
\nBugünkü yazımı bir “vefa borcu” olarak yazmıyorum: Vefa Lisesi’ne olan bir yurttaşlık borcu olarak düşünüyorum. Az bilinen bir tarihi gerçeğin kamuoyuna yansıtılması gerekiyordu. Osmanlı’da anadilde, yani Türkçe eğitim yapan ilk sivil lisenin, ancak 1872’de Vefa Lisesi ile ortaya çıktığını anımsatmak istedim.
\nEğitim, dil, toplum, bağımsızlık, özgürlük, kültür, uluslararası ilişkiler ve demokrasi arasındaki bütünsel bağların; Osmanlı’dan 2011 yılına gelinceye kadar geçirmiş olduğumuz sürecin köşe taşlarının unutulmaması için...
\n(*) Bu olayı 6 Haziran 2008 tarihli Cumhuriyet’teki Bıçak Sırtı köşemde anlatmış ve 50 yıl arayla çekilen iki fotoğrafı yan yana yayımlamıştım.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Yoğun kar yağışı beklenen iller açıklandı!
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Afyonkarahisar'da feci kaza
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Ölü ve yaralı var!
- AKP'li isim açıkladı!
- CHP'li vekilden Masterchef Sergen'e tepki